Yapay Zeka Algoritmaları İle Oluşturulan Fotoğrafların KVKK Kapsamında Değerlendirilmesi

Av. Burçak DALGIÇ

Giriş

Günümüzün sürekli gelişen ve dönüşen teknoloji kültürünün önemli bir parçasını; yapay zeka teknolojisi almıştır. Yapay zekayla üretilen içeriklerin büyük bir kısmı kişisel veri hukukunu da içinde barındırmaktadır. Bu haliyle yapay zeka teknolojisi içerisinde barınan her bir verinin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında değerlendirilerek; kanuna uygun şekilde işlenmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Ne var ki hızla gelişen teknolojinin içinde, her yeni gün internet ağları, sosyal medya platformları içerisinde biriken verilerin kanuna uyumlu şekilde işlendiğini söylemekte bir o kadar zor hale gelmiştir. Son zamanlarda yapay zeka algoritmalarıyla oluşturulan fotoğraf ve görsellerin (Al Teknolojisi) KVKK kapsamındaki konumu, gerçekten bu teknolojinin içinde barındırdığı kişisel verilerin güvenliği ve kanunu uygunluğu konusu tartışılır hale gelmiştir. Bu yazıda Al Teknolojisinin geldiği son durum ve KVKK kapsamında kişisel veri güvenliğinin işlerliği hakkında değerlendirmelerde bulunulacaktır.

1.                 Yapay Zeka Kavramı

Literatürde ‘’Artificial Intelligence ‘’ kısaca Al olarak tanımlanan Yapay Zeka Teknolojisi; ‘’…idealize edilmiş bir perspektife göre, insan zekasının özgü yüksek bilişsel fonksiyonları veya otonom davranışları sergileyen bir yapay işletim sistemi…’’[1] olarak tanımlanmaktadır. Öyle ki bu teknolojinin net bir tanımı bulunmamakta, her bir bilim dalında farklı tanımlamalar söz konusudur. Bazı yazarlar en genel haliyle yapay zeka teknolojisini bilgisayarları akıllı yapma bilimi [2] olarak tanımlamaktadır. Her ihtimalde de; yapay zekanın insan zekası üzerinden ortaya çıkıp düzenlendiği düşünüldüğünde, doğal zekanın üstüne çıkamayacağı dolayısıyla insan zekasının üstünde bir zeka olarak tanımlanamayacağı bilinmektedir. Zira yapay zeka programlanması, veri girişi gibi düzenlemeler insan eliyle oluşturulmakta bu nokta da kişisel veri kapsamında düşünüldüğünde ilgili verilerin üzerindeki hakimiyetin yine insan zekası bağlamında sorumluluğu doğuracağı ortadadır. Al Teknolojisinin kişisel veri hukuku bağlamında ele alınması sonucunda, veri sorumlusunun hakimiyet sahibi insan/gerçek kişi, belki de teknolojiyi geliştiren tüzel kişi olacağı söylenebilecektir.

2.                 Yapay Zeka Teknolojisinin KVKK Kapsamında Değerlendirilmesi

Yapay zeka teknolojisinin kişisel veri hukuku üzerinden değerlendirilmesinde değinilmesi gereken ilk ve en önemli husus veri kavramı üzerinden gerçekleştirilmelidir. Öyle ki yapay zeka teknolojisinde algoritmaya yüklenen her bilgi özünde kişisel verilere de dokunmaktadır. Bu haliyle yapay zeka teknolojisini kişisel verilerden ari şekilde değerlendirmek mümkün değildir. Yapay zekânın kendisinden beklenen en temel işlevi, yani belirli bir konuda istenen analizi yapıp hedeflenen çıktıyı ortaya koyabilmesi için, ilgili verilerin sağlanması gerekmektedir. [3] Bu husus yapay zekanın ‘’veri güdümlü’’ olması anlamına gelir ve yapay zekanın beklenene getirileri sağlaması olabildiğince fazla verinin algoritmaya dahil edilmesiyle mümkün olabilmektedir, ki bu durum doğrudan veri hukukun devreye girmesi anlamına gelmektedir.

Günümüz teknolojisinin en önemli unsuru haline gelen veri (data), Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda tanımlandığı üzere ‘’…belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin bir bilgi…’’ söz konusu olduğunda kişisel veri olarak nitelendirilmektedir. Bu bağlamda; gerçek kişi yani veri sahibine/ilgili kişiye ait her türlü bilgi, ilgili kişinin özel hayatının bir unsurudur ve kişisel veri niteliğindedir.[4] İlk olarak Anayasa’nın 20. Maddesinde yer alan 3. Fıkra kapsamında kişisel verilerin korunması isteme hakkı, devamında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. Maddesinde yer alan ‘’Herkesin özel ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı’’ kapsamında değerlendirildiğinde; kişisel veri hukukunun temel metinler tarafından koruma altına alınmış olması, veri hukukunun yapay zeka teknolojisi boyutunda da ne denli önemli olduğunun kanıtıdır.

3.                 Yapay Zeka Algoritması ile Oluşturulan Fotoğraf/Görsellerin KVKK Kapsamında Değerlendirilmesi

Yapay zeka teknolojisinin özellikle son zamanlarda gündeme gelen uygulaması; algoritma tarafından yaratılan görsel ve fotoğrafların internet ağı ve sosyal medya platformları üzerinden neredeyse tüm kullanıcılar tarafından üretilmeye başlaması ve üretilen fotoğraf/görsellerin hızla yayılması şeklinde gerçekleşmiştir. Yapay zeka (Al teknolojisi) tarafından oluşturulan oluşumları iki yönden ele almakta fayda vardır.

Yapay zeka vasıtasıyla oluşturulan görsellerin, fotoğraflardan ayrıştığı görülmektedir. Öyle ki görseller birçok farklı olgunun (manzara, eşya, renk, sayı vb.) bir araya getirilerek, algoritmaya farklı anahtar kelimelerle üreticinin aklındaki görsele en yakın görselin oluşturulması şeklinde gündeme gelmektedir. Oluşturulan görseller genellikle herhangi bir kişisel veri barındırmaksızın; genel ve soyut ürünler halinde gündeme gelirken aynı durum algoritma ile oluşturulan fotoğraflar için geçerli değildir.

Yapay zeka destekli oluşturulan fotoğraflarda çoğu zaman gerçek kişilerin görüntülerine yer verilerek üzerinde meydana gelen değişiklikler söz konusu olmaktadır. Gerçek kişi yani veri sahibinin yapay zeka destekli uygulamalar üzerinden kendisine ait fotoğraf üzerinden yeni bir fotoğraf oluşturması durumunun kişisel veri hukuku açısından herhangi bir hukuka aykırılığı elbette bulunmayacaktır. Ancak gerçek kişilere ait fotoğrafların özellikle sosyal medya gibi platformlarda yer alması ve kolayca bir başkası tarafından kullanılabilir olması durumunda, bu hususun KVKK kapsamında ayrıca değerlendirmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Genel kanının aksine gerçek kişinin herkese açık bir bir sosyal medya platformunda ve herkese açık şekilde kendisine ait bir fotoğrafı paylaşması ilk görünüşte kişinin söz konusu fotoğrafı alenileştirdiği ve açık rızasıyla paylaşmış olduğu dolayısıyla bu fotoğrafın bir başkası tarafından kullanılmasının da mümkün olabileceği ve hukuka aykırılık meydana getirmeyeceği yönünde olsa da bu doğru değildir. Gerçek kişi kendisine ait bir fotoğrafı herkesin görüntüleyebileceği şekilde herhangi bir platformda paylaşmış olsa dahi; söz konusu fotoğrafın bir başkası tarafından paylaşılması, yayınlanması durumu her ihtimalde KVKK ve Ceza Hukuku bağlamında hukuka aykırılığı doğurabileceği gibi aynı zamanda suça konu hale gelebilmektedir. Dolayısıyla kişinin açık şekilde izni/rızası olmaksızın kendisine ait fotoğrafın yapay zeka destekli (Al Teknolojisi) uygulamalar vasıtasıyla belli değişiklikler ile paylaşıma sunulması hukuka aykırıdır. Bu durumun tek istisnası ünlü, siyasi veya kamuoyunda tanınan, bilinen kişilerin fotoğraflarının paylaşılması durumu için geçerli olmakla birlikte bu istisna da kamuoyunu bilgilendirme amaçlı olarak basın yoluyla haberleştirilmesi durumunda geçerli olabilecektir. Tüm bu nedenlerle herhangi bir gerçek kişiye ait herhangi açık bir platformda yer alan fotoğrafların dahi yapay zeka destekli uygulamalar vasıtasıyla belli değişikliklere uğratılarak paylaşımının yapılması durumu her halükarda hukuka aykırılığı gündeme getirebilecektir.

Anayasa, KVKK kapsamında hukuka aykırılığın yanında söz konusu bir fotoğraf paylaşımının Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesi kapsamında da suç teşkil edeceği hususu gözden kaçırılmamalıdır. Öyle ki Yargıtay bu hususta önemli bir değerlendirme ortaya koymuştur. [5]Kararda; “..İddiaya konu sanıkla mağdur arasındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu gösteren fotoğrafların, daha önce mağdurun rızasına uygun olarak facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımlanmış olması karşısında, bu fotoğraflar, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte görüntüler olarak kabul edilemeyeceğinden, sanığın, mağdura ait kişisel veri niteliğindeki fotoğrafları, mağdurun rızasına aykırı şekilde yayımlamaya devam etmesi biçiminde sübut bulan eyleminden dolayı TCK’nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin..” demek suretiyle benzer bir sosyal medya paylaşımında gerçek kişinin fotoğrafının izinsiz şekilde paylaşımının açıkça hukuka aykırılık teşkil edeceğini belirtmiştir.

Sonuç

Yukarıda detaylı şekilde ele alındığı üzere; yapay zeka teknolojisiyle meydana getirilen fotoğrafların Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türk Ceza Kanunu kapsamında açıkça hukuka aykırılık teşkil edeceği ortadadır. Bu noktada fotoğraf sahibi gerçek kişinin ilgili fotoğrafının algoritma vasıtasıyla düzenlenmesine açıkça rıza göstermesi gerekmektedir. Gerçek kişinin hali hazırda bir başkası tarafından Al teknolojisi vasıtasıyla paylaşmış olduğu görsele karşı herhangi bir sözlü veya yazılı tepki göstermemesi durumu ilgili fotoğrafın oluşturulmasında herhangi bir sakınca görmediği şeklinde yorumlanabilse de; gerçek kişilerin veya tüzel kişilerin söz konusu fotoğrafları kullanarak ortaya çıkardıkları yapay zeka destekli yeni görüntü için veri sahibinin açık rızasını alması gerekliliği, hukuka aykırı bir durumun meydana gelmesini önleyecektir.

Yapay Zeka Hukuku alanındaki tüm Blog yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.

16. Sayı’mızdaki “ChatGPT Sohbet Robotunun KVKK Kapsamında Değerlendirilmesi” isimli Esad Beren ERİŞİK’in yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Av. Burçak DALGIÇ


[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Yapay_zekâ

[2] https://web.itu.edu.tr/~sonmez/lisans/ai/yapay_zeka_icerik1_1.6.pdf

[3] Legal Necessities Arising from Artificial Intelligence as Regerds Data Protection, Civil Liability and Intellectual Property – Doç. Dr. Ş. Barış ÖZÇELİK

[4] Kişisel verilerin korunması hakkının tarihsel ve felsefî temelleri ile niteliği konusunda bkz. Dülger, Murat Volkan, “İnsan Hakları ve Temel Hak ve Özgürlükler Bağlamında Kişisel Verilerin Korunması”, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 5 (1), Bahar 2018, s. 74 vd.

[5] Yargıtay 12 Ceza Dairesi 2017/150 E. – 6231 K. sayı ve 13.09.2017 tarihli kararı