
Sağlık Verileri ve KVKK
Sağlık hizmetinin tüm aşamalarında tedavi verilerinin ve bilgilerinin kayıt altına alınması birçok açıdan gereklilik içermektedir. Bu bilgiler tedavinin sürekliliğinin yanı sıra bilimsel ve istatistiksel değerlendirmeler için de önemli kaynak işlevi görmüş, toplum sağlığına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu kaydedilen veriler hukuksal çerçevede de veri olarak kullanılıp, değerlendirilmektedir. Bu durumda da sağlık verileri ve kişisel verilerin korunması önem arz etmektedir.
Hasta verileri genelde yazılı ve elektronik ortamda günün elektronik koşullarına uyum göstererek gelişimini tamamlıyor. Elektronik teknik gelişmeler öncesinde hasta ve tedavi bilgilerinin uygun ve düzenli tutulması, saklanması ve paylaşılmasında önemli sorunlar yaşanırken elektronik teknik gelişmeler bu sorunların çözümünün yanı sıra yeni olanaklarda yaratmıştır. Ancak bu yeni gelişmeler ve olanaklar ne yazık ki beraberinde önemli yeni sorunları da ortaya çıkarmıştır. Kişisel sağlık verileri,KVKK madde 6’da düzenlenen özel nitelikli kişisel veriler arasında yer almaktadır. Tedavi gören şahısların kişisel verileri ve bilgileri KVKK ve Avrupa İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile koruma altına alınmıştır.Türk Hukukunda hasta mahremiyeti kavramını doğrudan düzenleyen tek mevzuat, 1998 tarihli Hasta Hakları Yönetmeliği’dir.
Hasta mahremiyeti hakkı, uluslarüstü hukukta özel hayata saygı olarak görülmüş olup bu alanda tıp hukuku alanı gibi bir uzmanlık alanının ortaya çıkmasını ve hasta hakkı,hasta mahremiyeti,vücut bütünlüğü ve genel anlamda malpraktis alanının çeşitli açılardan gelişmesine katkı sunmuştur.Hasta verilerinin kötüye kullanılmasını kanun koyucu hukuka aykırı bulup cezai sorumluluk yüklemiştir.
Anayasa’nın 20/3 maddesine göre, Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir. Hüküm, kişisel verilerin ancak kanunla öngörülen durumlar ve kanuna dayalı düzenlemelerle işlenebileceğini ve kişisel verilerin mutlak korunmasını öngörmektedir. Yine hükümde, kişisel verilerin ancak bireyin açık rızası (onam) ile işlenebileceği, kişisel verilerin nasıl korunacağına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir.
Kişisel sağlık bilgilerinin kayıt altına alınması ve elektronik ortamda depolanması şartlar çerçevesinde olmalıdır.Toplum yararı temelinde açık olarak belirlenmiş olmalıdır,amaç doğrultusunda kişisel hak ve özgürlükler korunarak sistemle ilgili hukuksal ve teknik düzenlemeler yapılmalı,Gerek uygulama gerekse de güvenlik konusunda başta devlet olmak üzere sağlık hizmetinin uygulanmasında yer alan kişi ya da kurumların yetki ve sorumlulukları açık olarak belirtilmelidir,sağlık hizmeti sunumunda kişisel sağlık veri girişi yapacak ve işleyişte yer alacak tüm sağlık çalışanları kullanma, sorumluluk ve yükümlülük konusunda bilgilendirilmeli ve yetkilendirilmelidir. Bilgilendirme ve yetkilendirme de mutlaka mesleki etik değerler de kavratılmalıdır,amaçta toplum yararı göz önünde tutulmuş olsa dahi kişinin doğrudan kendi olanakları ile sağlık hizmeti alması durumunda gerek kişiye gerekse de hekime dışarıda kalma hakkı tanınmalıdır ve kişi ve kurumlarca bugüne dek toplanmış tüm kişisel sağlık bilgilerinin acilen güvenliği sağlanarak koruma altına alınmalı ve herhangi bir neden ya da amaçla başka kişi ya da kurumlarla paylaşımı engellenmeli bu konuda acil yaptırımlar oluşturulmalıdır.
Hasta mahremiyeti ve bunların kötüye kullanılması nedenlerden dolayı AİHM çervesinde bazı kararların derlenmiş halini paylaşmak isteriz. AİHM’nin kişisel sağlık verilerine ilişkin olarak verdiği bazı örnek kararlar şunlardır:
Kiyutin-Rusya Kararı: Kararın konusunun temelini Rus Devleti’nin oturma izni vermek için HIV testi yapması oluşturmaktadır. Somut olayda başvurucu Özbek vatandaşıdır ve Rusya’dan oturma izni almak istemektedir. Başvurucu, HIV testinin pozitif çıkması üzerine oturma izni alamaz. Kiyutin başvurusunda gerekçe olarak ailesi ile bir arada olma hakkının engellendiğini, HIV testinin sonuçlarının korunmamasının ve bilakis ifşa edilmesinin ise kişisel sağlık verilerinin korunmasını isteme hakkını ihlal ettiğini ifade etmiştir. Rus Devleti ise kamu sağlığının korunması için HIV testi yapıldığını ifade etmiştir. HIV testi pozitif olan kişilerin ülkeye kabul edilmelerinin kamu maliyesi açısından büyük bir yük olacağı ve ayrıca bu kişilerin taşıyıcılık durumlarının yaratabileceği tehlike nedeniyle test sonuçlarının ifşa edildiğini ifade etmiştir.
Mahkeme bu durumun AİHM m. 8 ve 14’ü ihlal ettiğine karar vermiştir. Mahkemeye göre bu tarz verilerin ifşa edilmesi bireylerin hastalıklarını saklamaları sonucunu doğuracağı için kamu sağlığı bakımından daha büyük bir tehlike doğuracaktır. Keza hiçbir hukuki değerlendirme yapmadan sadece sağlık gerekçesiyle oturma izni talebinin reddedilmesi de sözleşmeye aykırıdır[19].
Uslu-Türkiye Kararı: Karara konu somut olayda başvurucu bir hükümlüdür. Cezaevinden hastaneye sevk edilerek nörolojik bir tedavi görmüştür. Hastalığına ilişkin tüm kayıtlar talebi üzerine cezaevi idaresi tarafından kendisine verilmiştir. Daha sonra cezaevi savcısı hükümlüye sağlık kayıtlarının verilmesinin güvenlik bakımından sakıncalı olduğu kanaatine varmış ve mahkeme kararıyla kayıtların geri alınmasını sağlamıştır. Başvurucunun yaptığı itiraz da kabul edilmemiştir.
AİHM sözleşmenin 8. maddesi çerçevesinde bir değerlendirme yapmıştır. Mahkemeye göre hükümet sağlık kayıtlarıyla ilgili aldığı bu tedbirleri haklı gösterecek bir gerekçe sunamamıştır. Öte yandan birey ve toplum çıkarları arasında adil bir denge olup olmadığı konusu da mahkeme tarafından ele alınmıştır. Başvuranın talep ettiği dokümanların niteliğini gözönünde bulunduran AİHM, bu koşullar altında, bireyin ve toplumun çatışan çıkarları arasında adil bir denge bulunmadığı kanaatindedir. Buna göre, AİHS’nin 8. maddesi ihlal edilmiştir[20].
Konovalova-Rusya Kararı: Olayda başvurucu doğum yapmak üzere bir devlet hastanesine gitmiştir. Hastanede kendisine verilen bir broşürde tıp öğrencilerinin doğumda hazır bulunabilecekleri ifade edilmiştir. Bayan Konovalova doğum sırasında gelişen problemler nedeniyle iki kez uyutulmuştur. Doğumu öğrenciler de izlemiştir.
Vilnes ve Diğerleri-Norveç Kararı: Başvurucular petrol arama işinde derin deniz dalgıcı olarak çalışmışlardır. Görevlerinin ağırlığı nedeniyle kanser, duyma hasarı gibi hastalıklara yakalanmışlardır. İddiaları ise devletin kendilerini bu riskler konusunda yeterince bilgilendirmediği ve gerekli önlemleri almadığı bu nedenle AİHS m. 2 ve 8’in ihlal edildiğidir. Mahkeme bu iddiaları haklı bulmuş ve devletin işin riskleri konusunda gerekli bilgilendirmeyi yapmamasının AİHS m. 8’i ihlal ettiğine karar vermiştir[22].
Petrova-Letonya Kararı: Başvurucunun yetişkin oğlu geçirdiği kaza sonucu bir devlet hastanesinde hayatını kaybeder. Organları başvurucuya bilgi verilmeden alınır. O dönemde yürürlükteki mevzuata göre yetişkin olmayan kişilerden organ alınması işlemi yakınlarının rızasına bağlı olmakla birlikte yetişkinlerin durumu belirli değildir.
Mahkeme bilgilendirme ve rızaya ilişkin açık düzenleme bulunmamasının AİHS m.8’i ihlal ettiğine karar vermiştir[23].
Z-Finlandiya Kararı: Bir ceza davası kapsamında başvurucunun HIV olduğuna ilişkin kişisel veriler açıklanmıştır. AİHM bir yargılama esnasında bu tarz verilerin açıklanmasını AİHM m. 8/2’ye uygun bulmuştur. Öte yandan mahkemeye göre temyiz mahkemesinin kararında isim ve HIV bilgilerini ifşa etmesi sözleşmeye aykırıdır[24].
M.S-İsveç: Başvuranın kürtaj ve diğer sağlık, tedavi bilgileri sosyal güvenlik kurumu ile paylaşılmıştır. AİHM sosyal güvenlik kurumunun bu bilgilere erişmesinin AİHS’yi ihlal etmediğine karar vermiştir[25].
I-Finlandiya: I HIV pozitif bir hemşiredir. Sağlık kayıtları ilgili bölüm dışında I’nın çalıştığı hastanedeki ve hatta dışındaki herkes tarafından erişilebilecek durumdadır. I’nın şikayeti üzerine hastane tüm bilgileri gizlemiştir. Fakat AİHM hastanenin geç kaldığını, verilerin zaten açığa çıktığını ifade etmiş ve söz konusu hastane bir devlet hastanesi olduğu için bu verilerin korunamamasından devletin sorumlu olduğuna karar vermiştir[26].
S ve Marper-Birleşik Krallık: Başvurucular çeşitli suçlardan yakalanmışlar parmak izleri ve DNA örnekleri alınmıştır. Başvuruculardan birisi beraat etmiş, diğeri uzlaşmıştır. Buna rağmen kendilerine ait veriler veri tabanlarında muhafaza edilmeye devam etmiştir. AİHM, DNA profillerinin çok hassas olduğu gerekçesi ile AİHS’nin ihlal edildiğine karar vermiştir[27].
Yazarın tüm yazılarına ulaşmak için bağlantıya tıklayınız.
M. Hakan ERİŞ’in “ İdari Yaptırımlar İlkesi ve KVKK Rehberleri “ isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Yazar: Av. Yasemin ARSLAN IŞIK
KAYNAKLAR
- https://hudoc.echr.coe.int/tur#{%22fulltext%22:[%22kiyutin%22], %22documentcollectionid2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22CHAMBER%22], %22itemid%22:[%22001-114900%22]}
- https://www.kararara.com/aihm/turkce2/aihm11004.htm
- https://hudoc.echr.coe.int/tur#{%22languageisocode%22:[%22TUR%22],%22appno%22: [%2237873/04%22],%22documentcollectionid2%22:[%22CHAMBER%22],%22itemid%22: [%22001-169100%22]}
- https://hudoc.echr.coe.int/tur#{%22fulltext%22:[%22vilnes%22], %22languageisocode%22:[%22TUR%22],%22appno%22:[%2252806/09%22], %22documentcollectionid2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22CHAMBER%22], %22itemid%22:[%22001-150863%22]}
2 comments