Deep Fake Dolandırıcılığı

Konuk Yazar: Av. Cenk KEMER / ATAK Hukuk ve Danışmanlık / Kurucu Ortak

Bu yazıyı yazarken uzun bir süredir sosyal medyada karşılaştığım ‘’BOTAŞ Petrolleri Yatırım Fonu’’ başlıklı tamamen dolandırma kastıyla hazırlanan reklam videolarından etkilenerek yazdığımı ifade etmek isterim.

Bu yazının yayımlanma sürecinde beni de Hukuk ve Bilişim Dergisi’nde Konuk Yazar olarak davet eden Hukuk ve Bilişim Dergisinin Kurucusu değerli meslektaşım Avukat Sayın Ali ERŞİN’e teşekkür ederim.

Hukuk ve Bilişim Üzerine

Hukuk ve bilişim birbirinden uzak kavramlar olarak görünse de son 20 yılda iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birbiriyle çok yakın ilişki haline geçerek Bilişim Hukuku’nu ortaya çıkarmıştır.
Kavram olarak hukuk; toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. (Kaynak:Hukuka Giriş, Prof.Dr Turgut Akıntürk, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2002 (Sayfa- 3))

Bilişim (Informatics) ise Üyesi olmaktan büyük gurur duyduğum Türkiye Bilişim Derneği’nin kurucusu olan Prof. Dr. Aydın KÖKSAL tarafından dilimize kazandırılmış bir kelime olup anlam olarak TDK sözlüğünde İnsanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi olarak tanımlanmıştır.

Aslında bu iki kavram özünde birbirine çok benzemektedir. Nitekim hukuk içinde sözel kelimelerle oluşturduğu kuralları barındırırken, bilişim sayısal değerlerle oluşturduğu kuralları barındırmaktadır. Nitekim birinde kelimeler ve harflerle kurallar oluşturulurken diğerlerinde 1 ve 0 lar ile kurallar oluşturulmaktadır. Buna göre bilişim ve hukukun temelinde kurallar olduğunu ve bu kuralların doğru bir şekilde kullanıldığında ortaya doğru sonuçlar çıkacağını yanlış kullanıldığında da yanlış sonuçlar çıkacağını görebiliriz.

Böylece İnsanların zaman içinde bilgiyi elektronik cihazlarda işlemesiyle ortaya sanal bir dünya ortaya çıkmış ve bu sanal dünya ile gerçek dünya adeta iç içe geçerek anlık olarak İnsanların duygu ve düşüncelerini farklı bir davranış metoduyla ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.

Gerçek dünya ile sanal dünyanın iç içe geçmesiyle insanlar günlük hayatta yaşadığı sorunların çözümünü kolaylaştırırken aynı zamanda pek çok sorunu da ortaya çıkarmış ve bu sorunların çözümlerini ortayan koyan bir hukuk disiplini olan Bilişim Hukukunu oluşturmuştur.
Bilişim Hukuku da kendi içinde çeşitli kuralları barındırmaktadır. Bu kurallar ortam sanal olsa da gerçek hayatı birebir etkilediğinden gerçek hayattaki düzenin sağlanması adına otorite olan devlet tarafından oluşturulmuştur.
Ben ise bu yazımda ceza hukuku içinde yer alan dolandırıcılık suçunun bilişim alanında  bir tezahürü olan ve son günlerde Yapay zekanın da hayatımızda etkin olmasıyla ortaya çıkan Deep Fake dolandırıcılığından bahsedeceğim.

Deep Fake Dolandırıcılığı

Deep fake, yapay zeka kullanılarak gerçek bir kişinin görüntülerinin veya sesinin başka bir kişinin görüntüleri veya sesleri ile değiştirilerek oluşturulması işlemidir. Deep fake teknolojisi, son yıllarda hızla gelişmekte ve çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır.

Dolandırıcılık ise Türk Ceza Kanununun 157. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Madde metninde ‘’Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.’’ denilmektedir. Buna göre dolandırıcılık suçunun varlığından bahsedebilmek için failin, bir kimseyi hileli davranışlarla aldatarak onun veya başkasının zararına olacak şekilde kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Örneğin Fail A’nın, İstanbul’a yeni gelen Mağdur B’nin yanına giderek İstanbul’daki Boğaz Köprüsünün kendisine ait olduğunu bu köprüden geçenlerden para alarak geçimini sağladığını ancak ailevi sebepler dolayısıyla İstanbul’dan gitmek istediğini bu nedenle 500.000 TL bedel karşılığnda B’ye satabileceğini söylemiştir. B’de bu teklifi çok mantıklı bularak kabul etmiş ve İstanbul’a gelirken bütün birikimi olan 500.000 TL’yi A’ya vererek köprüyü satın aldığını düşünmüştür. A, 500.000 TL’yi alarak kayıplara karışmış B’de köprünün gerçekte A’ya ait olmadığını ve kandırıldığını öğrenmiş ve A’dan şikayetçi olmuştur. Bu olayda A hileli davranışlarla B’yi aldatmış ve kendisine maddi yarar sağlayarak dolandırıcılık suçunu işlemiştir.
Türk Ceza kanunun 158. maddesinde nitelikli dolandırıcılık halleri sayılmış ve F bendinde dolandırıcılık suçunun‘’ Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle’’ gerçekleştirilmesini nitelikli hal olarak kabul etmiştir. Buna göre işlenen dolandırıcılık suçunda üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur denilmiştir.

Bilişim alanında Yapay Zekanın gelişmesiyle köprüler artık sanal ortamda satılmaya başlanmıştır. Nasıl mı? Gelin anlatayım.

Son günlerde sosyal medyada ‘’BOTAŞ-Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Yatırım Fonu’’ başlıklı bir reklam ortaya çıkmaktadır. Reklamın içeriğinde Cumhurbaşkanı, Bakanlar, BOTAŞ Yetkilileri, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Yetkilileri ve diğer idarecilerle bazı ünlülerin ses ve videoları Yapay Zeka aracılığıyla hazırlanan sahte reklamda kullanılmaktadır. Reklamda ilgili kişilerin sesi yapay zeka aracılığı ile klonlanılarak görüntüleriyle videolar oluşturulmakta ve ‘’BOTAŞ Yatırım Fonuna yatırım yapan vatandaşlara aylık 6.000 TL Türk lirası kazanma fırsatı verilecektir.’’ şeklinde konuşturulmaktadır. İlgili makamlar bu konuda tedbirleri alsa da her gün kaynağı bilinmeyen pek çok kullanıcıdan bu reklam sosyal medyada yayımlanmaktadır.

Kaynak:https://www.webtekno.com/facebook-botas-dolandiriciligi-h136623.html
Bu durumu bilişim özelinde değerlendirdiğimizde Yapay Zeka aracılığıyla ses ve görüntünün birebir klonlanarak çok tehlikeli bir şekilde gerçek olmayan ancak gerçek gibi algılanan videolar oluşturulmaktadır işte bu oluşturulan ses ve videolar Deep Fake yöntemini ortaya çıkarmaktadır.

Hukuken değerlendirmede bulunduğumuzda bu videoyu hazırlayan kişi veya kişilerin oluşturdukları videolarla yüksek kazanç vaadi ile videoyu izleyenleri aldatmaya çalışması ve bu fiil neticesinde mağdurun ya da mağdurların  videoyu devletin veya videodaki ünlü kişilerin hazırladığına inanarak faillerin belirttiği hesaba para göndermesiyle sonuçlanan olay Türk Ceza Kanununun 157 ve 158. maddesinde yer alan Bilişim sistemlerinin, araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturur.

Örnek üzerinden açıklamaya çalıştığım Deep Fake dolandırıcılığı olup gerekli önlemlerin alınmadığı durumlarda dolandırıcılığının dışında Deep Fake ile işlenebilecek pek çok suç türünü de ortaya çıkaracaktır.
Çok yakın bir zamanda Deep Fake yöntemi ile kişinin sesi ve görüntüsü klonlanarak bankacılık iş ve işlemlerinde kişinin banka hesaplarına erişilebileceği ya da kişinin sesi ve görüntüsü kullanılarak kişinin hiç işlemediği suçlar kişi tarafından işlenmiş gibi gösterileceği durumlar ortaya çıkacaktır.
Bu durumların önüne geçebilmek için disiplinlerarası çalışmalarla çeşitli önlemler alınmalıdır. Burada alınacak en temel tedbir kanaatimce hazırlanan görselin veya sesin gerçek olup olmadığını en kısa sürede tespit edecek teknik bir altyapının oluşturulması olup hukuki anlamda da cezaların daha caydırıcı olmasıdır.
Özetle bu yazımda Bilişim ve Hukuk ilişkisi ile Deep Fake dolandırıcılığına değinmeye çalıştım. Yazdıklarım bir makale olma amacı gütmemekte sadece temel kavramlara değinerek bilgi verme amacı taşımaktadır.
Her türlü soru ve görüşleriniz için av.cenkkemer@gmail.com üzerinden bana ulaşabilirsiniz.
Saygılarımla

16. Sayı’mızdaki “Hukuk Pratiğinde Yapay Zeka Kavramı” isimli yazıyı bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Yapay Zeka Hukuku alanındaki tüm Blog yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Konuk Yazar: Av. Cenk KEMER / ATAK Hukuk ve Danışmanlık / Kurucu Ortak