Kripto Varlıkların Dünü, Bugünü ve Yarını

Konuk Yazar: Av. Deniz Alp İmamoğlu LL.M.

GİRİŞ

Kripto Paralar ya da 16 Nisan 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ve 30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla da yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Yönetmeliği ile adlandırıldığı biçimde kripto varlıklar, çoğunlukla hayatımıza 2009 yılında ortaya çıkan Bitcoin ve devamında ortaya çıkan altcoinler ile giren dijital varlıklardır. Türk kripto varlık kullanıcılarının ve Türk kripto varlık yatırımcılarının kafalarındaki en büyük soru işaretlerinden birisi de kripto varlık fiyatlarının nasıl olacağı dışında, ulusal ve uluslararası düzenlemelerin hangi yönde olacağıyla birlikte, olası vergi düzenlemelerinin nasıl olacağıdır.

Kripto varlıkların hangi tip düzenlemelere konu olabileceğini anlayabilmek için de öncelikle kripto varlıkların dününün ve bugünün anlaşılması gerekmektedir. Zira tarih biliminden de bilindiği üzere, dün ve bugün hakkında bilgisi olmayanlar, yarını yorumlayamaz.

Çalışmada, kripto varlıkların herhangi bir düzenlemeye tabii olmadığı ve geleceğinin belirsiz olduğu dönem olan “dün”;  kripto varlıkların bir takım minör düzenlemeler ve yatırımcı tabanı ile, uzun soluklu bir finansal enstrüman olabileceğini gösterdiği ama spekülasyonlar sonucu güvensizliğin de mevcut olduğu dönem olan “bugün” ve kripto varlıkların gerek ulusal gerek uluslararası düzenlemeler ile tam anlamıyla regüle edildiği, güvensizlik ortamının tamamen ortadan kalktığı ve günümüzün diğer finansal enstrümanları gibi spekülasyonun ciddi yaptırımlarının olduğu bir kurgu olan “yarın” incelenmiştir. Bununla birlikte çalışmanın kapsamı yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’dir.

KRİPTO VARLIKLARIN DÜNÜ

Ülkemiz açısından kripto Varlıkların dünü, modern anlamda ilk kripto varlık olan Bitcoin Blockchain’inin ilk bloku olan Genesis Blok’unun sisteme eklendiği tarih olan 3 Ocak 2009 ila Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın, ülkemizde bir ilk olan ve kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılmasını kesinlikle yasaklayan yönetmeliğinin Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 16 Nisan 2021 arasında geçen süreçtir. Bu sürecin sonunda kripto paralar, kripto varlık olarak isimlendirilmiştir. Ülkemiz açısından tamamen kontrolsüz ve düzenlemelerin olmadığı bu dönem içerisinde, kripto paralar yatırım aracı olarak kullanılabilmekte ve kripto paralar ile mal veya hizmet almanın mümkün olduğu da söylenebilir. Bununla birlikte kripto paralar kitle fonlamasında da kullanılabilmekteydi.

Bitcoin, yukarıda da belirtildiği gibi 3 Ocak 2009 tarihinde doğmuştur ancak, bu doğum bir başlangıç olmakla birlikte, aynı zamanda bir sonuçtur. Bitcoin’in ortaya çıkmasıyla kripto paralar tanımı ortaya çıkmıştır. Bitcoin’in ortaya çıkmasında yıllar süren elektronik para ve hayata geçemeyen/başarısız olan projeler vasıtasıyla elde edilen tecrübelerin önemi büyüktür. Bu projelere örnek olarak ilk gerçek kripto para olan eCash ile birlikte, E-Gold, B-Money ve Bit Gold örnek verilebilir. ECash sistemi getirdiği yenilikler açısından ve günümüzde kripto paraların ilk örneği olarak kabul edilebilir. Cypherpunk hareketinin üyelerinden David Chaum tarafından ortaya konulan eCash, yapılan işlemlerin taraflarının gizliliğinin sağlanması için kriptografi tekniklerinin kullanılması gerektiği ilk belirten sistemdir. ECash’in günümüz kripto paralardan farkı ise merkezi yapıda olması, işlemlerin denetiminin bir merkezden geçiyor olmasıdır. Ayrıca kripto para cüzdanı konsepti de eCash ile doğmuştur. ECash, donanım gerektirmeyen, kullanıcı/müşterinin hard diskine kaydedilen CypherWallet uygulaması ile kullanılmıştır. Bu uygulama günümüz kripto para cüzdanlarının ilk örneği olarak kabul edilebilir. (İmamoğlu, 2021; 23)  

Bitcoin’in ortaya çıkması ise, başta Amerika Birleşik Devletleri ve tüm Dünya’da yaşanan 2008 Mortgage krizinin sonucudur. 2008 yılında yaşananları özetlemek gerekirse, “ 2008 ekonomik krizi sırasında, ekonomik sistem içerisinde bulunan kişiler küresel bir finansal durumdan endişe duyduğu bir ortamdayken yatırım bankalarının teminata dayalı menkul kıymetleri beklenmeyen bir biçimde çökmüştü. Bu çöküşün sonucunda emlak balonu olarak tabir edilen balon patlamıştı. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti ise büyük bankaları kurtarmak için harekete geçmişti. Ekonomik sistemin aktörlerinin bir kısmı ise devlet tarafından kontrol edilen paralardan korkmaya başlamıştı. Bu korkan aktörler alternatif aramaya başlamıştı. (İmamoğlu, 2021; 21) Yukarıda belirtilen Genesis Blok’unda yer alan “ Zaman 03 / Ocak / 2009 Şansölye bankalar için ikinci kez kurtarma kararı aldı. ” ifadesi de Bitcoin’in mucidi olduğu iddia edilen Satoshi Nakamoto adlı kişi veya bu ismi kullanan kişilerin hem yukarıda bahsedilen krize yaptığı atıf, hem 3 Ocak 2009 tarihli The Times Gazetesinin o günkü manşetine yaptığı atıf, hem de Genesis Blok’a yapılan bir zaman damgası olduğu aşikardır. Görüleceği ve takdir edileceği üzere yaşanan bir ekonomik kriz, yeni bir fenomenin doğmasına ve alternatif bir finansal enstrümanın ortaya çıkmasına yol açtığı gibi, yasa koyucu ve hukukçular için düzenlenmesi gereken boş ve bakir bir alanın doğmasına vesile olmuştur.

Bitcoin’in asıl duyulmasının ve popüler olmasının ilk kilometre taşı ise, bir başka krizin yaşanmasıyla alakalıdır. Bu kriz ekonomik bir kriz değil, bir politik ve güvenlik krizidir. Bu kriz, 2010 yılında başlayan Wikileaks olayıdır. 2010 yılı itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri, MasterCard, Visa ve Paypal gibi ödeme sistemleri üzerinde baskı kurarak, Wikileaks’e bağışta bulunmak isteyenlerin bağış yapmasını engellemeyi amaçlamıştır. Wikileaks kurucusu Julian vesile ile Bitcoin’in ismi ve vasıfları kitleler tarafından da öğrenilmiştir. Bu olay sonucunda Bitcoin, kendinden önce kripto para olarak tanımlanabilecek diğer projelerin asla ulaşamadığı bir bilinirliğe, kullanıcı sayısına ve işlem hacmine sahip olmuştur. Bununla birlikte Bitcoin, internet kullanıcıları tarafından bir alternatif ödeme aracı olarak da görülmeye başlamıştır. (İmamoğlu, 2021; 18)Bitcoin’e bağlı olarak başka kripto para birimi geliştiricileri de kendi fikirlerini gerçekleştirmek için Bitcoin teknolojisini takip etmiş ve bu şekilde çok sayıda kripto para birimi ortaya çıkmıştır. Bitcoin’in altyapısını kullanarak kurulan kripto para birim- leri sistemleri, genel itibariyle altcoin ya da alternative coin olarak adlandırılmıştır. Bitcoin’den ilham alınarak ortaya konulan ilk alternatif altcoin, merkeziyetçi yapıda olmayan DNS sisteminin gerçekleştirilmesi için ortaya konulan Namecoin ismiyle 2011 yılının Nisan ayında duyurulmuştur. Bu altcoini aynı yıl içerisindeki Ekim ayında SHA-256 hash işlevi yerine scrypt fonksiyonunu kullanan Litecoin izlemiştir. Sonrasında ise 2012’de, iş ispatı olarak PoW’un hibrit bir modelini oluşturan Proof of Stake (Pay İspatı, PoS) modelini kullanmakta olan Peercoin duyurulmuştur. (İmamoğlu, 2021; 30) Bu gelişmelerin devamında ise, bugün en çok bilinen kripto paralardan olan Ripple ve Ethereum doğmuştur. Ripple 2012 yılında hem kripto para birimi hem de finansal elektronik bir ağ olarak tasarlanmıştır. Ethereum ise 2013 yılında ortaya koyulmuş, ancak hayata geçmesi 2015 yılını bulmuştur. Ripple ve Ethereum kendi özgün blockchain sistemlerine sahiptirler ve Bitcoin klonu kripto paralardan ayrılırlar. Ethereum’un getirdiği en büyük yenilik ise akıllı sözleşmeler olarak görülebilir. (Durdu, 2018; 18-19)

Kripto paraların hukuki geçmişine bakıldığında ise, ülkemizde 16 Nisan 2021 tarihine kadar herhangi bir kayda değer düzenlemenin yapılmadığı görülecektir. “ Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iç hukuk mevzuatına bakıldığında konuya ilişkin net bir saptamanın Nisan 2021 tari- hine kadar yapılmadığı görülmektedir. Ancak 16 Nisan 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan ve 30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yayımlanan “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” isimli yönetmelik, kripto paraları “kripto varlık” olarak tanımlamıştır. Kripto varlıkların tanımı ise, aynı yönetmelikte “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar” olarak ifade edilmiştir. ”  (İmamoğlu, 2021; 89) Bu düzenleme öncesi dönemde ise kripto paralara ilişkin bir takım basın açıklamaları olmuştur. BDDK’nın 25 Kasım 2013 tarihli basın açıklaması, Bitcoin özelinde kripto paraların mevcut yapıları ve işleyişleri yüzünden elektronik para olarak nitelendirilemeyeceği ve Bitcoin özelinde kripto para kullanımının aşırı riskli olduğunu ifade etmek ile yetinmiştir.

Kripto paraların dünü olarak adlandırdığımız 3 Ocak 2009 – 16 Nisan 2021 arası uzun dönemde, herhangi bir yasaklayıcı kanun hükmünün olmadığını ifade etmekle birlikte, bu dönemde kripto para borsası olarak bilinen kuruluşların kurulumunda da herhangi bir düzenlemenin olmadığını ifade etmek gerekir. Bu ifadeden anlaşılması gereken, borsaların herhangi bir lisanslanmaya ya minimum sermaye ihtiyacı gibi özel düzenlemelere tabii olmadığıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun getirdiği serbestlik sayesinde, bu dönemde kripto paralar ile mal veya hizmet almanın herhangi bir sakıncası hukuk önünde yoktur. Bilindiği üzere hukukumuzda sözleşmelerde belirli haller dışında herhangi bir şekil şartı mevcut olmadığından, kripto paralar bir ödeme aracı olarak, tarafların rızası olduğu takdirde, kullanılabilmekteydi. Ceza hukuku açısından eski duruma bakıldığı takdirde ise, suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile karşılaşılır. Kripto para kullanmak ya da kripto para sahibi olmak herhangi bir kanunda yasaklanmadığı için, geçmiş dönemde kripto paraların kullanımının yasak olmadığı sonucuna varılması olasıdır. Geçmiş dönemde kripto para kullanılmamasının sebepleri olarak da kripto paralara karşı duyulan güvensizliğin, kripto paraların yeterince bilinmemesinin ya da kripto paraların salt yatırım aracı olarak görülmesi ihtimallerini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

KRİPTO VARLIKLARIN BUGÜNÜ

Ülkemiz açısından kripto Varlıkların bugünü ifadesi kullanıldığında milat olarak, 16 Nisan 2021 tarihini esas almak hakkaniyetli olacaktır. Bu tarihin milat alınmasının sebebi ise, çalışmanın öncesinde ifade edilen kripto paraların ilk kez tanımlanarak kripto varlık olarak tanımlanmasıdır.

Bu tanımlama yönetmelikte “crypto-assets” ifadesi ile aynı doğrultudadır. Yönetmelikte kripto varlıklar 3. Maddede, “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar” olarak meydana gelmiştir. (TCMB, 2021; md. 3) Bu tanım, kripto varlıklara yönelik yapılan ilk tanım olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yönetmeliği kanaatimizce zamanın ruhuna aykırı bir yönetmeliktir. Bunun asli sebebi olarak, yönetmeliğin çıkarılış amacının zaten yönetmeliğin adında yattığı görülebilir. Zira yönetmeliğin adı, Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’tir. Yönetmeliğin 3. Maddesinin 2. Ve 3. Fıkraları ile 4. Maddesi yasaklayıcı hükümlerden oluşmaktadır. 3. Maddede kripto varlıkların, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağı ve kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamayacağı açık ve net bir biçimde belirtilmiştir. Yönetmeliğin 4. Maddesinde ise ödeme hizmeti sağlayıcılarına birtakım yükümlülükler getirilmiştir. Bu yükümlülükler, Ödeme hizmeti sağlayıcılarının, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir şekilde iş modelleri geliştirememesi, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunmaması ve ödeme ve elektronik para kuruluşlarının, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edememesi olarak yönetmelikte belirtilmiştir. (TCMB, 2021; md. 4)

16 Nisan 2021 tarihli yönetmelik, birçok yönden eleştirilmesi gereken bir düzenlemedir. Düzenlemenin kripto varlık tanımlaması yerinde olmak ile beraber, alternatif bir ödeme aracı olarak ortaya çıkan kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılmasının kesin bir şekilde yasaklanması, kripto varlıkların ortaya çıkış felsefesine ve zamanın ruhuna aykırılık oluşturmakla beraber, kripto varlıkların salt yatırım aracı olarak görülmesine vesile olacaktır. “Satoshi Nakamoto’nun ortaya koyduğu Bitcoin White paper’ında, Bitcoin “eşten eşe nakit ödeme sistemi” olarak tanımlanmıştır. Bir varlığı amacı dışında kullanmanın felsefi boyutlarının tartışılacağı gibi, kripto varlıkların ödeme yöntemi olarak kullanılmasının engellenmesinin zamanın ruhuna aykırı olduğunu ifade etmek elzemdir. Alternatif ödeme aracı olarak hayata geçirilen ve yukarıda detaylı bir biçim- de açıklanan tarihçesinde de defaatle ödeme aracı olarak kullanılan projelerin devamı olduğu vurgulanan kripto paraların her ne kadar kripto varlık olarak tanımlanarak ülkemiz hukukunda yer almış olması olumlu bir adım olsa da zamanın ruhuna aykırı olan bu düzenleme ile, kripto varlıkların yalnızca yatırım aracı olarak görülmesine imkan sağlayacağı aşikardır. Bunun sonunda da kullanıcılar/yatırımcılar, son derece spekülatif ve volatil olan kripto para piyasasına, salt para kazanma hırsları ile girecektir. Bunun sonucunda ise ya yukarıda bahsediken Thodex olayı gibi bir olay sonucunda paralarını kaybedecek, ya da sosyal medya sitelerinde olan ve yatırım tavsiyesi yerine geçen yorumlarda bulunan şarlatanların tuzağına düşecektir.” (İmamoğlu, 2021; 119) Bu sebeple yapılan düzenlemenin ilerde birçok mağdur yaratacağı öngörülebilir. 

Kripto varlıkların bugünün değerlendirilmesinde değinilmesi gereken bir diğer önemli kilometre taşı, Mayıs 2021 tarihli MASAK rehberidir. Rehberin tam adı, “Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları İçin Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Yükümlülüklere İlişkin Temel Esaslar” dır. Rehber, tıpkı yönetmeliğin kripto paraları kripto varlık olarak tanımlaması gibi, kripto para borsalarını/kripto takas platformlarını, kripto varlık hizmet sağlayıcısı olarak tanımlamıştır. Bu tanımlama önemlidir ve yerindedir. Uygulamada kripto para borsası, kripto para takas platformu gibi isimlendirmelerle bilinen bu tip kuruluşlar için yeknesak bir tanımlama getirilmiştir. Rehberin getirdiği yükümlülüklerin yanında noksanlıklarından da bahsetmek gerekmektedir. Rehberde herhangi bir lisans ya da benzeri bir konuda düzenleme getirilmemiştir. Bu husus da rehberin en büyük noksanlığı olarak görülebilir.

Rehber suç gelirlerinin aklanması ve terör finansmanı konularında hükümler ve kripto varlık hizmet sağlayıcılarına bu konuda önleme amacıyla birtakım yükümlülükler getirmektedir. Bu hükümler ve yükümlülükler yurtdışındaki hükümler ile aynı doğrultudadır ve kanaatimizce zamanın ruhuna uygun, modern, piyasanın ihtiyaçlarına cevap veren, yerinde düzenlemelerdir.  Bu yükümlülükler hakkında basitçe bilgi vermek gerekirse;

“Müşteriyi Tanıma Yükümlülüğü”,

“Şüpheli İşlemi Bildirme Yükümlülüğü”,

“Bilgi ve Belge Verme Yükümlülüğü”,

“Muhafaza ve İbraz Yükümlülüğü”,

“Devamlı Bilgi Verme Yükümlülüğü” olarak tanımlamak doğru olacaktır. Ayrıca rehberde bu yükümlülüklerin nasıl yerine getirileceği anlatılmıştır.

Rehberde kripto varlık hizmet sağlayıcılarına, kullanıcılarından kimlik bilgilerini istemesinin zorunlu bir hale getirilmiştir. Bununla birlikte şüpheli işlem bildirimini gerektiren durumlarda tutar gözetmeksizin, daha önce elde edilen müşteri kimlik bilgilerinin yeterliliği ve doğruluğu konusunda şüphe olduğunda tutar gözetmeksizin, işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı 75.000 Türk Lirası veya üzerinde olduğunda kimlik tespiti yapmasının zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Şüpheli işlem konusu da rehberde ayrıca tanımlanmıştır. Şüpheli işlem, “yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işleme konu malvarlığının; yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına, bu kapsamda terörist eylemler için ya da terör örgütleri, teröristler veya terörü finanse edenler tarafından kullanıldığına veya bunlarla ilgili ya da bağlantılı olduğuna dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halidir.(MASAK, 2021; 11) Yapılan tanım şüpheye mahal bırakmayacak kadar net olsa dahi, raporda salt bu tanım yeterli görülmemiştir ve bir ek olarak tanıma da ihtiyaç duyulmuştur. Raporda, şüpheli işlem “öncelikle makul bir akla sahip kişinin dahi şüpheleneceği davranışlardan yola çıkılarak, yükümlünün ve/veya çalışanların bu konudaki bilgi, tecrübe, mesleki sorumluluk gibi çeşitli donelerle destekleyerek olası mali suçlarla mücadele kapsamında ortaya çıkardığı bir ürün(MASAK, 2021; 13) olarak tekrardan özel olarak tanımlanmıştır.

Kripto varlık hizmet sağlayıcılar, rehbere göre şüpheli işlemleri kendileri takdir ve tespit edip, kanuni temsilcileri vasıtası ile MASAK’a bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Ayrıca mevzubahis şüpheli işlemlerin “şüphenin oluş- tuğu tarihten itibaren en geç on iş günü içinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise derhal MASAK Başkanlığına bildirilmesi gerektiği” belirtilmiştir. Bu durumda MASAK’ın çıkardığı rehberin yükümlü kripto varlık hizmet sağlayıcılarına getirdiği yasal sorumluluğun niteliği daha da iyi anlaşılacaktır.(İmamoğlu, 2021; 141-142) Yukarıda bahsedilen yönetmelik ve rehberin yakın zamanda çıktıkları ve aralarında çok az zaman farkı olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda iki metin arasındaki zihniyet ve bakış açısı farkının çok olduğu sonucuna varılabilir. Bir tarafta zamanın ruhuna ve kripto varlık felsefesine tamamen aykırı, dünya üzerinde artık kabul görmeyen bir bakış açısını yansıtan, yasaklayıcı bir metin. Diğer tarafta ise, mevcut konjonktüre uygun, adapte edici, zamanın ruhuna ve ihtiyaçlara göre şekillenen bir rehber. Kanaatimizce rehber, yönetmeliğin aksine, ülkemizdeki kripto varlıkların regüle edilme sürecinin temelini oluşturacaktır.

Kripto varlıklarda bir diğer tartışılması gereken konu ise vergilendirilme konusudur. Ancak bu çalışmanın ortaya konduğu tarih itibarıyla halen ulusal anlamda kripto varlıkların vergilendirilmesi konusunda bir hukuki düzenleme ortaya konmamıştır. Sosyal medya ve ulusal basında yalnızca bu konu hakkında spekülasyonlar yer almaktadır. Bir görüşe göre mal veya hizmet karşılığında kripto varlık temin etmek tıpkı nakit para temin etmek gibi vergiye tabi gelir olarak değerlendirilebilir. (Yalçın, 2019; 86) Ancak yukarıda da bahsedildiği üzere ülkemizde 30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla kripto varlıkların bir ödeme aracı olarak kullanılması yasaklanmıştır. Bu sebeple kripto varlıklar ile mal veya hizmet satın alınması hukuka aykırılık oluşturacaktır. Bu sebeple bu görüşün de her ne kadar katılsak da mevcut koşullar altında uygulanamayacağını ifade etmek durumundayız.

Kripto varlık üretim faaliyeti olarak basitçe tanımlayabileceğimiz madencilik faaliyetinin de vergiye tabi olup olmayacağı tartışmalıdır. Madencilik faaliyeti açısından eğer madencilik faaliyeti ticari bir iş ise, bu madencilik geliri işletme geliri olarak kabul edilebileceği iddia edilmektedir. (Yalçın, 2019; 87) Bu görüş de kanaatimizce doğru bir görüştür.

Son olarak belirtmek gerekir ki, 6 Mayıs 2021 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, kripto varlıkların vergilendirilmesi konusunda, gelir idaresi tarafında özellikle vergi konusunda bir çalışma yürütüldüğünü ifade etmiştir. Ancak nasıl bir vergilendirilme politikasının tercih edileceği muallaktadır. (İmamoğlu, 2021; 152) Olası bir vergilendirme senaryosunun nasıl olacağı merak edilmektedir.

KRİPTO VARLIKLARIN YARINI

Global kripto varlık piyasasının tarih itibarıyla hacmi yaklaşık 1.2 trilyon Amerikan Doları’dır. Bu miktarın zaten çok bir miktar olsa dahi, gelecekte kripto varlık kullanıcılarının artması, sektöre büyük kurumsal yatırımcıların gireceği ihtimali ile daha da artması ihtimal dahilindedir. Bu artışı salt yatırım fırsatı olarak görmek yerine, yükselen bir trendin adaptasyonu olarak görülmesi gerekmektedir. Bu adaptasyonun sağlanması için gerekenler ise yeni nesil hukukçuların yeni nesil finansal teknolojileri ve bu teknolojilerin işleyişini bilmesidir. Yeni nesil hukukçular, geleceğin yasa koyucusu olacaktır. Yukarıda eleştirilen hususlar, mevcut düzenlemelerin yaşatacağı zorluklar ve olumsuzluklar geleceğin başarısında yararlanılacak tecrübeler olacaktır.

Kripto varlıkların yarını, ulusal olarak ülkemizde kripto varlık regülasyonlarının zamanın ruhuna ve gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerdeki özgürlükçü düzenlemeler dikkate alınarak düzenlenmeye başlaması ile başlayacaktır. Hakkaniyetli bir vergilendirilme sistemi ile kripto varlıklar ile mal veya hizmet alabilme hakkı, kripto varlıklarla yatırım yapabilme hakkının kanunlarla düzenlendiği, kara para aklama ve terör finansmanı gibi suçların işlenmesinin kripto varlık hizmet sağlayıcılarına getirilen yükümlülükler ile engellenebildiği bir kurguda, finansal okur yazarlığı olan yatırımcıların sokak ağızı ile “1 koyup 10 almak” amacı dışında, bilinçli bir şekilde yatırım yapabileceği bir gelecek hayali kripto varlıkların yarını ütopyasının temelini oluşturmaktadır.

Kripto varlıkların yarını için belirtilen ütopyanın hayata geçmesi için kripto varlıkların dününün ve bugününün çok iyi anlaşılması gerekmektedir. Çalışmanın amacı da kripto varlıkların dünü ve bugünü hakkında bilgi verebilmektir. Yukarıda anlatıldığı gibi Bitcoin’in ortaya çıkışı da bir günlük bir çalışma sonucu değildir. Uzun yıllar süren denemelerin ve bu denemelerin başarısızlığının getirdiği tecrübeler sonunda Bitcoin ortaya çıkmıştır. Bitcoin, bir sürü başarısızlık hikayesinden doğan bir başarı hikayesidir. Bu teknik başarı, uzun bir süre görmezden gelinmiştir, dolandırıcılık olarak ya da saadet zinciri olarak görülmüştür. Ancak tarih itibarıyla bir takım yatırımcı kaynaklı güvensizlikler dışında kripto varlıkların ve blockchain sisteminin teknolojik altyapısından kimsenin kafasında soru işareti yoktur.

Blockchain ve Kripto Paralar alanındaki tüm Blog Yazılarımızı bağlantıda görebilirsiniz.

Ayrıca “Kripto Para Borsaları ve Hak İhlalleri” isimli yazısı için bağlantıya tıklayınız.

KAYNAKÇA

DURDU, Erdal (2018). Kripto Para Birimi Olarak Bitcoin ve Ceza Hukuku, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Galatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı.

İMAMOĞLU, Deniz Alp (2021). Kripto Para Birimleri ve Türk Hukukunda Düzenlenmesi. Ankara. Seçkin.

MASAK, (2021). Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları İçin Suç Gelirlerinin Aklanması Ve Terörizmin Finans- manının Önlenmesine Dair Yükümlülüklere İlişkin Temel Esasları Rehberi.

TCMB, (2021) 16 Nisan 2021 Tarihli Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından yayımlanan “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/04/20210416-4.htm

YALÇIN, Orhan Gazi (2019).  Taxation Of Cryptocurrencies And Initial Coin Offerings, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.