
Bilişim Hukuku ve Sosyal Medya
Konuk Yazar: Av. Can BAYRAK / Youtuber
Bilişim hukuku bir çok alanın birleştiği bir dal. Günümüz şartlarında bilişimin dahil olmadığı bir alan mevcut değil. Özellikle mesleğe yeni başlayan avukatlar için değişmez bir kural vardır. Ya mevcut bir alanda çok iyi olacaksınız ya da yeni bir alanda, bilinmeyen bir alanda bilgiye sahip olacaksınız. Bu yüzden bilişim hukukundan beklenti tam bir mühendislik düzeyinde olmasa dahi orta düzey bir bilgi birikimi ile bilişim hukukunda başarılı olabilmek mümkündür.
Öncelikle bilişim hukuku dendiğinde ortamın sanallığı söz konusudur. Ortam sanal evet!, yalnız insanların unuttuğu bir durum söz konusu. Suçlar gerçektir. Sanal ortamda işlenen her türlü suç gerçek hayatta karşılığını bulmakta ve müeyyidelere sebep olmaktadır. Sanal ortamın suça daha uygun bir altyapı sağlaması da bundan kaynaklanmaktadır.
Sosyal Medya da bitmek bilmeyen bir kaos ve sözlü taciz ortamı 2000’li yılların başından itibaren kendini göstermekte, herkesin evinde interneti, elinde telefonu ve ailesinin kullanımına sunulan bir bilgisayardan söz etmek mümkün. Hayatımızın bu denli içinde olan bilişim araçları da kanun koyucuyu bir takım önlemler almaya sevk etmektedir ki kanunlarımızda da sık sık değinilen tüm haberleşme araçlarında işlenen suçların aynen gerçekleşmiş sayılacağı ve cezalarda indirim öngörülmeyeceği yinelenmektedir.
Bilişim hukuku kendisini sadece suç olarak değil tüm adli dava ve türlerinde de gösterebilmektedir.
Sosyal Medya Fenomenleri ve Bilişim Avukatı
Günümüzde sosyal medyanın gücünü ve sosyal medya fenomenlerini görmemezlikten gelmek mümkün değildir. Milyonlara hitap eden, kitleleri yönlendiren sosyal medya fenomenleri hiç şüphesiz bilişim hukukunun olmazsa olmaz süjesidir.
Sosyal medya fenomenlerinin çoğunlukla maruz kaldığı suçlar genellikle bilişim araçlarıyla ve internet ortamında gerçekleşmektedir. İnsanların sanal ortamda kendisine yakın gördüğü, takip ettikleri, idol gördükleri ve içten içe samimiyet besledikleri sosyal medya fenomenlerine gerek ulaşılması imkansız görülmesi, gerekse canlılığı sorgulanan sanal bir gözlükle bakılması neticesinde acımasız yorumlar ile hakaret, tehdit ve taciz gibi eylemler gerçekleşebilmektedir. Sosyal medya fenomenlerinin bu suç içeren eylemleri normalleştirmesi de mümkün (dozu farketmeksizin eleştiri olarak adlandırması) olduğu gibi hukuki haklarını bilen ve bunu yargıya taşımak isteyen bir gruptan da söz etmek mümkündür.
Değinmek istediğim grup hukuki haklarını bilen ve bunu yargıya taşıyan sosyal medya fenomenleridir. Burada da bilişim avukatları devreye girmektedir. Sosyal medya fenomenlerinin gerek zaman kısıtlılığı gerek hukuki bilgi zaafiyeti nedeniyle bir bilişim avukatı edinmesi gerekliliği boy göstermekle birlikte, oluşan maddi ve manevi zararların karşılanması için de zorunlu görülmelidir.
Söz konusu suç eylemlerini gerçekleştiren şahısların ortak bir dili vardır. ‘’Herkes yapıyordu, beni görmez zanentim,ne olacak ki?’’ Burada sanal ortamın ne denli bir gerçeklik ötesi görüldüğü ve ne denli tehlikeli bir ortam haline gelebileceği de görülmektedir. Bu yüzden sağlıklı bir internet ortamı için yaşı küçük bireylerin aile bireyleri tarafından bilgilendirilmesi ve sağlıklı internet kullanımını teşvik edici önlemler alması da önem arzetmektedir. İnternet ortamındaki her bireyin de haklara sahip olduğunu unutmamamız gerekmektedir.
Konuk Yazar: Av. Can Bayrak / Youtuber
Hukuk ve Bilişim Blog platformuna ulaşmak için bağlantıya tıklayınız.
Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin yeni sayısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.