Siber Suçlar ve Sosyal Medya

ÖZET

İnternet siteleri ve mobil uygulamalardan oluşan sosyal medyanın en popüler tarafı olan sosyal ağlar kullanıcılara online profil oluşturarak kendi yaşamları ile ilgili resim, video, konum, düşünce gibi kişisel bilgileri paylaşma imkânı vermektedir. Bazen bu sosyal ağlarda yapılan paylaşımlar siber suçların kaynağı olmaktadır. Sosyal medya ortamında işlenen suçlar teknolojinin yaygınlaşmasına paralel olarak artış göstermiştir. Siber suçlar üzerindeki etkisini anlayabilmek için sosyal medya kavramını anlamak gerekmektedir. (siber suç, siber suçlar)

Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, siber suç, sosyal ağ, Facebook, İnstagram.

ABSTRACT

Social networks, which are the most popular part of social media consisting of websites and mobile applications, allow users to create an online profile and share personal information such as pictures, videos, locations, thoughts about their own lives. Sometimes, the posts made on these social networks are the source of cybercrime. The crimes committed in the social media environment have increased in parallel with the widespread use of technology. In order to understand its impact on cybercrime, it is necessary to understand the concept of social media.

Keywords: Social Media, cyber crime, social network, Facebook, Instagram.

GİRİŞ

Sosyal Medya Platformlarının günlük hayatımıza girmesiyle birlikte, özellikle bireyler arasında ve bazen de oluşturulan gruplar içerisindeki iletişim alanında yeni bir çağ başlamıştır. Bu yeni iletişim modeli ile birlikte yeni suç tipleri de görülmeye başlanmış ve görülme sıklığı da süratle artmıştır. Her ne kadar Türk Ceza Kanunu’nda Bilişim Suçları başlığı altında bazı suç tipleri ele alınsa da daha çok bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen suçlarda daha büyük artışlar görülmüştür. Özellikle Sosyal Medya platformları kullanılarak hakaret, tehdit, cinsel taciz, çocuk pornografisi vb. yeni suç kavramlarının gün geçtikçe daha sık karşılaşılır olduğu belirlenmiştir.[1] Sosyal Medya aracılığıyla işlenen suçlara bakıldığında her iki suç grubunun içine de girdiği görülmektedir. Sosyal medya uygulamalarının kullanılmasının işlenen suçlara etkisi olduğu gibi bu ortamların kullanılarak işlenen bir suç grubunun da oluştuğu görülmektedir. Burada bahsedilen her üç gruptaki suçlar klasik suçlar dediğimiz diğer suçlar ile karşılaştırıldığında; işleniş yöntemleri, suç ve suçluların tespiti ve delillerin tespiti gibi konuların farklı olması nedeniyle özel çalışma gerektirdikleri ve kendilerine has niteliklere sahip oldukları görülmektedir.

Sosyal Medya Kavramı

Lietsala/Sirkkunen sosyal medya kavramını bir şemsiye kavram (üst kavram) olarak kabul etmektedir, bunun altında online içerik ve sisteme içerikle dahil olan kişilerle bağlantılı olan çeşitli ve farklı kültürel uygulamaların bulunduğunu belirtmektedir.[2] Sosyal ağlar, bloglar, sohbet siteleri, forumlar ve İnternet sözlükleri gibi kişilerin birbirleriyle aynı ortamdaymış gibi iletişim kurmasını ve karşılıklı bilgi paylaşmasını sağlayan İnternet siteleri ve uygulamalar sosyal medya kapsamında sayılmaktadır. Sosyal medya platformlarının bugünkü durumuna bakıldığında; tüm sosyal medya uygulamalarının mobil platformlar öncelikli olmak üzere tüm bilişim platformlarında kullanılabilecek şekilde geliştirildiği görülmektedir. Özellikle ülkemizde en çok kullanılan Facebook ve İnstagram uygulamalarının profil oluşturma, medya paylaşma ve mesajlaşma odaklı olduğu dikkat çekmektedir. Bu durumdan da anlaşıldığı üzere sürekli bir veri üretimi ve veri paylaşımı olmaktadır. Türkiyede facebook uygulaması kullanıcı sayısı Ağustos 2021 itibarıyla yaklaşık 62 milyon ve instagram uygulaması kullanıcı sayısı ise yaklaşık 50 milyon civarındadır.[3] Söz konusu platformlar arkadaş sayısı veya takipçi sayısı gibi farklı isimlendirmelere sahip olsa da aynı amaca hizmet eden bir yayılma politikası izlemektedirler. Çeşitli yöntemler kullanarak daha geniş kitlelere yayılma çabası göstermekteler. Bahse konu platformlar, bazen kullanıcılarını motive etmek için kullandıkları reklam kazancı gibi ekonomik, bazen de daha çok takipçisine sahip olan profil sahipliği gibi sosyolojik hedeflerle yayılımcı bir politika izlemekteler.

Sosyal ağ uygulamalarında profil oluşturmak başlangıçtır. Kullanıcı oluşturduğu profilde ne kadar çok kişisel bilgi paylaşırsa o kadar geniş bir ağa sahip olma başarısına sahip olacaktır. İlkokul bilgisini profilinde paylaşarak ilkokul arkadaşlarına ulaşma ve onları sosyal ağına dahil etme şansına sahip olacaktır. Hayatının her evresindeki kişisel bilgilerini kullanarak sosyal ağını genişletecek, daha fazla ortak geçmişe, ortak ilgi alanlarına ve daha sayamayacağımız ortak değerlere sahip profiller ile bağlantı kurabilecektir.

Gelişen internet ve web teknolojisi ile birlikte gelişen ve büyüyen bu sosyal ağlar ilk zamanlarda internet üzerinde çalışan ve web tarayıcıları yardımı ile ulaşılırken günümüzde her bir sosyal medya platformu kendi mobil uygulamalarını geliştirmiş ve daha kapsamlı özellikler kazanmışlardır.[4] Akıllı telefonu olan herkesin kolayca erişebileceği platformlar olarak kullanıcı dostu uygulamalar geliştirmişlerdir. Her yaştan ve her eğitim seviyesinden kullanıcıya hitap etmek için kurulum ve profil oluşturma işlemlerini basite indirgemişlerdir. Ancak bu kullanıcı politikaları da profil oluşturan kullanıcıların güvenlik ve gizlilik gibi kişisel bilgileriyle ilgili düzenlemeleri göz ardı ederek süratle uygulamayı kullanmaya geçme eğiliminde olmalarını sağlamıştır.

Sosyal Ağlarda Paylaşılan Kişisel Bilgiler

Türkiye’de en popüler sosyal ağ uygulamalarından olan Facebook ve Instagram gibi platformların internet siteleri incelendiğinde Hakkında, Koşullar, Gizlilik, Yardım vb. başlıklar altında birçok bilgi barındırdıkları görülmektedir. Profil oluşturarak ağa dahil olan kullanıcıların ilk olarak okumaları ve bilgi edinmeleri gereken bu sayfalar ancak bir olumsuzlukla karşılaştıkları zaman çare aradıklarında başvuracakları bilgi kaynakları olmaktadırlar. Kullanıcıların kişisel verileri ile ilgili tüm kullanım koşulları bu sayfalarda belirtilmektedir. Profilde verilen kişisel verilerin tüm ağ kullanıcılarına koşulsuz olarak paylaşılması sonucunda ortaya çıkacak sorunlarda sorumluluğun paylaşan kişide olacağı gibi çok önemli kurallar işte bu sayfalarda yazılmıştır.

Günümüzün en değerli varlığı veridir. Bu yüzden istihbarat örgütlerinden siber suçlulara kadar her türlü veri toplamaya çalışan kişilerin hedefinde sosyal medya üzerinde kullanıcıların kendi rızası ile paylaştıkları veriler vardır. Özellikle anlamlı veri olarak adlandırılan kişisel özellikleri barındıran veriler bu açıdan önem arz etmektedir. Sosyal ağlardan ve diğer sosyal medya platformlarından toplanarak analiz edilmiş anlamlı verilerin internetin yasal olmayan bölümlerinde ekonomik karşılıklar ile ticareti yapılmaktadır. Siber suçlular işledikleri ve gelecekte işlemleri muhtemel suçlar için DeepWeb (Derin Ağ) denilen ve hukuk dışı kişiler tarafından kullanılan ortamlarda verileri pazarlamaktadırlar.[5] Dünyadaki istihbarat örgütlerinin ihtiyaç duydukları bilgilerin %80 gibi bir miktarını açık kaynak dediğimiz ortamlardan elde ettikleri gerçeği istatistik olarak bilinmektedir.[6]

Sosyal Medyanın Açık İstihbarat Kaynağı Olarak Kullanılması

Sosyal ağlarda profil oluşturan kullanıcılar, bu ortamın en büyük özelliği olan “sosyalleşme” bağlamında sürekli ağındaki diğer profil sahipleri ile etkileşim halinde olmaktadır. Kullanıcılar ortamdaki güncel içerikleri sürekli takip etmektedir. İlgi alanları çerçevesinde üretilen ve sosyal ağ kullanıcıları tarafından takip edilen içerikler siber suçlular tarafından da titizlikle takip edilmekte ve tanınmış sosyal ağ içerik üreticilerini taklit ederek profil sahiplerinin güvenlerini istismar etmekte ve hesap bilgilerini ele geçirmeye çalışmaktadırlar.[7]

Siber suçlular, işlemeyi planladıkları diğer suçların altyapısını sağlayacak bilgilere de sosyal ağlar sayesinde ulaşmaktadırlar. Günümüzde birçok istihbarat kuruluşu tarafından da açık kaynak istihbarat toplanması kapsamında sosyal medyada paylaşılan içerikler kullanılmaktadır. Özellikle kişiler hakkında bilgi toplamak için Facebook ve instagram gibi çokça kişisel medya içeren sosyal ağların kullanıldığı bilinmektedir. Söz konusu sosyal ağları sıkça kullanan profil sahipleri günlük rutinlerini bu ortamda çeşitli metin ve görsel içeriklerle tüm profillerin erişimine açık olarak paylaşmaktadırlar. Siber suçlular hedef olarak belirledikleri mağdurlar ile ilgili tüm kişisel bilgilere buradan rahatça ulaşabilmektedirler.[8]

Ekonomik kazanç sağlama peşinde olan siber suçlular, belirledikleri hedefe yönelik ilgi alanı araştırmasını hedef kişinin sosyal ağlarında paylaştıkları içerikleri analiz ederek yapmaktadırlar. Tatilde olduğunu sosyal ağlardan paylaşan ailelerin boş kalan evlerine hırsızların girmesi böylesi bir içerik analizi yapan siber suçluların sosyal ağlardan edindikleri bilgileri klasik hırsızlık suçunda kullanmalarına yönelik bir örnek olarak verilebilir.[9]

Teknolojinin her geçen gün gelişmesi çok farklı suç tipleri ile karşılaşılmasına neden olmaktadır. Kişilerin hiç söylemedikleri kelimeleri söylemiş ve hiç olmadıkları yerde bulunmuş gibi video ve resimlere sahip olduklarını görebilmekteyiz. Özellikle toplumca tanınmış kişilerin söylemedikleri sözleri onların seslerinden ve gerçeğinden ayırt edilemeyecek kadar sahici olarak duyabilmekteyiz. Günümüzde yapay zekâ ve bilgisayar yazılımlarının gerçek ses verisi ile çalışması sonucunda gerçekten ayırt edilemeyecek kadar başarılı, taklit ses verisi üretilmektedir. Aynı başarı görsel olarak da video ve resim üretilmesinde kullanılmış ve başarılı olunmuştur.[10] Bu tür taklit ses, resim ve video üretimi için bu medyaların gerçek örneklerine ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu taklit üretim sürecinin olmazsa olmaz parçası olan gerçek örnekler de çok rahat bir şekilde sosyal ağlar üzerindeki paylaşımlardan temin edilebilmektedir. Böylesi önemli olan kişisel verilerimizden ses, resim ve videolarımızı sosyal ağlar da paylaşmadan önce bir daha dikkatlice düşünmek büyük önem arz etmektedir.

Sosyal Ağ profilimizden paylaştığımız bilgiler hesabımıza giriş yaptığımız şifrelerimizi ele verebilmektedir. Eğer tüm bilgilerimizi ağımızda bulunan profillere değil de herkesin paylaşımına açarsak ve herkes bu bilgilere erişebilir ise bilgilerimiz profilimizin ya da e-posta adresimiz gibi diğer hesaplarımızın şifrelerinin tahmin edilmesinde kullanılabilmektedir. Doğum tarihi, eğitim bilgileri, aile fertleri, ev adresi, işyeri bilgileri vb. kişisel bilgilerin herkese açık ağda paylaşılması halinde böylesi bir sakınca bulunmaktadır. Herkese açık olarak paylaşılan bu bilgiler dünyada çokça kullanılan şifre oluşturma eğilimleri ile birleştirildiğinde ortaya muhtemel şifreler çıkmaktadır. Siber suçlular sadece belirli aralıklarla oluşturduğu muhtemel şifreleri hedef kullanıcıların çeşitli hesaplarının şifre bölümlerinde kullanarak hesapları ele geçirmeye çalışacaklardır.[11]

Sosyal Medyanın Anonimlik Hissi Vermesi

Suç sosyolojisinde internet ortamında suçluları suç işlemeye yönelten önemli motivasyonlardan birisi de yakalanma riskinin düşük olduğunun düşünülmesidir. Özellikle “doğru olmayan kimlik bilgileri” ile oluşturulan profiller kullanılarak işlenen suçların da bu motivasyonla işlendiği düşünülmektedir. Gerçek sahibi bilinmeyen bu tür profiller üzerinden işlenen suçlar sonrasında kolluk kuvvetleri ve soruşturmadan sorumlu adalet birimlerinin iş yükü artmaktadır. Bu tür profiller suç sonrası kapatılarak delil toplanmasının engellenmeye çalışılması da ayrı bir yük getirmektedir. Bir de bu tür suçların büyük bir çoğunluğunun şikâyete bağlı olması ve şikâyet süresinin ise 6 ay olmasıyla birlikte bir süre kısıtlaması da durumu daha da karmaşıklaştırmaktadır.

Sosyal Medya kullanıcıları tarafından internet ve haberleşme teknolojisinin tam olarak bilinmemesi nedeniyle bu ortam bir anonimlik hissi vermektedir. Siber suçlular yakalanma risklerinin düşük olduğu kanısıyla suç işlerken rahat olmaktadırlar. Ancak siber dünya olarak adlandırılan bu ortamda hiçbir iz gerçekten silinmemektedir. İnternette gerçekleşen iletişim yöntemlerinin teknik tarafları incelendiğinde hiçbir veri hareketinin izinin tamamen silinmediği görülecektir. Dünyaca ünlü siber suçluların güvenlik güçleri tarafından yapılan dijital iz takipleri sonucunda yakalanmaları bu konuya en güzel örnek olacaktır. Bu ortamda yapılan her eylem mutlaka kaydedilmektedir. Nasıl dijital delillerde silinen veriler çeşitli teknik çalışmalar sonucunda geri getirilerek erişim sağlanabiliyorsa internette de paylaşılan her türlü veriye erişim sağlanabilmektedir.[12]

Instagram ve facebook kullanıcıları profillerini ve bu profilde paylaştıkları içerikleri silmeye karar verip sildiklerinde bu veriler 30 gün süre ile geri döndürülebilir şekilde sosyal ağ platformu sahibi şirketlerin sunucularında tutulmaktadır. Kullanıcı bu süre içerisinde fikrini değiştirirse tekrar profilini canlandırabilmektedir. Güvenlik önlemleri nedeniyle sosyal ağ platform sahibi şirketler tüm verilerini fiziksel olarak başka yerlerdeki veri tabanlarında da depoladıkları için profil sahibi tarafından silinen hesapların yedeklendiği veri tabanından silinmesi ise yaklaşık 90 günlük bir süre almaktadır. Bunlara ek olarak eğer sosyal medya platformlarının sahibi olan şirketler, bu silinen profildeki bilgilerin gelecekte sorun çıkarabilecek yapıda olduğu kanısına varırlarsa bu verileri hiç silmeyebilmektedirler. Görüldüğü üzere sosyal ağlar başta olmak üzere bir kez internet ortamında paylaşılan verilerin tamamen bu ortamdan silinmesi çok uzun zaman almaktadır. Eğer bir de internet sitelerinin birer örneklerini sürekli kopyalayıp depolayan arşiv maksatlı internet siteleri hesaba katıldığında paylaşılan verilerin sürekli dolaşımda kaldığı söylenebilir.

Sosyal Medya Yoluyla İşlenen Siber Suçlar

TCK içerisinde Bilişim Suçları başlıklı kısımda hedef olarak bilişim sistemleri olan suçlar sıralanmaktadır. Sosyal ağlar ve internette yayımlanan diğer blog, internet sitesi, forum vb. platformlar kullanılarak işlenen suçların büyük bir çoğunluğu ise bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı suçlardır. Klasik suçlar olarak bilinen hakaret ve tehdit gibi suçlar bilişim sistemleri kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir. Normal olarak sözlü, yazılı ve yüz yüze olarak işlenen hakaret ve tehdit suçları bilişim sistemleri üzerinden işlendiğinde de aynı şekilde ve aynı hükümlere göre cezalandırılacaktır. Ancak burada önemli olan husus bu suçların failinin sosyal ağlar üzerinden gerçek olmayan kimlik bilgileri ile yaratmış olduğu sosyal ağ profilini kullanarak, “kendini tanınmayacak bir hale sokarak” işlemesi durumunda failin cezasının TCK m. 106/2(b)’deki “Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle…” düzenlemesi nedeniyle ağırlaştırılması söz konusu olacaktır. Bir diğer önemli husus ise bu suçların faillerinin tespit edilmesi için takip edilecek yöntemlerdir. Bilişim sistemleri üzerinden faili belli olmadan işlenen suçlarda faillerin tespit edilmesi elektronik ve dijital delillerin zaman geçirmeden hassas bir şekilde elde edilmesi ve uzmanlar tarafından değerlendirilmesi zorunluluğunu getirmektedir.

Sosyal ağlarda hakaret, tehdit gibi suçlar uygulamada en çok karşılaşılan suç tipleridir. Bu suçların yanına cinsel taciz suçu da eklenebilir. Özellikle sosyal ağlara üyelik esnasında ciddi bir yaş sınırlaması olmadığından hemen her yaştan bilişim sistemi kullanıcısı rahatça sosyal ağ profilleri oluşturup kullanıcı olabilmektedirler. Cinsel taciz ve özellikle çocukların hedef alındığı müstehcenlik ya da daha çok çocuk pornografisi olarak da bilinen bu suçların öncelikli hedefi çocuk yaştaki sosyal ağ kullanıcıları olmaktadır. Cinsel taciz suçunda kanun koyucunun failin fiziksel temasını aramaması, failin mağduru “cinsel amaçlı olarak taciz etmek” davranışını suçun oluşması için yeterli görmesi sosyal ağlarda özellikle mesajlaşma kapsamındaki etkileşimlerde fazlaca karşılaşılan bir suç olarak karşımıza çıkartmaktadır. Failin mağdura karşı cinsel içerikli sözler söylemesi veya bu amaçla görseller paylaşması cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.

SONUÇ

Sosyal ağ kullanıcıları bir yandan bu ortamda işlenen suçların mağduru olurken bir yandan da yine bu ortamda işlenen suçların failleri olabilmektedirler. Sosyal Medyanın bir parçası olan sosyal ağların hızla yayılması ve pandemi dönemi nedeniyle kullanımının birden çok artması bahse konu suçların üzerinde çoğaltıcı bir etki oluşturmuştur. Özellikle teknoloji kullanım yaşının her geçen gün düşmesi siber suç mağdur yaş ortalamasının da düşmesine neden olmuştur. Eğitim sürecinin bir süre dijital ortama taşınması ve çocuklar üzerindeki ebeveyn kontrolünün azalması nedeniyle çocuk mağdur sayısı artmıştır. Yine pandemi ve artan teknoloji nedeniyle ticaretin e-ticaret olarak internet ortamına taşınması ekonomik hedefli siber suçların işlenme sıklığına etki etmiştir. Artan teknoloji kullanıcısı sayısına karşın kullanıcıların siber güvenlik bilgisinin yeterli olmaması da siber suçların artışında etkili olmuştur.[13] İnternetin eğitim maksatlı keşfinden sonra eğlence ve sosyalleşme amaçlı evrimleşmesi nedeniyle ortaya çıkan sosyal medyanın siber suçların çeşitlenmesi ve her geçen gün bir yenisinin keşfedilmesi üzerinde yadsınamaz bir etkisi olduğu görülmektedir.

Yazarın 10. Sayı’da yayınlanan “Uluslararası Siber Güvenlik Standartları” isimli yazısını okumak için bağlantıya tıklayınız.

Yazar: Av. Murat Osman KANDIR / Hukuk ve Bilişim Dergisi Yayın Kurulu Üyesi

(Avukat, Bilgisayar Yüksek Mühendisi)

mkandir@yahoo.com

https://orcid.org/0000-0001-6918-6622

KAYNAKÇA

Kitaplar:

Lietsala Katri, Sirkkunen Esa, “Social media. Introduction to the tools and processes of participatory economy”, Tampere Üniversitesi Yayınları 2008, s. 17-18.

Chauhan Sudhanshu, Panda Nutan Kumar, “Hacking Web Intelligence” Syngress 2015, S.300

Nicholas Kolokotronis, Stavros Shialis, “Cyber-Security Threats, Actors, and Dynamic Mitigation” CRC Press 2021, S.372

Kumar Gautam, Saini Dinesh Kumar, Cuong Nguyen Ha Huy, “Cyber Defense Mechanisms: Security, Privacy, and Challenges (Artificial Intelligence (AI): Elementary to Advanced Practices” CRC Press 2020 S.230

Henkoğlu Turgay,”Adli Bilişim Dijital Delillerin Elde Edilmesi ve Analizi” İstanbul 2014, S.290

H. James, D. Usha, “The Pocket Guide to Cyber Security”, Amazon Digital Services LLC – KDP Print US, 2020 S.84

Makaleler:

Yalçın Nursel, Gürbüz Filiz, “Sosyal Ağlarda İşlenen Suçlar, Facebook Sosyal Ağı Örneği”, Akademik Bilişim Konferansı, Eskişehir 2015

K Sajithra, Patil Rajindra “Social media – history and components”, IOSR Journal of Business and Management (IOSR-JBM),2013 7(1), 69-74.

Ilić Miloš, Spalević Žaklina, “The Use of Dark Web for the Purpose of Illegal Activity Spreading”, 2017, S.10

Martin C.Dianne, “Taking the high road white hat, black hat: The ethics of cybersecurity”, ACM Inroads Magazine 2017, Cilt. 8,(1), 33–35

Sabillon Regner, Cano Jeimy J., Reyes Víctor Cavaller, Ruiz Jordi Serra, “Cybercrime and cybercriminals: A comprehensive study,” International Journal of Computer Networks and Communications Security 2016 Cilt. 4,(6), S. 165–176

Chen Tianxiang, Kumar Avrosh, Nagarsheth Parav, Sivaraman Ganesh, Khoury Elie, “Generalization Of Audio Deepfake Detection” Odyssey 2020 The Speaker and Language Recognition Workshop 1-5 November 2020, Tokyo, Japan

İnternet Kaynakları:

https://www.statista.com, Erişim Tarihi: 21 Ekim 2021


[1] Nursel Yalçın, Filiz Gürbüz, “Sosyal Ağlarda İşlenen Suçlar, Facebook Sosyal Ağı Örneği”, Akademik Bilişim Konferansı, Eskişehir 2015

[2] Katri Lietsala /Esa Sirkkunen, “Social media. Introduction to the tools and processes of participatory economy”, Tampere Üniversitesi Yayınları 2008, s. 17-18.

[3] https://www.statista.com, Erişim Tarihi: 21 Ekim 2021

[4] Sajithra K, Dr. Rajindra Patil “Social media – history and components”, IOSR Journal of Business and Management (IOSR-JBM),2013 7(1), 69-74.

[5] Miloš Ilić, Žaklina Spalević, “The Use of Dark Web for the Purpose of Illegal Activity Spreading”, 2017, S.10

[6] Sudhanshu Chauhan, Nutan Kumar Panda, “Hacking Web Intelligence” Syngress 2015, S.300

[7] C.Dianne Martin, “Taking the high road white hat, black hat: The ethics of cybersecurity”, ACM Inroads Magazine 2017, Cilt. 8,(1), 33–35

[8] Regner Sabillon, Jeimy J. Cano, Víctor Cavaller Reyes, Jordi Serra Ruiz, “Cybercrime and cybercriminals: A comprehensive study,” International Journal of Computer Networks and Communications Security 2016 Cilt. 4,(6), S. 165–176

[9] Kolokotronis Nicholas, Shialis Stavros, “Cyber-Security Threats, Actors, and Dynamic Mitigation” CRC Press 2021, S.372

[10] Tianxiang Chen, Avrosh Kumar, Parav Nagarsheth, Ganesh Sivaraman, Elie Khoury, “Generalization Of Audio Deepfake Detection” Odyssey 2020 The Speaker and Language Recognition Workshop

1-5 November 2020, Tokyo, Japan

[11] Gautam Kumar, Dinesh Kumar Saini, Nguyen Ha Huy Cuong, “Cyber Defense Mechanisms: Security, Privacy, and Challenges (Artificial Intelligence (AI): Elementary to Advanced Practices” CRC Press 2020 S.230

[12] Turgay Henkoğlu, “Adli Bilişim Dijital Delillerin Elde Edilmesi ve Analizi” İstanbul 2014, S.290

[13] James H, Usha D, “The Pocket Guide to Cyber Security”, Amazon Digital Services LLC – KDP Print US, 2020 S.84