İÇERİK:

1. GİRİŞ

2. KARA PARA AKLAMA

3. BLOKZİNCİR VE KRİPTO PARA TEKNOLOJİLERİ

4. DEĞERLENDİRME

5. SONUÇ

GİRİŞ

Kara para aklama, kişilerin suçlarını gizleyebilmek veya suç gelirlerine yasal görüntü kazandırmak amacıyla, suçtan elde ettikleri malvarlığı değerlerinin niteliğini, kaynağını, yerini, durumunu, hareketini ve kime ait olduğunu saklama, örtme veya olduğundan farklı göstermelerine yönelik işlem ve faaliyetler şeklinde tanımlanabilir1 . Kara para aklamayla mücadelede uluslararası işbirliği muazzam önemlidir. Zira dijitalleşmiş düzende “kara para” niteliğindeki bir varlık kısa bir zamanda birden fazla ülkeyi dolaşabilmektedir. İşte bu noktada kripto paralar transfer hızı, gizliliği ve düşük transfer ücretleri nedeniyle suç gelirini aklamaya çalışan kişilerin dikkatini çekebilmektedir. Takip edilen suç geliri/varlığı bir kez takipten çıktığında tekrar yakalanması oldukça zordur. Bu nedenle özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Büyük Britanya ve Avrupa Birliği’ne üye devletler gibi finans devi otoritelerle kara paranın aklanmasıyla mücadele etme konusunda işbirliği yapmak önem arzetmektedir. Son zamanlarda kripto paralar vasıtasıyla kara para aklandığına dair birçok haber ve söylem gündeme gelmiştir2 .

Bu yazıda konuyu birçok yönüyle ele alacağız.

1) KARA PARA AKLAMA Avrupa Birliği ülkeleri, kara paranın sosyal ve ekonomik hayatta ortaya çıkardığı olumsuzluklara karşı refleks olarak 1989’da Paris’te OECD bünyesinde FATF’yı (Financial Action Task Force) kurmuştur. Ülkemizde kara para ile mücadele konusundaki önemli gelişmelere baktığımızda Türkiye’nin 1991’de FATF’a üye olarak işe başladığını görebiliriz. Türkiye, ilk yasal düzenlemesini 1996’da 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ile yapmıştır. Böylece Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) kurulmuştur. 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanununun 18 Ekim 2006 tarihinde yürürlüğe girmesiyle önceki kanun mülga olmuştur. Daha önceden “kara para”ya vücut veren suçlar kanunen tek tek sayılırken cari mevzuata göre bir alt limitten yüksek cezayı gerektiren her suçtan elde edilen “suç geliri” yaptırıma tabi tutulmaktadır3 . Bu noktada 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 282’ye göre “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Kara para aklama süreci temelde üç aşamadan oluşur4 : · Yerleştirme Aşaması (Placement) · Ayrıştırma/Katmanlama Aşaması (Layering) · Bütünleştirme Aşaması (Integration) “Yerleştirme aşaması”, devletin güçlü, suç geliri aklamaya çalışan kişinin ise daha güçsüz olduğu aşamadır5 . Burada temel amaç, genelde nakit şekilde elde tutulan suç gelirinin, meşru mali ve ekonomik dolaşıma sokulmasıdır. Finansal işlemlerde gerçekleştirilen büyük meblağlı nakit akışları dikkat çekeceğinden, soruşturma makamının müdahalesi bu aşamada pek mümkündür. Bu nedenle suçlular “yerleştirme aşamasında” genellikle nakit akışının yüksek olduğu, finansal kurumlarla olabildiğince az ilişki içerisine girilen faaliyetleri tercih edeceklerdir. Nitekim kara para aklamanın İngilizcesi olan “Money Laundering” (para yıkama) terimi ABDli mafya babası Al Capone’un kirli işlerin yasal yüzü olarak çamaşırhaneleri tercih etmesinden ileri gelmektedir6 . “Ayrıştırma aşaması”nda ise çeşitli finansal işlemlerle paranın kaynakları karıştırılarak, suç gelirinin kaynağını oluşturan yasa dışı fiilin/fiillerin izleri kaybettirilmeye çalışılır. Bir dizi karmaşık mali işlem gerçekleştirmek suretiyle paranın kaynağının takip edilme ihtimali olabildiğince azaltılır. Diğer bir deyişle, karmaşık mali işlemler kullanılarak denetim mekanizmaları aşılmaya çalışılır. İşte bu “katmanlama” aşamasında ülkeden ülkeye para transferleri gerçekleştirilerek yerel otoritelerin etki alanları dışına çıkılır ve izler silinir. Uluslararası işbirliğinin en çok gerektiği nokta burasıdır. “Bütünleştirme aşaması”nda suç geliri, meşru ekonomik faaliyetlerin içine yedirilerek ticari bir işin ticari bir getirisi şeklinde gösterilir.

2) BLOKZİNCİR VE KRİPTO PARALAR TANIMI Kripto paraların ne olduğunu anlamak için önce blokzincir teknolojisinin anlaşılması gerekir. Blokzincir, bir ağ içerisinde işlem yapan katılımcıların aynı anda aynı bilgileri kaydettikleri ve bu bilgileri birbirlerine de kaydettirerek verilerin ağdaki her katılımcı tarafından doğru şekilde tescil edilmesinin teminat altına alındığı bir teknolojidir7 . Bu kayıt işlemleri gerçekleştirilirken kayıtların değiştirilememesi amacıyla şifreleme teknolojileri kullanılır. İşlemler birbirine bağlı şekilde gerçekleştirilir ve böylece şifrelenmiş bir veri zinciri ortaya çıkar, ağın güvenliği artar. Böylece: · Blokzincir ağına kaydedilen veriler teorik olarak tek bir kullanıcı tarafından değiştirilemezler. Ancak tüm katılımcılar birbirlerine o veriyi farklı kaydettirirlerse kaydedilen veri değiştirilebilecektir. Görüldüğü üzere blokzincir, çalışma biçimi itibariyle ortaya demokratik bir yapı koymaktadır. · Şifreleme teknolojilerinin bu ağ içerisinde kullanımı ağı daha güvenli kılmaktadır. · Ağ katılımcılarının (nodes) verileri birbirlerine kaydettirmelerinden ötürü (peer-to-peer) işlemlerin gerçekleştirilmesi için banka gibi üçüncü bir kişinin (middleman) doğrudan yardımına ihtiyaç duyulmaz. Diğer bir deyişle; blokzincir ağları, ortadan kaldırılması nispeten daha zor olan büyük bir dijital muhasebe defteri gibidir. Yukarıda bahsedildiği üzere blokzincir ağları katılımcıların aktif şekilde kayıt tutması ve birbirlerine kayıt tutturması ile varlık gösterebilir. Peki katılımcıların ağda kalmasının ve işlem yapmasının teminatı nedir? İşte bu noktada ağın çarklarının dönmesi sağlayan “kripto para” olgusuyla karşılaşırız. Kripto paralar bu ağ içerisinde kayıt tutma, matematiksel işlem çözerek ağa yeni dijital varlıklar kazandırma (mining), şifreleme gibi işlemleri yapmaları karşılığında katılımcılara verilen dijital varlıklardır. Bu kripto paralar katılımcılar tarafından dijital ortamda başka varlıklarla veya borsalarda ABD Doları, Türk Lirası gibi devlet para birimleriyle takas edilebilmektedir. Nitekim kripto paraların İngilizcesi’nin “currency” terimini haiz olması (cryptocurrency) bu varlıkların takas aracı olarak kullanılabilmesinden ileri gelmektedir. TARİHİ Şifreleme teknolojilerinin ve dijital varlıkların tarihi 1990lı yıllara hatta daha öncesine kadar gitmektedir. Ancak bu yazının kaleme alınmasına vesile olan ve finansal kurumların dikkatini çekmiş olan dijital varlıkların ilki 2008 yılında dijital işleyişinin anlatıldığı bir makalenin yayınlanmasıyla vücut bulan Bitcoin’dir8 . Kanımızca kripto paralar için dikkate alınması gereken ilk proje Bitcoin değildir, 1994’te Nick SZABO tarafından yürütülmüş olan Bitgold projesidir9 . Bitcoin’den sonra özellikle 2014’te geliştirilen, teknoloji ve hukuk literatüründe devrim yaratarak dünyaya “akıllı sözleşme” teknolojisini kazandıran Ethereum’un geliştirilmesiyle beraber kripto paraların sayısında hızlı bir artış yaşanmıştır. BORSALARI Kripto paraların geleneksel finansal varlıklarla takas edilmesine aracılık eden şirketler ve bunların dijital platformları son yıllarda oldukça popülerleşmiştir. Kripto paraların transfer ücretlerinin düşük olması ve transferlerin oldukça hızlı gerçekleşebilmesi özelliklerinin yanında dünyanın her yerinde kripto para borsalarının kurulması kanımızca “suç gelirleri”nin aklanmasını konusunda zihinlerde soru işareti yaratmaktadır. TÜRLERİ İlk kripto para olarak kabul gören Bitcoin’den yola çıkarak kripto paraları özelliklerine göre tasnif etmek mümkündür. Öncelikle Bitcoin ağında işlemler consensus ile (katılımcıların çoğunluğunun onayı ile) gerçekleştirilebilmektedir. Yani merkezi bir yapının söz konusu olduğu söylenemez. Hatta neredeyse “merkeziyetsiz” bir ağ denilebilir. Ancak önemli miktarda kripto para türü ve ağı, geliştirici şirketleri tarafından yönlendirilmektedir. Bu kripto paraların blokzincirinde merkezi şirketler diğer katılımcıların onayını aramadan ağ çatallanmasına (fork) gidebilmektedir. Birçok kripto para ağında, yapılan işlemler ağa işlenirken kripto paranın gönderildiği dijital cüzdan ile kripto parayı gönderen dijital cüzdanın anahtarına tüm katılımcılar tarafından ulaşabilmek mümkündür. Bu tarz blokzincirler kamuya açıktır, isteyen herkes ağ katılımcısı (node) olabilmektedir. Kişiye özel veya kamuya açık herhangi bir anahtarı gizlemeye yarayan özellikleri haiz kripto paralar da bulunmaktadır. Bazı kripto paraların arzı sınırlıdır, bazılarında ise arz limiti bulunmamaktadır. Daha birçok açıdan kripto paraların tasnif edilebilmesi mümkündür.

3) DEĞERLENDİRME Blokzincir ağlarında işlemlerin aracıya gerek olmaksızın gerçekleştirilebilmesi denetim yapan kamu kurumlarının işini oldukça zorlaştırmaktadır. Zira denetim otoriteleri, genel kabul gören bir yöntem olarak bankaların, para transferleri konusunda kendilerine bilgi vermesini sağlarlar. Ancak kripto paraların bankaya gerek olmaksızın başka bir dijital cüzdana gönderilebilmesi kamu otoritelerinin bilgi elde etme olanağını kısıtlamaktadır (FATF 2014). Devlet kurumlarının dikkatini çekmeden yasa dışı yollarla elde edilmiş gelirleri kullanabilmek için mal ve hizmet satın almak sıkça kullanılan bir yöntemdir. Büyük miktarda kara parayı aklamak için meblağ olarak ederi yüksek mal ve hizmetler satın almak gerekir. Bu açıdan kripto para piyasalarının toplam değeri, geleneksel piyasalara göre oldukça küçük kalmaktadır10. Bu nedenle büyük miktarda suç gelirini aklamak için kripto paraların kullanımı pek mümkün gözükmemektedir. Fakat gelecekte kripto paraların pazar hacminin olası şekilde büyümesi durumu değiştirebilecektir.

“Katmanlaştırma” aşaması boyunca suç gelirlerinin değeri kripto para piyasalarının aşırı dalgalı olması nedeniyle düşme riski altındadır. Bu durum suç geliri aklayan suçlular için bir zorluk oluşmaktadır. Kripto para transfer işlemlerinin blokzincir ağına işlenmesi sebebiyle geri alınamıyor ve silinemiyor oluşu suç geliri aklayanlar açısından avantaj oluşturmaktadır. Zira ödeme konusunda dolandırılma ihtimalleri neredeyse ortadan kalkmaktadır11 . Kripto paraların ulusal sınırlar tanımadan uluslararası para akışı sağlaması, yapılacak olan soruşturmaların ve yargılamaların farklı devletlerin yargı kurumlarının yargılama yetkisine sahip olmasına yol açabilir. Çeşitli hukuki egemenlik ihtilafları söz konusu olabilir. Uluslararası ödemelerin kripto paralar sayesinde hızlı yapılabilmesinin yanında düşük komisyona tabi olması iyi niyetli kullanıcılar gibi az sayıdaki suç geliri aklamaya çalışan kişiyi de cezbetmektedir12 . Anonimliği en üst seviyeye taşıyan “gizlilik kripto paraları” (privacy coins13) da bulunmaktadır. Bu tip kripto paralar “zero knowledge proof” olarak isimlendirilen bir özelliğe sahiptir. Bu özellik sayesinde yapılan işlem blokzincire işlenirken işlemin gerçekleştirildiği dijital cüzdanlar ifşa edilmez. Öyleyse kripto para borsalarında tutulan herhangi bir kripto para bu gizlilik kripto paralarıyla takas edilerek “suç geliri”nin aklanması aşamalarından “katmanlaştırma” aşaması kolaylıkla gerçekleştirilebilir hale gelmektedir. Zira paranın nerden geldiği, kaynağının neresi olduğu daha sonra bulunamaz hale gelebilecektir. Büyük kripto para borsaları bu durumun kendilerine karşı devletsel bir yaptırım oluşturabileceği endişesiyle gizlilik kripto paralarını işlem listelerinden çıkartmaya başlamışlardır14. Bu yerinde uygulamanın gelecek yıllarda daha fazla borsa tarafından benimseneceğini düşünmekteyiz.

SONUÇ Kanımızca blokzincir teknolojisinin aracısız işlem yapabilme, hızlı ve ucuz transfer, uluslararası ödeme yapabilme gibi özellikleri suç gelirlerinin aklanmasını kolaylaştırmaktadır. Fakat bu sebepten ötürü kripto paralara ve/veya blokzincir teknolojisine karşı topyekün bir savaş açmak oldukça mantıksızdır. Zira her teknoloji kullanım amacına göre yararlı ve/veya zararlı olabilmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki; suç geliri aklamak isteyenler, kolay yoldan hızlı ve çok gelir elde etmek amacıyla suç işlemeye girişen kişilerdir. Amaçları suç gelirini hızlıca meşru yollarla kazanılmış gösterip kullanmak, harcamaktır. Bunu yaparken suç gelirlerini çok büyük oranda fiat paraya (ABD Doları, Türk Lirası gibi) çevirmeye çalışmaktadır. Kripto paraları fiat paraya çevirmenin yolu ise kripto para borsalarını kullanmaktır. Kripto para borsalarının birçoğu müşterilerinin işlem yapabilmesi için müşterilerinden kimlik doğrulaması istemektedir. Kamuya açık blokzincirlerde kripto para cüzdanları bireylerin kimliğine dair bir bilgi içermediğinden cüzdan sahibi belirlenemeyecektir; ancak suç gelirini FİAT paraya çevirmek isteyen bir kişi ancak kripto para borsalarından kimlik doğrulaması yaparak borsada takas işlemi yapabilecektir. Bu durumda dijital cüzdanın sahibi ifşa olacak ve o cüzdandan yapılan işlem zinciri kamuya açık blokzincirlerde izlenebilecektir. Dolayısıyla kripto paraların kara para aklamada kullanım oranının düşük olacağını söylemek teorik olarak mümkündür. Bu durumun istinasının gizlilik paraları olduğunu düşünmekteyiz.

KAYNAKÇA

Hasan AYKIN, “Yenilenen Aklama Suçu Sonrasında Kara Paranın Ve Kara Para Aklayıcısı Olmanın Sınırları”, E-Yaklaşım Dergisi, Eylül 2009, Sayı 201. “Yasadışı Bahis Örgütüne, Bir Türk Bitcoin Borsasının Kurucusu Liderlik Ediyor”, Kriptokoin.com, 3 Mart 2019 Haberi. “Trump’tan Bitcoin Açıklaması: Tek Para Birimimiz ABD Dolarıdır”, Bloomberght.com, 12 Temmuz 2019 Haberi.

Oktay ÜSTÜN, “5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun İle Getirilen Temel Değişiklikler”, Bankacılar Dergisi, 2008

Christian BRENIG, Rafael ACCORSI, Günter MÜLLER, “Economic Analysis of Cryptocurrency Backed Money Laundering”, ECIS 2015 Completed Research Papers, 29/05/2015. TURCOMONEY TV, MASAK Eski Başkan Yardımcısı Dr. Ramazan Başak Röportajı, 3 Ağustos 2019. Link: https://www.youtube.com/watch?v=fOu14kQZzNs Delena D. SPANN, “How Does Money Laundering Work?”, TedEd. Link: https://ed.ted.com/lessons/how-does-money-laundering-work-delena-d-spann

Michael CROSBY, NACHIAPPAN, Pradan PATTANAYAK, Sanjeev VERMA, Vignesh KALYANARAMAN, “Blockchain Techology: Beyond Bitcoin”, Applied Innovation Review, Sayı 2, 2 Haziran 2016.

Satoshi NAKAMOTO, “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System”, 31 Kasım 2008. Szabo; “Bit Gold”, Satoshi Nakamoto Institute, December 29 2005. “OKEx Korea Reviewing Decision to Delist Privacy Coins Zcash and Dash”, Coindesk.com, 10 Kasım 2019 Haberi