Yapay Zeka ve Telif Hakları
A. Yazılımlar ve Fikri Mülkiyet Hukuku
Kişilerin fikri emeklerini koruma ve üreticiliği de teşvik etme işlevlerine sahip olan fikri haklar, herhangi bir şekilde sahibinin hususiyetini taşıyan ürünler ile onu meydana getiren kişiler arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Bu kapsamda tarih boyunca insanlar birçok eser ve ürün meydana getirmiş, zaman içinde bu ürün ve eserler de değişiklik arz etmiştir.
İçinde bulunduğumuz milenyuma geldiğimizde ise, bilgisayar programlarının insanlar tarafından ürün olarak oluşturulmaya başlandığı görülmektedir. Bunun sonucu olarak insanların haklarının korunması ve bu teknolojinin gelişiminin sağlıklı şekilde devam etmesi için, bilgisayar programlarının fikri mülkiyet hukuku içerisinde yer edinmesi önem arz etmiştir.
Bilgisayar programları, genel olarak Türk Hukuku’nda “ilim ve edebiyat eseri” kapsamında yer almakta ve bu koruma esaslarına tabi olmaktadır. Nitekim 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu(FSEK) m.2 ve 2/1’de şu ifadeye yer vermektedir:
“İlim ve edebiyat eserleri şunlardır: Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları.”
Bilgisayar programları, temel olarak “ilim ve edebiyat eseri” olarak değerlendirilmekte, yani telif hakları kapsamında telif hukukuna tabi olmaktadır. Bilgisayar programlarının bir sicile kaydı, patenti söz konusu olmamaktadır. Bunun yanında, bilgisayar programlarının da farklılık içerdiğini ve bilgisayar programlarının da farklı tür ve kısımlarının olduğunu da değerlendirmek gerekmektedir.
Bilgisayar programlarının kısımlarından olan işletim sistemleri, arayüzler, modüller, kodlar, eser kapsamına girmekte ve bu korumadan faydalanmaktadırlar. Bu kısımlar, programın içerisinde bir bütün oluşturmakta ve sahibinin muhtevasını taşımaktadır. Bunun yanında, bazı bilgisayar programlarında mevcut olmayan, bazılarında ise yüksek oranda mevcut olan algoritmalar ise farklı açıdan değerlendirilmektedir.
Temel olarak “ilim ve edebiyat eseri” olarak değerlendirilen bilgisayar programlarının farklı türleri ve kullanım yöntemleri olması, bunların farklı yöntemler ile kullanılmasını, “6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu(SMK)” kapsamında patentlenebilirlik şartlarına haiz de kılabilecektir.
Bilgisayar programlarının fikri mülkiyet hukuku içerisindeki yerini belirledikten sonra yazımızın ana konusu olan “yapay zeka ürünlerinin fikri mülkiyet hukuku açısından değerlendirilmesi”ne geçilmesi gerekmektedir.
B. Yapay Zekanın Bilgisayar Programı Olarak İncelenmesi
Yapay Zeka, ürünlere zeka ekleyerek kullanım açısından fonksiyonlarını zenginleştirir. Yapay zeka ürünleri ve yazılımları, birçok alanda kullanılmakta, birçok özellik içermektedir. Finanstan eğitime, ulaşımdan günlük hayata kadar yapay zekanın kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu sebeplerle, yapay zeka yazılımları, birçok farklı özellik içerebilmektedir. Örneğin yapay zeka yazılımları, öğrenebilme özelliğine sahip de olabilmekte, bu özellik ise makine öğrenmesi(machine learning) veya derin öğrenme (deep learning) ile gerçekleşmektedir. Ayrıca yapay zeka yazılımlarının, robot, araç gibi diğer nesnelerle de beraber görev yapabilmektedir. Bu sebeple, yazımızda yapay zeka yazılımlarını(programları), yapay zeka ürünleri kavramı olarak geniş anlamda ele aldığımızı belirtmek isteriz.
Yapay zeka ürünlerinin genel olarak 4 kısım içerdiğini söyleyebiliriz: Program akışı, kaynak kodu, algoritmalar ve fiziki bağlantılı araçlar. Yapay zeka ürünlerini fikri mülkiyet hukuku açısından incelerken, bu 4 kısım açısından incelemek gerekmektedir:
1. Program Akışı: Program akışı, yazılımın çalışma sistemi ile alakalı mantıksal sıralama sistemidir. [1] Program akışı, yazılım programlarının hazırlık aşamasıdır.
2. Kaynak Kodu: Kaynak kodu, bilgisayar programlarının programlama dilleridir. Üründe kullanılan ve bilgisayar ile ürünü üreten arasındaki iletişim dili bu kodlardır. Bu kısım, FSEK m.2/1 kapsamında “ilim ve edebiyat eseri” olarak sayılmaktadır.
3. Algoritmalar: Algoritmalar, programlardan istenilen sonucun alınmasını sağlayan mantık aşamalarının uygulama metodudur.[2] Algoritmalar, bir düşünce sistemi olarak etiketlendirilebilir.
4. Diğer Eklentiler: Yapay zeka yazılım ürünleri, bahsettiğimiz gibi birçok sektörde kullanılabilmektedir. Bu kapsamda yapay zeka yazılımları, sektöre özel diğer ürünler ile bağlantılı kullanılmakta ve endüstriye aktarılabilmektedir. Yapay zekalı robotlar bunlara en iyi örnektir. Peki bu durumda bu ürünler fikri haklar bakımından nasıl korunacaktır? Örneğin bir ameliyatta yapay zeka yazılım ürünleri kullanılabilmektedir. Bu durumda bu ürün nasıl korunacaktır? Veya savunma sanayiinde yapay zekaya sahip robotlar kullanılabilmektedir. Bu ürün, bu durumda nasıl korunacaktır?
C. Yapay Zeka Ürünlerinin Fikri Mülkiyet Hukuku Bakımından Korunması
Yukarıda yapay zeka ürünlerinin kısımlarından ve bu kısımların fikri haklar bakımından nasıl korunabileceğine ilişkin kısaca bahsetmiştik. Bu kısımda ise bu ürünlerin sektörel olarak nasıl korunabileceğinden bahsedilecektir.
Kanun açısından hazırlık aşaması sayılabilecek olan program akışı,bir sonraki aşamada program sonucunu doğuracak ise “ilim ve edebiyat eseri” olarak korunabilecektir.[3] Kaynak kodları ise, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m.2/1’de belirtildiği gibi doğrudan “ilim ve edebiyat eseri” sayılabilecektir. Bu kapsamda bir yapay zeka ürününde bu iki kısmın, “ilim ve edebiyat eseri” olarak korunabileceğini söylemek yerinde olacaktır.
Algoritmalar açısından değerlendirme yapacak olur isek, FSEK m.2’nin son fıkrasını değerlendirmeye almak önemlidir: “ Ara yüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir bilgisayar programının herhangi bir öğesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmazlar. “ Görüldüğü gibi, programların çalışma sistemine temel oluşturabilecek algoritmalar, düşünce olduklarından eser sayılmayacak ve FSEK kapsamında “ilim ve edebiyat eseri” olarak değerlendirilemeyecektir. Bu kapsamda, yazılım içerisindeki algoritmalar, FSEK açısından bir korumaya tabi olmasa bile, “ticari sır”, “know-how” olarak korunabilmesi sağlanabilmektedir. Bu kapsamda bu ticari sırların, haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunması da mümkündür. Bu sebeple, ayrıca sözleşmede belirtilmeleri de belirlilik açısından önem taşımaktadır.
Diğer unsurlara, yapay zeka ürünleri açısından örnek kabilinden saymak gerekmektedir. Bu kapsamda, yapay zeka ürünlerindeki tasarımlar, yapay zeka ürünlerindeki görseller, yapay zeka ürünlerinin çalışmasında elzem olan fiziki unsurlar ( sağlık ürünleri, robotik aksanlar vb.) diğer unsurlara örnek verilebilir.
Bu unsurlara bakacak olur isek, ürünün içerisindeki tasarım ve görseller, yine kendi kapsamına göre FSEK veya SMK Kanunu açısından korunacaktır. Örneğin tasarımlar, eğer şartlarını taşıyor ise SMK m. 55/1’e göre korunabilecektir.
SMK m.55: “ Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. “
Görüldüğü gibi ürünün görünümünün tümü tasarım olarak korunabileceği açıktır. Fakat ürün içerisinde ayriyeten bir görsel olması durumunda, bu görseller FSEK m.4 anlamında “görsel sanat eserleri” kapsamında korunmalıdır. Yine yapay zeka ürünü içerisindeki müziki eserler, sinema eserleri gibi eserler de kendi hususlarına göre korunabilecektir. Ayrıca yapay zeka ürünlerinde “kaynak kodları”ndan daha fazla “algoritmaların” yer alabildiği de görülmekte olup, algoritmaların kendi başına taklit edilmesi durumu da, telif hakları kapsamında dahi korunmayacak, hukukun genel ilkeleri uyarınca korunabilecektir.
Bu konuda en önemli hususlardan bir tanesi de, “diğer unsurlar” dediğimiz kısmın içerisinde yer alabilecek “fiziki unsurlar”ın incelenmesidir.
Sonuç olarak yapay zeka ürünleri, yukarıdaki bahsettiğimiz esaslar dairesinde “telif hakkı” kapsamında korunabilecek olup, bu koruma kendiliğinden oluşmaktadır. Bunun yanında, bu koruma, bir anlamda programın yazılış tarzını korumakta olduğundan dolayı, programın konusu, FSEK anlamında bir koruma kapsamında olmadığını da belirtmek gerekecektir. Bu sebeple eserin konusunun ve algoritmalarının korunması için, özel hukukun genel kaideleri uygulanabilecek olup, bunun yanında “patentlenme” konusunun da değerlendirilmesi gerekmektedir.
D. Yapay Zeka Ürünlerinin Patentlenmesi
Patent, özel olarak Türk Marka Patent Kurumu nezdinde ürünün tescillenmesidir. Bu kapsamda patentlenme, çeşitli şartlara bağlıdır. Patentlenebilirlik şartları, Sınai Mülkiyet Kanunu m. 82’de belirtilmiştir. Buna göre patentlenebilirlik şartları şu şekildedir:
- Teknoloji alanında olması
- Yeni olması
- Buluş basamağı içermesi
- Sanayiye uygulanabilir olması
Ayrıca aynı maddenin “c” benzi uyarınca da bilgisayar programları patentlenebilirliğin dışında bırakılmıştır. Yapay zeka ürünlerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, yapay zeka ürünlerinin hazırlık aşamaları ve kaynak kodları, sonucunda bir program çıkması şartıyla “ilim ve edebiyat eseri” olarak korunabilecektir.[4]
Bilindiği gibi, bilgisayar programları, asıl olarak sadece ekranda gördüğümüz kısımlardan ibaret değildir. Bilgisayar programları, günlük hayatta birçok alanda kullanılmakta, diğer teknolojilerle birlikte multidisipliner olarak günümüzde iç içedir. Bu sebeple, diğer teknolojilerle birleştirilmesi, bilgisayar programlarının ve dolayısı ile diğer teknolojilerle oldukça iç içe olan yapay zeka ürünlerinin de patentlenebilirliği belli şartlarda sağlayabilecektir. [5] Örnek olarak, fabrikada yapay zeka yazılımı ile desteklenmiş seri üretimi sağlayan makineler, savunma sanayiinde kullanılabilecek yapay zekaya sahip robotlar, yapay zekalı ev süpürme robotları sayılabilecektir.
Yapay zeka ürünleri, yukarıda da saydığımız “patentlenebilirlik” şartlarını sağladığında, patentlenebilir bir ürün olmaktadır. Bu kapsamda yapay zeka ürünlerinin patentlenebilir olması için, “yeni, buluş basamağına sahip ve sanayiye uygulanabilir” olması gerekmektedir. Bu şartları ayrı ayrı değerlendirmekte fayda vardır.
1. Yenilik kriteri:
Avrupa Patent Konvansiyonu ve buna taraf ülkelerde “yenilik” genel olarak “tekniğin bilinen durumuna dahil olmama” şeklinde tanımlanmaktadır (EPC art.54) Yenilik şartı patent başvurusunun nicelik bakımından daha önce açıklananlardan farklı olmasını gerektirir. Dolayısıyla patent ile topluma sunulan ve talep edilen teknik bilginin daha önce toplumca erişilebilir olmaması şarttır. [6]
2. Buluş basamağı içerme kriteri:
Buluş basamağı içerme, aşikar olmama anlamındaki bir kriterdir. Bu kapsamda, her yeni bir teknolojinin patentlenerek ödüllendirilmeyeceği de bir gerçektir. Bu sebeple ürünün, tekniğin bilinen durumundan başka niteliklere de haiz olması gerekmektedir. [7]
Bu kapsamda somut olayın özelliğine göre değişebilecek olan buluş basamağı kavramı, somut özellikler de taşımaktadır. Nitekim SMK m.83/2’de “Tekniğin bilinen durumu, başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde, yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her şeyi kapsar. “ hükmü ile, toplumca erişilebilir tüm kaynaklarda olmayan yeni bir buluşun bu özellikte olacağı açıklanmıştır.
3. Sanayiye uygulanabilir olma kriteri:
Öncelikle “sanayi” kelimesinin yorumundan başlamak gerekmektedir. Sanayi, bu Kanun uyarınca geniş anlamda yorumlanmalı ve mekanik sanayinin yanında tarım, gıda gibi alanları da kapsaması gerekmektedir. [8] Sanayiye uygulanabilir olma ile kastedilen, buluşa konu olan usulün sanayide kullanılabilmesi ya da buluşa konu olan ürünün sınai işletmelerde üretilebilmesidir. [9]
Sanayiye uygulanabilirliğin teknik araçlar kullanılarak buluştan yararlanma olarak da tanımlandığı görülmektedir. Yine ayrıca sanayinin teknik nitelik taşıyan her türlü faaliyet olarak algılanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca uygulanabilir olmanın sonucu olarak da bu buluşun bir fayda sağlaması, bir amaç taşıması gerektiği söylenebilecektir. [10]
Tüm bu değerlendirmeler ışığında bakıldığında, yapay zeka ürünlerinin, buluş basamağı içeren, sanayiye uygulanabilir ve yeni bir ürün olarak patentlenmesi mümkün olacaktır. Örneğin sağlık alanında kullanılacak bir yapay zekalı robot, şartları taşıması halinde patentlenebilecektir.
E. Sonuç
Makine öğrenmesi ve/veya derin öğrenme içeren, aynı zamanda bir bilgisayar programı olan yapay zeka ürünleri, bilinen bilgisayar programlarından daha farklı yapıya sahiptirler. Yapay zeka ürünlerinde öne çıkan hususun daha çok algoritmaların yapısı olması ve bu ürünlerin klasik bilgisayar programlarından daha fazla diğer ürünler ile birlikte kullanılabilir olması, yapay zeka ürünlerinin fikri mülkiyet hukuku açısından incelenmesinin önemini artırmıştır. Ayrıca endüstri 5.0 ile birlikte yapay zekanın da daha da gelişmesi, bu gerekliliği daha da artırmıştır. [11]
Bu çalışmamızda yapay zeka ürünlerinin telif hakkı korumasının yanında, yenilik, buluş basamağı olması ve sanayiye uygulanabilirlik kriterlerini de taşıması halinde patentlenebilir olduğu sonucu çıkartılmıştır.
Yapay Zeka ve Robot Hukuku alanındaki tüm Blog yazılarımıza bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Yazarın 10. Sayı’daki “NFT Teknolojisi ve Telif Haklarının Korunması” isimli yazısını okumak için bağlantıya tıklayınız.
Yazar: Av. Ali ERŞİN / Hukuk ve Bilişim Dergisi Genel Koordinatörü
KAYNAKÇA
BERBER Aybike, 2020, Yazılımlar Nasıl Korunur? Yazılımlar Patentlenebilir mi?, İstanbul: İstanbul Barosu Dergisi, C:94, S:6
ECE Erdem, 2021, Yapay Zeka Ne Kadar Özgür?, Hukuk ve Bilişim Dergisi, Bağlantı: Bağlantı: https://hukukvebilisim.org/yapay-zeka-ne-kadar-ozgur/ , Erişim Tarihi: 15.08.2021
KÜÇÜKALİ Hak Canan, 2017, Bilgisayar Programlarının Fikri Mülkiyet Kapsamında Korunması, Bağlantı: https://www.biyesam.org.tr/wp-content/uploads/2017/01/Hak.CananKucukali-fikri-mulkiyet-koruma.pdf ( Erişim Tarihi: 12.08.2021 )
ÖZTÜRK Özgür, 2008, Türk Hukukunda Patent Verilebilirlik Şartları, İstanbul, Arıkan Basım Yayım Dağıtım
IŞIK ARSLAN Yasemin, Yapay Zeka Düzenlemeleri, Hukuk ve Bilişim Dergisi 9. Sayı, Bağlantı: https://www.hukukvebilisimdergisi.com/yapay-zeka-duzenlemeleri/ (Erişim Tarihi: 06.01.2022)
[1] Hak Canan Küçükali, Bilgisayar Programlarının Fikri Mülkiyet Kapsamında Korunması, 2017, Bağlantı: https://www.biyesam.org.tr/wp-content/uploads/2017/01/Hak.CananKucukali-fikri-mulkiyet-koruma.pdf ( Erişim Tarihi: 12.08.2021 )
[2] Küçükali, Bağlantı: https://www.biyesam.org.tr/wp-content/uploads/2017/01/Hak.CananKucukali-fikri-mulkiyet-koruma.pdf ( Erişim Tarihi: 12.08.2021 )
[3] Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, m.2/1
[4] Av. Aybike BERBER, Yazılımlar Nasıl Korunur? Yazılımlar Patentlenebilir mi?, İstanbul Barosu Dergisi, C:94, S:6, Kasım 2020, s.220
[5] BERBER, s.220
[6] Özgür ÖZTÜRK, Türk Hukukunda Patent Verilebilirlik Şartları, s.153
[7] ÖZTÜRK, s.253
[8] ÖZTÜRK, s.342
[9] ÖZTÜRK, s.342
[10] Özgür ÖZTÜRK, Türk Hukukunda Patent Verilebilirlik Şartları, s.345 – 346
[11] ECE Erdem, 2021, Yapay Zeka Ne Kadar Özgür?, Bağlantı: https://hukukvebilisim.org/yapay-zeka-ne-kadar-ozgur/ , Erişim Tarihi: 15.08.2021
1 comment