Yargıda E-Duruşma

E-Trıal In Turkısh Judıcıary System

Konuk Yazar: Av. Cemal ARAALAN[1]*

ÖZ

Covid-19 pandemi salgının zorunlu kıldığı şartlar sonucunda, sanal ortamda ortamda duruşmaların gerçekleştirilmesine yönelik ihtiyaç artmış olup bunun neticesinde ise dünyada ve Türkiye’de bu alanda çok önemli birtakım değişikliklere gidilmiştir. Bu makalede, Türkiye’de yeni bir uygulama olan e-duruşma Türk Hukuku (e-duruşmanın Türk Hukuku açısından yasal dayanağı ve konunun medeni yargılama hukukuna egemen olan ilkeler çerçevesinde irdelenmesi) ve dünyada karşılaştırmalı hukuk açısından (Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, İtalya, Kanada ve ABD) ayrıntılı şekilde analiz edilmiştir.

Anahtar Kelimeler:

Elektronik duruşma, medeni yargılama hukukuna hakim olan ilkeler, karşılaştırmalı hukuk.

ABSTRACT

Due to the compulsory conditions imposed by covid-19 pandemic, need for virtual trials (e-trials) has increased and consequently the legislators of different countries and as well as Turkey in this field have decided to a number of very important changes. In this respect, taking into account of e-trial which is a new application in Turkey, a detailed analysis has been made in accordance with Turkish law (the legal base for e-trials and as well as the interpretation of the matter considering the fundamental principles of civil procedural law) comparative law (including the different implementations of e-trials in European Union, United Kingdom, Italy, Canada and United States) is related to electronic payment systems in the world and as well as Turkey within the scope of this article.

Keywords:

Electronic trials, fundamental principles of civil procedural law, comparative law.

GİRİŞ

Elektronik duruşma, kısacası e-duruşma, T.C. Adalet Bakanlığı (Bilgi İşlem Müdürlüğü) tarafından yayınlanan Kullanım Klavuzu’nda da tanımlandığı üzere, medeni yargılama usulünün geçerli olduğu duruşmalar bakımından avukatların bizzat mahkemede duruşmaya katılmak yerine online şekilde taraf oldukları davalara katılmalarını sağlayan elektronik sistemdir. [2]

Bilindiği üzere, Covid-19 pandemi salgının özellikle hızla etkisini sürdürdüğü yaklaşık bir senelik dönemde zaten dünyada ve ülkemizde duruşmaların elektronik ortamda gerçekleştirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu kapsamda, bu makalede, öncelikle ilk bölümde e-duruşmanın ne olduğu ve e-duruşma sürecinin halihazırda ne şekilde işlediği incelenmiştir. İkinci bölümde ise, medeni yargılama hukukuna hakim olan bazı ilkeler (doğrudanlık, aleniyet, usul ekonomisi, hukuki dinlenilme hakkı ve sözlülük ilkeleri açısından) ışığında e-duruşmanın uygun olup olmadığına ilişkin ayrıntılı hukuki analizlere yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise, özellikle elektronik ortam duruşmaların icrasının farklı ülkeler (Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, İtalya, Kanada ve ABD) kapsamındaki uygulamasına ışık tutulmaya çalışılmıştır. Dördüncü bölüm olan son bölümde ise, e-duruşmanın Türkiye’deki mevcut işleyişi dikkate alınarak özellikle Covid-19 pandemi salgının da yoğun etkisi dikkate alınarak bu sisteme yönelik uygulamanın geliştirilebilmesi ve yaygınlaştırılması açısından birtakım öneri ve değerlendirmelere yer verilmesi uygun görülmüştür.

        I.            TÜRKİYE’DE E-DURUŞMA, İŞLEYİŞİ VE KONUNUN 6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU M. 149 ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

1.     E-Duruşma Kavramı ve İşleyişi

Yukarıda da belirtildiği üzere, Türkiye’de e-duruşmanın öncelikle salt 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)[3] açısından medeni yargılama hukuku kapsamındaki duruşmalar bakımından avukatlara mahkemeye gitmek yerine online şekilde duruşmalara katılım olanağı sağlayan bir elektronik sistem olduğunu belirtmek uygun olacaktır. Konunun geçmişine bakıldığında, 2019 yılında T.C. Adalet Bakanlığı’nın “Yargı Reformu Stratejisi”ne[4] uyumlu şekilde e-duruşmanın Türkiye’de fiilen başlanılması açısından Türkiye Barolar Birliği ve T.C. Adalet Bakanlığı’nın ortak çalışması neticesinde e-duruşmanın gerekli teknik ve hukuki altyapısının tamamlanması amacıyla gerçekleştirilen bir çalışmanın ürünü olarak Türkiye’de e-duruşma sistemine geçildiği görülmüştür. Türkiye’de 15.09.2020 tarihi itibariyle ilk kez UYAP sistemi üzerinden Ankara Batı Adliyesi 1. ve 2. Tüketici Mahkemeleri ile 1. ve 2. İcra Hukuk Mahkemeleri’nde e-duruşma pilot uygulamasına başlanılmıştır. [5]  07.12.2020 tarihi itibariyle ise, T.C. Adalet Bakanlığı tarafından toplam 30 ilde e-duruşma uygulamasının Türkiye’deki 260 mahkeme açısından uygulanabilir olduğu belirtilmiştir. [6]

E-duruşmalar açısından ilgili Kılavuz’daki tanım bakımından “hukuk mahkemeleri” denilerek bu uygulamanın salt hukuk mahkemeleri açısından gerçekleştirileceği belirtilmiştir. [7]

Öte yandan, e-duruşmalar bakımından irdelenmesi gereken bir diğer husus Kılavuz içeriğinden her ne kadar e-duruşmalara salt avukatların online olarak katılma imkânı tanındığı anlaşılmakla birlikte hangi gerekçe ile yargılamanın diğer süjeleri açısından (hâkim, mübaşir, katip) bakımından e-duruşma imkanı tanınmadığı tarafımızca anlaşılamamıştır. Covid-19 dönemi öncesinde dahi yargılamanın bazı istisnai haller dışında (çocuklara ilişkin görülen duruşmalar, mahkemelerce bazı hallerde duruşmaların kapalı görülmesi vb.) duruşmaların özellikle de hukuk mahkemelerinde görülen duruşmaların ilgili duruşma salonlarında kamuya açık şekilde görülmesi bilinen bir gerçektir. Öte yandan, Covid-19 pandemi salgınının yarattığı koşullar gereği günümüzde birçok iş görüşmesi Zoom gibi online platformlar üzerinde gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle e-duruşmaların salt avukatlar açısından değil, e-duruşmanın gerçekleştirildiği esnada farklı mekanlarda olsalar dahi yargılamanın yukarıda belirtilen tüm süjeleri açısından online şekilde gerçekleştirilmesinin ve aynı sisteme entegre olmak suretiyle katılımlarının sağlanmasının daha doğru bir yaklaşım olacağı değerlendirilmiştir.

E-duruşmanın işleyişine bakıldığında, avukatların UYAP Avukat Portal veya Celse mobil uygulaması üzerinden duruşmalara e-duruşma talebi göndermesi ile süreç başlatılmaktadır. Bu bağlamda, e-duruşma talebinde bulunacak avukatların UYAP Avukat Portal’dan e-duruşma konusunda gerekçelerini belirtmeleri öngörülmüştür. Ayrıca, e-duruşma taleplerinin en geç duruşma görüleceği zamandan 24 saat öncesinde gönderilmesi zorunlu kılınmıştır. E-duruşma talepleri avukatların bu talebi iletmesini müteakip heyetli görülecek duruşmalar bakımından ilgili mahkeme başkanının, tek hâkim tarafından görülen mahkemeler bakımından ise ilgili hâkimin UYAP sistemi üzerinden onay işlemlerine yönlendirilecektir. İş listesinde bekleyen bir talebin 24 saatten az süre kalması halinde ise e-duruşma taleplerinin sistem tarafından otomatik şekilde reddedileceği anlaşılmaktadır. İlgili mahkemeler tarafından e-duruşmalar başlatıldığında ise avukatların Avukat Portal veya celse mobil uygulaması üzerinden salt “duruşmaya katıl” butonu ile e-duruşmaya katılabilecekleri belirtilmiştir. E-duruşma konusunda özellikle HMK m. 149 kapsamında yapılan değişiklik neticesinde, bu konuda eski düzenlemeden farklı olarak artık tarafların mutabakatı aranmamasına rağmen e-duruşma talebini kabul edip etmeme hususunda hâkimin takdir yetkisi olduğu görülmüştür. [8] Hâkimin UYAP üzerinden e-duruşma talebini kabul etmesi akabinde ise avukatların UYAP sistemi üzerinden öncelikle elektronik imza yöntemiyle kimlik doğrulaması yapılması akabinde aynı zamanda avukatların bilgileri ve fotoğrafları ilgili mahkeme hâkimi tarafından UYAP sistemi üzerinden teyit edilmesi akabinde e-duruşmaya başlanacaktır. Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 49. maddesi gereğince avukatların duruşmalara cübbe ile katılmaları bir zorunluluk olarak öngörülmesi sebebiyle (ve özellikle HMK’nda yakın zamanda yapılan değişiklikte bu hususta herhangi bir istisnai düzenlemeye yer verilmediğinden) e-duruşmaya katılım sağlayacak avukatların online duruşma sırasında cübbe giymeleri gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

      II.            MEDENİ YARGILAMA HUKUKUNA HAKİM OLAN İLKELER AÇISINDAN E-DURUŞMANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Medeni yargılama hukukuna egemen olan ilkeler, doktrince de dikkat çekildiği üzere, usul hukukunda yıllar boyunca süregelen uygulamalar sonucunda, yargılama içerisinde taraflar ile hâkimin yetkilerinin dağılımı ve yargılamanın yürütülmesi ile ilgili temel kuralları içeren, bir kısmı T.C. Anayasası’nda ve bir kısmı ise HMK’nda açık veya zımni şekilde yer alan ilkelerdir.[9]  

Bu çalışma kapsamında, özellikle Türkiye’de medeni yargılama hukukunda uygulamasına yeni başlanılan e-duruşma sisteminin medeni yargılama hukukuna hakim olan aşağıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi uygun görülmüştür:

1. Doğrudanlık İlkesi Açısından Konunun Değerlendirilmesi:

Doğrudanlık ilkesi, araya başkaca bir makam veya üçüncü kişi girmeksizin yargılamanın kararı verecek mahkeme heyeti veya hâkimin önünde veya bizzat onun tarafından yürütülerek karar verilmesi anlamına gelmektedir. [10]

Doğrudanlık ilkesinin önemli yansımalarından birisi HMK m. 197’de düzenlenmiş olup[11] ilgili düzenlemeye göre kanunen öngörülen bazı istisnalar dışında, deliller hâkimin huzurunda dinlenir ve incelenir. [12]

Konuya doktrin görüşleri açısından bakıldığında, Kale ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşmaların icrasının ilk bakışta doğrudanlık ilkesine zarar vermeyeceği ve hatta bu ilkeyi tamamlayıcı nitelikte olduğu değerlendirilse dahi, hakimin özellikle ifadesine başvurulan tarafın ifadesindeki doğruluğun tespiti açısından dinlenilen kişinin jest ve mimiklerinin önem taşıdığı durumlarda videokonferans yoluyla duruşma yönteminin klasik duruşma yöntemi ile aynı faydayı sağlamayabileceği ve özellikle e-duruşma yönteminde normal duruşmadan farklı olarak dinlenilen kişi üzerinde mahkeme ortamındaki gibi fazla bir tedirginlik yaratmayabileceği, ancak bu konuya fazla bir anlam yüklenilmemesi gerektiği ve asıl olanın beyanlar olduğunu ifade etmiştir.[13] Gayretli Aydın tarafından duruşmanın SEGBİS suretiyle icrasında her ne kadar kimi yazarlarca hakimin uzaktan dinlenilen kişinin mimiklerini göremeyeceği veya uzaktan dinleyeceği kişiyi yüz yüze dinlediği koşullara oranla aynı ölçüde tedirginlik yaratmayacağı hususunda eleştirilere konu olsa da, Türkiye’de gelişmiş SEGBİS sistemi sayesinde tarafların bulunduğu mekanın her açıdan gözlemlenebildiğinden ve birden fazla kişinin duruşma salonuna eş zamanlı şekilde konferans araması yapabildiğinden, SEGBİS suretiyle duruşma icrasının doğrudanlık ilkesine aykırılık taşımadığı belirtilmiştir.[14] Karakaya, ceza yargılamaları açısından istinabesi zorunlu hale gelen durumlarda özellikle doğrudanlık ve açıklık ilkesinin zedelenmemesi için SEGBİS sisteminden faydalanılması gerektiğine dikkat çekmiştir.[15] Mıdık ise, doğrudanlık ilkesi açısından genel itibariyle e-duruşma uygulamasının, doğrudanlık ilkesine taviz anlamına geldiği şeklindeki bir değerlendirmenin doğru olduğunu, ancak doğrudanlık ilkesinin yargılamaya hâkim tek ilke olmadığını, bu konuda özellikle usul ekonomisi çerçevesinde hâkimin, her somut olay açısından doğrudanlık ilkesinin özel bir önem taşıyıp taşımadığını değerlendirerek e-duruşma konusunda buna göre karar vermesi gerektiğini değerlendirmiştir.[16]

Tüm doktrin görüşleri ışığında konu değerlendirildiğinde özellikle keşfin doğrudanlık ilkesinin uygulanmasının güzel bir örneği olduğu ve istinabenin gerçekten de doğrudanlık ilkesinin mutlak bir istisnası olmadığı dikkate alındığında,[17] gerçekten de SEGBİS uygulamasının çoğu kez doğrudanlık ilkesinin temininde istinabeye kıyasla daha geçerli bir yöntem olduğu isabetli bir değerlendirmedir. Birincisi, doğrudanlık ilkesinin temininde SEGBİS açısından dikkate alınması gereken en kritik husus, SEGBİS ile ses ve görüntünün aktarılması yoluyla duruşmanın görülmesi sırasında bu konudaki ses ve görüntü kalitesinin taraflar arasındaki iletişimin sağlanmasında ne derece etkin kullanıldığıdır. Türkiye’de yukarıda doktrin görüşleri ışığında da belirtildiği üzere özellikle ceza mahkemeleri bakımından SEGBİS uygulaması 2011 yılından itibaren yaygın şekilde kullanılan bir yöntem olup bu hususta hâkimin, SEGBİS ile dinlediği kişiler bakımından çoğu kez bu kişilerin ses ve mimiklerinin takip edilmesi noktasında çoğu kez herhangi bir sıkıntı yaşanmadığı bilinen bir gerçektir. Gerçekten de, doğrudanlık ilkesi ile ilgili hakimin veya mahkeme heyetinin, araya herhangi bir üçüncü makam ve kişi girmeksizin bizzat kendilerinin ilgili yargılamayı gerçekleştirmeleri amaçlanıyor ise, e-duruşma esnasında teknik açıdan ses ve görüntü aktarımından herhangi bir problem yaşanmıyor ise medeni yargılama hukuku bakımından e-duruşma uygulamasının doğrudanlık ilkesine herhangi bir aykırılık taşımadığı tarafımızca değerlendirilmiştir. İkinci olarak, özellikle Covid-19 pandemi salgının etkisini ülkemizde de ciddi şekilde göstermesi nedeniyle adliyelere gidilmesi maalesef bir zorluk teşkil etmekte iken, e-duruşma uygulamasının doğrudanlık ilkesine aykırılık teşkil ettiği yönünde bir değerlendirmenin hukuken doğru bir yaklaşım olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak, gerçekten de medeni yargılama hukuku açısından senetle ispat kuralının geçerli olduğu ve hukuk mahkemelerince yargılamanın yazılı delil üzerinden gerçekleştirildiği ve uygulamada duruşmaların çoğu kez tarafların dosyaya sunduğu yazılı dilekçeler ve belgeler üzerinden ilerlediği bir gerçek olduğundan, e-duruşma uygulamasının doğrudanlık ilkesine aykırılık teşkil etmediği gibi yargılama açısından özellikle usul ekonomisi noktasında taraflara hız ve zamandan tasarruf sağlayabileceği de dikkate alınmalıdır.

2. Aleniyet İlkesi Açısından Konunun Değerlendirilmesi:

E-duruşma uygulaması açısından önem arz eden bir diğer husus, konunun aleniyet ilkesi açısından nasıl değerlendirileceğidir. Aleniyet ilkesi, medeni yargılama hukuku uyarınca yargılamanın herkese açık olduğunu ve kural olarak gizli yapılamayacağını ifade eder.[18]

Aleniyet ilkesi, T.C. Anayasası’nın 141. maddesinde “Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır” şeklinde ifadesini bulmuş olup HMK m. 28 uyarınca ise “Duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir.” şeklinde vurgulanmıştır. 

E-duruşma uygulamasına doktrin görüşleri çerçevesinde bakıldığında, Tanrıver duruşmalarda ses ve görüntü kaydı alınması ile fotoğraf çekilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının bir unsuru olan aleniyet çerçevesinde değerlendirilmeyeceğini,  bir çok Avrupa ülkesinde duruşmaların basına kapalı olarak gerçekleştirildiği ve duruşmaların icrası sırasında video kaydı ve fotoğraf çekilmesinin engellendiği ve aleniyet ilkesi açısından önemli olan hususun  duruşmalarda fotoğraf çekilmesi ve ses ile görüntü alınarak kamunun bilgilendirilmesinden ziyade halkın doğrudan doğruya bizzat duruşmaya katılımının hedeflendiğini belirtmektedir[19]. Gayretli Aydın, konuyu farklı bir perspektiften değerlendirerek özellikle SEGBİS teknolojisi ile ceza yargılamasında tanıkların video görüntülerinin alınmasının yalan beyan verme konusunda caydırıcı olduğunu, mağdurların ve tanıkların dinlenmesinde SEGBİS ile yüz karartma ve ses değiştirmenin yapılabildiğini ve medeni yargılamada da tanıkların dinlenmesi bakımından SEGBİS’in etkin şekilde kullanılabileceğini ifade etmiştir.[20] Mıdık, e-duruşma uygulamasının doğrudan aleniyet ilkesini ihlal eden bir özelliği bulunmadığına ancak SEGBİS ile dinlenilen tanık ve diğer kişilerin e-duruşmanın yapıldığı esnada nerede olduğunun önem taşıdığına, e-duruşma esnasında dinlenilen kişilerin bulundukları yer itibariyle diğer tarafın tehdit ve baskısı altında olabilecek koşullar altında olması halinde ise aleniyet ilkesinin zedeleneceğine dikkat çekmiştir. Kurt Konca ise, duruşmaların online olarak gerçekleştirilmesini “genişletilmiş aleniyet”[21] kavramı çerçevesinde değerlendirerek online duruşmalar ile duruşmaların internet ortamında yayımlanarak aleniyetin gerçekleşebileceğini değerlendirmiştir.[22]

Kanımızca, konuya mevcut e-duruşma uygulaması açısından bakıldığında, e-duruşma uygulamasının aleniyet ilkesinin ihlali şeklinde değerlendirilecek herhangi bir yönü bulunmamaktadır. Öncelikle e-duruşma gerçekleştirildiği esnada, hukuk mahkemelerince görülecek duruşmalara dışarıdan herhangi bir üçüncü kişinin katılımını engelleyen bir durum bulunmamaktadır. Kaldı ki, Covid-19 koşullarının sosyal mesafeyi zorunlu kıldığı koşullar çerçevesinde aleniyet ilkesi bakımından konuya salt halkın bizzat mahkeme salonuna gidilerek duruşma icrasına mahkemelerden katılınması noktasında farklı yaklaşılması gerektiği açıktır. Bu itibarla, günümüz teknolojisinin sağladığı imkanlar çerçevesinde özellikle Zoom, Skype gibi uygulamalar vasıtasıyla telekonferans görüşmelere online ortam üzerinden birden çok kişinin katılımı teknolojik açıdan imkân dahilinde olduğundan, gelecekte duruşmaların mahkemeler tarafından UYAP yerine herkese açık internet platformları üzerinden paylaşılacak linkler ile kamuya açılması aleniyet ilkesinin hayata geçirilmesi bakımından daha isabetli bir yaklaşım olacaktır. Bu noktada, sadece önem teşkil eden husus özellikle doktrinde Mıdık tarafından, aleniyet ilkesinin sağlanması bakımından isabetli şekilde belirtildiği üzere, e-duruşma yöntemi ile dinlenilen tanığın bulunduğu mekan açısından gerçekten de herhangi bir tehdit ve baskıya maruz kalmaması önem taşımaktadır. Bu konuda gerçekten de, e-duruşma ile dinlenecek kişilere herhangi bir tehdit ve baskıdan uzak kalmak adına devlet tarafından fiziken rahat ve güvenli şekilde beyan verebilecekleri bir ortamın sağlanması bu bağlamda önemli değerlendirilmektedir.

3. Usul Ekonomisi İlkesi Gereğince Konunun Değerlendirilmesi

Usul ekonomisi ilkesi, basitçe ifade etmek gerekirse etkin bir hukuki korumanın ve adil bir yargılamanın gerçekleştirilmesi için yargılamanın mümkün olduğunca en basit, en çabuk ve en ucuz yöntemle gerçekleştirilmesidir.[23]

Özellikle ifade etmek gerekir ki, ülkemizde maalesef yargılamaların çok uzun zaman aralığına yayıldığı ve bu bağlamda duruşmaların yıllar alan bir zaman dilimini kapsadığı ve bu nedenle yargılamalar açısından çoğu kez usul ekonomisi ilkesine uygun şekilde hareket edilmediği bilinen bir gerçektir. Doktrinde Pekcanıtez/Atalay/Özekes tarafından özellikle isabetli şekilde tenkit edildiği üzere, tahkikatın bir parçası olan duruşmalarda (özellikle ön inceleme duruşmasında) tahkikat aşamasından önce mahkemeler tarafından deliller toplanmamakta ve bu nedenle yargılama süreçleri gereksiz şekilde uzamaktadır.[24]

Doktrin görüşleri çerçevesinde, e-duruşma uygulamasının usul ekonomisi ilkesine uygun olduğu değerlendirilmiştir.[25] Gerçekten de, e-duruşma uygulamasının, medeni yargılama hukukuna hakim olan ilkeler arasından özellikle usul ekonomisine katkı sağlayabileceği öngörülmektedir. Ülkemizde maalesef Covid-19 pandemi salgını nedeniyle halihazırda bir çok mahkeme kalemi ve icra dairesi zaman zaman kapatılarak görevlerine ifa edememekte, hatta bazı mahkemelerce herhangi bir kısıtlama olmamasına rağmen salgın riski nedeniyle bazı duruşmalar görülmemektedir veya duruşmalar gerçekleştirilse dahi yargı mensupları zor şartlar altında çalışmaktadır. Bu koşullar dikkate alındığında, aynen online ödemelerin yaygınlaşması gibi, duruşmaların da elektronik ortamda görülmesi kanaatimizde sadece bir yarar değil, aynı zamanda bir zorunluluk teşkil etmektedir. E-duruşmanın yaygınlaşması ile görülecektir ki, yargılamalar bakımından özellikle yolda harcanan zaman noktasında tasarruf edilecek ve daha önemlisi bireylerin yargılamaya katılım açısından salgın riskinden uzak şekilde daha rahat bir ortamda duruşmaya katılımı sağlanabilecektir. Bu sayede ise, ülkemizde ne yazık ki, etkin şekilde sağlanamadığı düşünülen usul ekonomisi ilkesi açısından hem zamandan tasarruf edilerek adil yargılamanın daha etkin şekilde gerçekleştirilmesi mümkün hale gelecektir.

4. Hukuki Dinlenilme Hakkı Bakımından Konunun Analizi

Hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından birisi olup[26] medeni yargılama hukuku açısından davanın taraflarına ve ilgililerine, davayla ilgili olan isteklerini yargı makamlarına özgürce açıklayabilmeleri açısından imkân tanınması şeklinde tanımlanabilir.[27] HMK m. 27 kapsamında, hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmekte olup bilgilenme hakkı, açıklama ve ispat hakkı ve dikkate alınma hakkı olmak üzere üç unsurunun olduğu belirtilmektedir.[28] Özellikle, Covid-19 pandemi koşullarına rağmen, 2020 yılı Mart ayından bir süre kapatılan ve sonra pandemi koşullarının tekrar olumsuz hale gelmesine rağmen duruşmalara ara verilmediği dikkate alındığında, e-duruşma uygulamasının hukuk mahkemelerince yaygın şekilde uygulanmasının hukuki dinlenilme hakkının elde edilmesine hizmet edeceği açıktır.[29]

5. Sözlülük İlkesi Açısından Konunun Değerlendirilmesi

Basit bir şekilde ifade edilmek istenilirse, sözlülük ilkesinin yazılılık ilkesinin karşıtı olduğu ve doktrin görüşleri[30] çerçevesinde ses ve görüntü aktarılması yoluyla duruşmaların icrasının sözlülük ilkesini desteklediği dikkate alındığında, hukuk mahkemelerindeki e-duruşma uygulamasının sözlülük ilkesine uygun düştüğü sonucuna ulaşılacaktır.

    III.            KARŞILAŞTIRMALI HUKUK AÇISINDAN DÜNYADA E-DURUŞMA ÖRNEKLERİ

Bu çalışma çerçevesinde de irdelendiği üzere, dünyada pek çok ülkede video konferans vasıtasıyla online şekilde duruşma gerçekleştirilmesi yaygın bir uygulama olup aşağıda detaylı şekilde açıklanacağı üzere özellikle Covid-19 salgınının da etkisi ile birlikte dünyada e-duruşmaların daha yaygın şekilde hayata geçirildiği görülmüştür:

1. Avrupa Birliği Çevrimiçi Uyuşmazlık Çözüm Platformu (European ODR Platform)[31]

AB Çevrimiçi Uyuşmazlık Çözüm Platformu’nun hukuki dayanağı 524/2013 sayılı “Tüketici uyuşmazlıklarının online şekilde çözümlenmesi ve 2006/2004 sayılı ve 2009/22/EC sayılı Direktifleri Değiştiren Tüzük”[32] (ODR Tüzüğü)’dür. ODR Tüzüğü’nün 14. maddesi uyarınca:

“AB nezdinde online satış ve hizmet sözleşmesi ile iştigal eden tacirler ile online pazaryerleri, web sitelerinde ODR platformu ile ilgili bir link temin etmek zorundadır. Bu link kullanıcıların kolaylıkla erişimine açık olmalıdır. AB nezdinde online satış ve hizmet sözleşmesi ile iştigal eden tacirler, aynı zamanda kendi e-mail adreslerini de belirtmelidir.”[33]

AB Çevrimiçi Uyuşmazlık Platformu, AB’ye üye ülkeler arasında, bu ülkelerdeki tüketicilerin e-ticaret işlemlerinden dolayı meydana gelen uyuşmazlıkları çözmek amacıyla oluşturulmuş bir platformdur. Belirtmek gerekir ki, bu platform söz konusu uyuşmazlık nedeniyle ilgili mahkemeler nezdinde dava açma imkanını engellememekte olup sadece e-ticaret işlemleri bakımından uyuşmazlık çıkan firmalara karşı tüketicilerin daha hızlı şekilde online olarak çözüm alabilmesi hedeflenmiştir.

Yukarıda da belirtildiği üzere, AB Çevrimiçi Uyuşmazlık Platformu üzerinden potansiyel uyuşmazlıkların çözümlenebilmesi için ilgili e-ticaret şirketlerinin kendi e-mail adresleri ile bu platforma ilişkin linki kendi web sitelerinde paylaşmaları gereklidir.

Söz konusu platform üzerinden kısaca süreç şu şekilde ilerlemektedir: AB’ye üye ülkelerde e-ticaret işleminden dolayı herhangi bir problemle karşılaşan tüketici, öncelikle bu platforma üye olarak şikayetini bu platforma iletmektedir. İletilen bu tüketici şikayeti üzerinde, ilgili platform bu şikayeti doğrudan ilgili e-ticaret şirketine ileterek ODR Platformu tarafından belirlenen bağımsız bir üçüncü kişi tarafından bu uyuşmazlığın çözümlenmesi amaçlanır. Başka bir ifade ile, ilgili şirket tarafından belirli bir süre içerisinde cevap verilmediği veya çözüme yanaşılmadığı takdirde, bu uyuşmazlığın tarafların ODR platformu üzerinden mutabık kaldığı alternatif uyuşmazlık yöntemi ile çözümlenmesi öngörülmüştür.

31.01.2020 tarihi itibariyle Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması nedeniyle, 31.12.2020 tarihine kadar öngörülen geçiş sürecinin sonunda yani 31.2.2020 tarihi itibariyle Birleşik Krallık’taki tüketicilerin ODR Platformu kapsamı dışına çıkarılacağı belirtilmiştir.[34]

2. Birleşik Krallık

Genel itibariyle, Birleşik Krallık’ta[35] Covid-19 pandemi salgınına dek gelinen süreçte mahkemelerin birçoğuna bizzat katılım öngörülmekteydi. Bu bağlamda, ilgili ülkedeki medeni yargılama uygulamasına bakıldığında genel itibariyle tanıkların dinlenilmesi gibi bazı durumlarda duruşmaların online şekilde gerçekleştirilmesi yöntemine başvurulmaktaydı. Ancak, 2020 yılında koronavirüs salgınının etkisinin Birleşik Krallık’ta da ciddi şekilde artması sonucunda, aşağıda belirtilen Koronavirüs Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile online duruşmaların etkin hale getirilmesi sağlanmıştır.[36]

Birleşik Krallık’ta online duruşmalarla ilgili geçmişteki sürece bakıldığında, öncelikle Online Uyuşmazlık Çözümü (orijinal adıyla Online Dispute Resolution veya kısaca ODR) Danışmanlık Kurumu (ODR Advisory Group) tarafından 2015 yılında Şubat ayında yayınlanan rapor[37] uyarınca, İngiltere’de geçerli olan “HM Courts & Tribunals Service” (HMCTS) sistemine uygulanacak şekilde tesis edilecek ODR sisteminin adalete erişim noktasında geniş bir iletişim imkanı sağlayacağı ve özellikle uyuşmazlıkların daha kolay, daha ucuz ve daha kısa bir zaman çözümlenmesi imkanı sağlayacağı değerlendirilmiştir.[38]

2016 yılı Temmuz ayında İngiltere’de Yargıç Briggs tarafından yayınlanan “Hukuk Mahkemeleri Yapısal Araştırma – Final Raporu”nda[39] ise, Birleşik Krallık’taki online mahkeme projesinin medeni yargılama alanındaki uyuşmazlıklarda özellikle 25.000£’a kadar olan tazminat talepleri bakımından radikal anlamda çözüm sağlanmasına imkan sağlayan bir yöntem olacağı değerlendirilmiştir.[40]

2020 yılında, Birleşik Krallık’ta yürürlüğe giren Koronavirüs Kanunu (Coronavirus Act[41]) neticesinde, online duruşmaların kapsamının genişletilmesi konusunda şu hususlar öngörülmüştür:[42]

  • İngiltere’de kabahatler ile ilgili görevli mahkemeler nezdinde (magistrates’ courts) nezdinde görülecek yargılamalar ve bireylerin koronavirüs önlemleri neticesinde hareket imkanını kısıtlayan karantina uygulamalarına ilişkin itiraz da dahil olmak üzere vatandaşların itiraz işlemleri (enfeksiyon rahatsızları, koronavirüs) telefon veya video konferans uygulaması çerçevesinde gerçekleştirilecektir.
  • Çeşitli cezai süreçlere ilişkin olarak ses ve görüntü aktarımı gerçekleştirilecek süreçlerin ve özellikle bu konuda görülecek duruşmaların kapsamının genişletilmesi öngörülmüştür.
  • Kamunun mahkeme ve yargı süreçlerine ses ve video aktarım vasıtasıyla katılımına izin verilmiştir.

3. İtalya

Öncelikle belirtmek gerekir ki, İtalyan Medeni Usul Kanunu (İtalyanca’daki orijinal adı ile Codice di procedura civile veya kısaca C.p.c.)’na göre delillerin video konferans yoluyla toplanmasına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, C.p.c.’deki bazı hükümler ve Avrupa Birliği mevzuatı çerçevesinde yargılamada video konferans yönteminin İtalya’da hızla artış gösterdiği bilinmektedir.[43]

İtalya’da TOL[44] sistemi prosedürel açıdan evraklara ve tebligatlara ulaşılmasını sağlayan ve medeni yargılamadaki uyuşmazlıkların elektronik ortamda ödenmesini sağlayan teknolojik altyapıya verilen isimdir. 2001 yılında, PolisWeb projesinin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesini müteakip İtalyan Adalet Bakanlığı tarafından medeni yargılama alanındaki uyuşmazlıkların elektronik ortamda etkin bir şekilde görülebilmesi açısından ve bu anlamda ilk kez Bolonya ve Rimini mahkemeleri nezdinde fizibilite çalışmalarının gerçekleştirilmesi açısından bir e-adalet projesi şeklinde ortaya çıkmıştır.[45]

TOL projesinin tamamen yargı faaliyetlerine yönelik elektronik bir dosyalama sistemi olduğu görülmekle beraber, bu sistem üzerinde, davanın en başından mahkemelerce kesin hüküm verilmesine kadar olan süreçteki birçok mahkeme işleminin (dava açılması, mahkeme harcı yatırılması, dilekçe sunulması, elektronik ortamda tebligatların gerçekleştirilmesi vb.) gerçekleştirilmesine olanak tanınmaktadır.[46]

Özellikle belirtmek gerekir ki, İtalya’daki TOL uygulaması Türkiye’deki UYAP uygulamasının benzeri bir uygulama olduğunu belirtmek daha uygun bir yaklaşım olacaktır.

Son olarak, İtalya’da 08.04.2020 tarihinde İtalyan Senatosu Bütçe Komisyonu tarafından bazı arabuluculuk prosedürlerine yönelik videokonferans yönteminin uygulanması yönünde kanun değişikliğine gidilmiştir.[47]

4. Kanada

Kanada’da 1998 yılından itibaren mahkemelerde duruşmaların icrası bakımından elektronik teknolojilerin kullanımına izin verilmiştir. Özellikle Ontario Eyaleti’nde aşağıda kapsamlı şekilde inceleneceği üzere bu bağlamda bazı somut adımlar atılarak temyiz mahkemeleri, üst derece adli merciler, ufak meblağlı uyuşmazlıklar ile idare mahkemeleri bakımından duruşmaların elektronik ortamda, telefon yoluyla veya video konferans vasıtasıyla gerçekleştirilebileceği bu eyalette geçerli olan usul hukuku hükümlerince düzenlenmiştir.[48]

2013 yılında Kanada’nın Ontario Eyaleti’nde, İngilizce açılımı “the Court Information Management System”[49] (kısaca CIMS) olan bir yeni bir sistem ile online mahkeme hizmeti verilerek üç farklı tip dava takip sisteminin elektronik ortamda bir bütün şekilde işlerlik kazanması hedeflenmiştir.[50] CIMS ile Kanada’da hükümeti Ontario’daki mahkemelerin evrak üzerinden gerçekleştirdikleri klasik yöntem yerine 24 saat online şekilde erişilebilen ve dava açılması, dilekçe sunulması ve mahkeme masrafları ödenmesi gibi mahkeme süreçlerinin online sistem üzerinden yürütülebildiği bir sistemin hayata geçirilmesini amaçlamıştır.[51] Ancak, CIMS projesine Kanada’da kendisinden önceki muadil sistemler gibi efektif şekilde kullanılamadığı ve bu konuda yüksek miktarda bütçe gerektirdiği gerekçeleri ile devam edilememiştir.[52] CIMS konusunda bu çalışma çerçevesinde gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde, CIMS’ın Türkiye’deki UYAP benzeri mahkeme süreçlerinin klasik kağıt şeklindeki dosya sürecinden elektronik ortama taşınmasını amaçlayan bir elektronik yargı ağı projesi olduğunu sonucuna ulaşılmış olup CIMS üzerinden herhangi bir şekilde online duruşma gerçekleştirildiğine yönelik net bir bulguya rastlanılmamıştır.[53]

Ayrıca, Kanada’da British Columbia Eyaleti’nde ise, CRT[54] denilen bir sistem ile Kanada’nın ilk kez sadece elektronik bir sistem vasıtasıyla duruşmalara akıllı telefonlar ve bilgisayar ile bağlanılmasına imkan veren tamamen elektronik bir idare mahkeme sistemi kurularak bu eyalette sadece bazı uyuşmazlıkların ($5,000’a kadar tazminat davaları, gayrimenkul uyuşmazlıkları ile $50,000’a kadar motorlu araç kazaları ve yaralanmalardan doğan davalar, dernekler ile kooperatiflerden kaynaklı uyuşmazlıklar) CRT ile gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.[55]

5. ABD

ABD’de jüri nezdinde görülen duruşmalar veya jüri olmaksızın gerçekleştirilen duruşmalar bakımından duruşmaların icrasında teknolojik açıdan video konferans yöntemini yasaklayan herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Herhangi bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen, ABD’de bazı hukukçulara göre medeni yargılamalar açısından jürinin bulunması gereken duruşmaların Zoom üzerinden gerçekleştirilmesinin Amerikan Anayasası’na aykırı olmayacağı belirtilirken, ceza duruşmalarının jüri önünde gerçekleştirilmesi durumunda ise bu duruşmaların Zoom veya diğer sanal platformlar üzerinden yapılmasının Anayasa’ya aykırı olacağı değerlendirilmiştir.[56]

ABD’de Covid-19’un etkisiyle farklı eyaletler bakımından online duruşmalar açısından farklı uygulamaların ortaya çıktığı görülmektedir. Örneğin, San Francisco mahkemelerinde Zoom webinarları üzerinden duruşmalar kamuya açık şekilde icra edilirken, New York ilk derece mahkemelerinin ise duruşmaları online şekilde icra etmesine rağmen, New York mahkemelerinde duruşmaların kamuya açık şekilde gerçekleştirilmediği ve vatandaşların ancak ilgili mahkemedeki ekran üzerinden bu duruşmaları izlemelerinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Benzer şekilde, Los Angeles ve Miami mahkemelerinde de mahkemelerin online video konferans görüşmelerinin kamuya açılmasına izin verilmemiştir.[57]

    IV.            SONUÇ VE ÖNERİLER

Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği tarafından, özellikle Covid-19 salgının etkisi ciddi şekilde gösterdiği bir ortamda, duruşmalara ve yargıdaki diğer işlemlere ara verilmediği dikkate alındığında uygulamaya başlanılan e-duruşma sistemi Türkiye açısından olumlu bir gelişmedir. Ancak bu olumlu gelişmenin daha yaygın ve etkin şekilde kullanılabilmesi açısından bazı öneri ve değerlendirmeler şu şekildedir:

  1. Öncelikle e-duruşmaların, avukatlar tarafından UYAP üzerinden gönderilen taleplerde herhangi bir yazılı gerekçe koşuluna bağlı kılınarak e-duruşmanın icrasının mahkeme ve ilgili hâkimin rızasına bağlı kılınması, kanaatimizce uygun bir yaklaşım olarak değerlendirilmemiştir. Avukatların, e-duruşma konusunda gösterecekleri yazılı gerekçeler ve bu durumun hakimlerin takdirine bırakılması uygulamanın sübjektif birtakım değerlendirmeler ile bertaraf edilmesinin önünü açmaktadır. Örnek vermek gerekirse, avukatların e-duruşma taleplerinde kendilerinde olmadığı halde Covid-19 riskini ileri sürerek bu taleplerin hakimlerce kabul edilebilmesine rağmen, bir avukatın mekan olarak başka uzak bir yerdeki duruşma saatinin bir öncekine yakın bir zamanda görülecek olması sebebiyle bunu gerekçe göstererek talepte bulunduğu durumlarda, bu talebin reddedilebilmesi imkan dahilinde olacaktır. Tüm bu olgulardan bağımsız olarak, teknolojik bir yöntemin kullanılmasının herhangi bir yazılı gerekçeye bağlanması ve bu durumun hakimlerin takdirine bağlı kılınması, bu olguya sıcak bakmayan ve kuşku ile bakan yargı mensupları açısından bu uygulamanın yaygın şekilde uygulanmasını kısıtlayacaktır. Ülkemizde UYAP örneğinden de hatırlanacağı üzere, UYAP’ın ilk uygulandığı dönemlerde elbette ki, birtakım altyapı sorunları nedeniyle bu hususta bazı sıkıntılar yaşanmaktaydı. Ancak, görülen odur ki, teknolojik gelişmeler başta tepki ile karşılanmasına rağmen büyük ölçüde zaman ve masraf yönünden tasarruf sağlamakta ve UYAP örneğinde de görüldüğü üzere yargı mensuplarının işlemlerini gündelik hayatta ve özellikle Covid-19 döneminde oldukça kolaylaştırmıştır.
  2. E-duruşma uygulamasının salt davanın tarafları açısından değil, yargının diğer tüm süjeleri açısından (hakimler, tanıklar, katip vb.) mahkeme salonları dışında belirli koşullar altında farklı mekanlarda görülmesine, fikrimizce izin verilmelidir. Burada belirli koşullardan kasıt, duruşma düzenine aykırı olmayacak uygun kılık kıyafet ve uygun mekan olmalıdır. Tabi ki, yargılama düzeninin gerektirdiği şekilde tarafların özellikle e-duruşmanın görüldüğü esnada cüppe giymeleri, bulundukları mekanın duruşma düzenine aykırı olmaması önemlidir ve bu durum mutlak suretle yasal düzenleme ile ayrıntılı şekilde düzenlenerek güvence altına alınmalıdır. Özellikle Covid-19 pandemi salgının sosyal mesafeyi zorunlu kıldığı koşullar altında salt yargılamanın tarafları ve avukatlar dışında, yargılamanın diğer süjeleri açısından, duruşmalara ara verilmediği bir ortamda bu duruşmalara sanal ortamda katılma imkanı verilmesi kanımızca adil yargılanma hakkı ve özellikle Covid-19 koşulları altında sağlıklı yaşama hakkına hizmet edecektir.
  3. Özellikle mahkemenin heyet olarak bulunmasını gerektirmeyen bazı duruşmalar açısından (örneğin tüketici hakem heyeti nezdinde görülmesi gereken uyuşmazlıklar, tazminat davaları açısından örneğin 50.000 TL’nin altında olan uyuşmazlıklar, vb. gibi) bu duruşmaların icrasının e-duruşma yöntemi ile çözümlenmesinin zorunlu kılınması, hem usul ekonomisi ilkesine hizmet edecek, hem de Covid-19 pandemi şartları altında bireylerin salgın korkusundan uzak şekilde duruşmalara katılımına imkan sağlayacaktır.
  4. Son olarak, aleniyet ilkesinin temini açısından yargılamayı ve duruşma icra edecek mahkeme ve hakimler açısından herhangi bir sakıncalı durum öngörülmediği durumlarda video konferansın gerçekleştirileceği e-duruşma linkinin ilgili mahkeme ve yargı makamlarının resmi web sitelerinden kamu ile paylaşılması uygun bir yöntem olarak düşünülebilir. Bir an için Covid-19 koşullarından önceki döneme gidildiğinde zaten fiilen bizzat mahkeme duruşmalarına giderek bu duruşmayı izleme imkânı olan kişilerin, duruşmaları dışarıdan video konferans yoluyla izlemesinin farklı algılanması, tarafımızca doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilmemiştir. Ancak, bu durumun yine de ilgili duruşmayı icra edecek mahkeme heyeti ve hâkimin takdirine bağlanması kanaatimizce daha uygun bir yaklaşım olacaktır.

Sonuç itibariyle, e-duruşma uygulamasının UYAP üzerinden avukatların kolay erişebildikleri koşullar altında sunulması ve bu uygulamanın özellikle pandemi şartları altında mahkemeler nezdinde yaygınlaşması ülkemiz açısından olumlu bir gelişmedir. Yukarıda yer verilen bazı önerilere uyulması, bu uygulamanın daha da yaygınlaşması ve yargı mensuplarınca etkin şekilde kullanılabilmesine katkı sağlayacaktır.

Son olarak, konunun hukuki bir mesele olmakla birlikte aynı zamanda video konferans suretiyle duruşma icrasının teknik bir mesele olduğu da göz önüne alındığında, video konferans sisteminin etkin ve güvenilir hale getirilebilmesi açısından (dinamik IP altyapısı gerektiren sistemler bakımından bant genişliğine dikkat edilerek özellikle ses ve görüntü aktarımında yargılamadaki tüm tarafların net şekilde görülmeleri ve duyulmaları açısından gerekli tüm teknik imkanların sağlanması gibi) teknik altyapının özellikle geliştirilerek sistemin özellikle siber güvenlik noktasında çeşitli risklere karşı da korunabilir olmasının önem arz ettiği sonucuna varılmıştır.

“Online Arabuluculuk” konulu yazı için bağlantıya tıklayınız.

Ayrıca “Blockchain ve Dijital Mahkemeler” konulu yazıyı da 9. Sayımız’da görebilirsiniz.

KAYNAKÇA

  1. Yazılı Eserler

Kuru Baki, “İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku”, Legal Yayınevi, İstanbul, 2016.

Özekes Muhammet, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler”, Bilge Yayınevi, 1. Baskı, İstanbul, 2020.

Pekcanıtez Hakan/Özekes Muhammet/Akkan Mine/Korkmaz Taş Hülya, “Medeni Usul Hukuku”, (Cilt 1, Cilt 2, Cilt 3), On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2017.

Pekcanıtez Hakan/Atalay Oğuz/Özekes Muhammet: “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku”, Yetkin Yayınları, 12. Bası Ankara, 2011.

  • Makaleler  

Carnavale Davide / Resca Andrea, “Building Interoperability for European Civil Proceedings Online”:

http://www.irsig.cnr.it/BIEPCO/documents/case_studies/TOL%20System_Report_Italy_28mag12%20.pdf (Erişim: 16.12.2020).

Contini Francesco/Lanzara Giovan Francesco, “The Circulation of Agency in E-Justice Interoperability and Infrastructures for European Transborder Judicial Proceedings”, Springer, 2014:

https://books.google.com.tr/books?id=hozEBAAAQBAJ&pg=PA162&lpg=PA162&dq=italy+%22the+trial+online%22+tol&source=bl&ots=3LEq-qxh8H&sig=ACfU3U1CpghEcznDoagpeRcV8E0yUokZZA&hl=en&sa=X&ved=2ahUKEwiW9Yi3ndLtAhUEKuwKHf2QDv4Q6AEwAnoECAIQAg#v=onepage&q=italy%20%22the%20trial%20online%22%20tol&f=false (Erişim: 16.12.2020).

Gayretli Aydın Seda, “Medeni Yargılama Hukukunda Ses Ve Görüntü Nakli Yoluyla Duruşmaya Katılma”: https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2017/11/14-SEDA-GAYRETLI-AYDIN.pdf (Erişim: 16.12.2020).

Karakaya Naim, “Ceza Muhakemesi Hukukunda Avukatın Soru Sorma Yetkisi” (Avukatlar İçin El Kitabı IV):  https://www.barobirlik.org.tr/dosyalar/duyurular/elkitabi4.pdf (Erişim: 16.12.2020).

Kale Serdar, “Ses Ve Görüntü Nakledilmesi Yoluyla Duruşma İcrası (HMK m. 149)”, MİHDER,

2013: https://www.serdarkale.com/sesgoruntunakledilmesiyoluyladurusm (Erişim: 16.12.2020)

Kurt Konca Nesibe, “Medeni Usul Hukukunda Aleniyet İlkesinin Sınırlandırılması”, S.D.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi MİHBİR Özel Sayısı (“Kurt Konca”), s. 70: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/213533 (Erişim: 16.12.2020).

Mıdık Barış, “Medeni Yargıda E-Duruşma Pilot Uygulaması Ve Yargının Elektronik Dönüşümü Üzerine Bazı Düşünceler”, Lexpera Blog: https://blog.lexpera.com.tr/medeni-yargida-e-durusma-pilot-uygulamasi-ve-yarginin-elektronik-donusumu-uzerine-bazi-dusunceler/ (Erişim: 16.12.2020).

Lupo Giampiero/Bailey Jane, “Designing and Implementing e-Justice Systems: Some Lessons Learned from EU and Canadian Examples”: file:///C:/Users/cemal/Downloads/Designing_and_Implementing_e-Justice_Systems_Some_.pdf (Erişim: 16.12.2020).

Özekes Muhammet, “Medeni Usul Hakkında Hukuki Dinlenilme Hakkı ve Hakkın Bazı Güncel Sorunları”:  http://ozekesseven.com/wp-content/uploads/2020/01/T2-Medeni-Usul-Hukukunda-Hukuki-Dinlenilme-Hakk%C4%B1-ve-Hakk%C4%B1n-Baz%C4%B1-G%C3%BCncel-Sorunlar%C4%B1.pdf (Erişim: 16.12.2020).

Pressman Michael / Shammas Michael, “Memorandum: The Permissibility & Constitutionality of Jury Trial by Videoconference”, Civil Jury Project, NYU School: https://civiljuryproject.law.nyu.edu/memorandum-the-permissibility-constitutionality-of-jury-trial-by-videoconference/ (Erişim: 16.12.2020).

Tanrıver Süha, “Hukuk Yargısı (Medeni Yargı) Bağlamında Adil Yargılanma Hakkı”, TBB Dergisi, Sayı 53, 2004: http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-53-44 (Erişim: 16.12.2020).

Yerdelen Erdal, “Ceza Muhakemesinde Videokonferans Yönteminin (SEGBİS) Kullanımı”: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/952235 (Erişim: 16.12.2020).

  • İnternetteki Diğer Kaynaklar

Civil Justice Council, “Online Dispute Resolution for Low Value Claims”, Online Dispute Resolution Advisory Group, Şubat, 2020: https://www.judiciary.uk/wp-content/uploads/2015/02/Online-Dispute-Resolution-Final-Web-Version1.pdf (Erişim: 16.12.2020).

European Commission, “Functioning of the European ODR Platform, Statics 2nd Year”, Aralık 2018:

https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/2nd_report_on_the_functioning_of_the_odr_platform_3.pdf (Erişim: 16.12.2020).

European Parliament and of the Council of 21 May 2013 on online dispute resolution for consumer disputes and amending Regulation (EC) No 2006/2004 and Directive 2009/22/EC” olarak belirtilmektedir. Söz konusu tüzüğün tam metnine ulaşmak için: https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32013R0524&from=EN (Erişim: 16.12.2020).

T.C. Adalet Bakanlığı, “Avukat E-Duruşma Kullanma Klavuzu”: https://rayp.adalet.gov.tr/resimler/468/dosya/e-durusma-avukat-kullanim-klavuzu05-11-202014-11.pdf (Erişim: 16.12.2020).

T.C. Adalet Bakanlığı, “Yargı Reformu Stratejisi”: https://sgb.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/23122019162931YRS_TR.pdf (Erişim: 16.12.2020).

The Law Library of Congress (Global Legal Research Directorate), “Virtual Civil Trials”:  https://www.loc.gov/law/help/virtual-civil-trials/virtual-civil-trials.pdf (Erişim: 16.12.2020).


* Mef Üniversitesi, Özel Hukuk, Doktora Öğrencisi.

E-mail: cemal@arcavukatlik.com

ORCID No: 0000-0003-3800-3752

Makalenin Gönderim Tarihi: 30.11.2021

[2] https://rayp.adalet.gov.tr/resimler/468/dosya/e-durusma-avukat-kullanim-klavuzu05-11-202014-11.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[3] HMK m. 149 uyarınca e-duruşmalarının, hukuki altyapısının, Türkiye’de HMK ile uzun bir süredir düzenlendiği, buna karşın HMK m. 149’daki eski düzenlemenin içeriği ve teknik altyapının yetersizliği gibi problemler yüzünden bu uygulamaya 2020 yılı Temmuz ayına kadar geçilmediği görülmüştür. HMK m. 149’daki düzenlemenin ilk haline bakıldığında, hukuk mahkemeleri açısından ancak “tarafların rızası” olması koşuluyla (taraflar denildiği için her iki taraf olarak anlaşılmalıdır) hâkim tarafından, tarafların (f.1) veya tanık, bilirkişi, asiller olmak üzere duruşmaya katılımı gereken kişilerin, ses ve görüntü nakli yoluyla (online şekilde) duruşma gerçekleştirilmesine izin verilebileceği düzenlenmiştir. 22.07.2020 tarihinde yayınlanan 7251 sayılı Kanun ile HMK m. 149’da öngörülen değişiklik neticesinde ise, ilgili düzenlemede “taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin” online şekilde duruşmaya katılım sağlayabileceğine cevaz verilmiştir. HMK m. 149 / f. 5’de ise e-duruşmaya ilişkin usul ve esasların yayınlanacak bir yönetmelik çerçevesinde düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Makalenin yazıldığı tarih itibariyle (16.12.2020) bu yönde herhangi bir yönetmelik tespit edilememiştir. (HMK tam metni konusunda bkz. https://mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6100.pdf, Erişim: 30.11.2021).

[4] Yargı Reformu Stratejisi’nde Hedef 4.8’de (bkz. Faaliyetler e fıkrası) “Hukuk mahkemelerinde SEGBİS uygulaması yaygınlaştırılacaktır.” şeklinde bir hedef belirlenmiştir. Yargı Reformu Strateji belgesine elektronik ortamda ulaşmak için bkz. https://sgb.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/23122019162931YRS_TR.pdf (Erişim: 30.11.2021). SEGBİS, UYAP Bilişim Sisteminde ses ve görüntünün aynı anda elektronik ortamda iletildiği, kaydedildiği ve saklandığı “Ses Ve Görüntü Bilişim Sistemi”nin kısaltması olarak kullanılmaktadır. (Bkz. Ceza Muhakemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmelik, m. 3/f. 1/ç).

[5] https://www.hukukihaber.net/mesleki-hukuk/e-durusma-avukat-kullanim-klavuzu-h438216.html (Erişim: 30.11.2021).

[6] https://basin.adalet.gov.tr/e-durusma-260-mahkemede-basladi (Erişim: 30.11.2021).

[7] Özellikle belirtmek gerekir ki, ilgili tanımda hangi gerekçe ile salt “hukuk mahkemeleri”ne işaret edilerek Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Kılavuz’da e-duruşma açısından ceza mahkemelerinden hangi gerekçe ile bahsedilmediği anlaşılamamaktadır. Zira, sanıkların tutuklu olduğu hallerde ve cezaevinde iken ceza mahkemelerince SEGBİS vasıtasıyla ifadelerinin alınması Türkiye’de 2011 yılından beri gerçekleştirilen yaygın bir uygulamadır. Bu bağlamda, 5237 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında ses ve görüntü aktarma yoluyla gerçekleştirilecek işlemler konusundaki düzenlemeler bakımından bkz. CMK m. 58/f. 3, m. 94/f. 2, m. 180/f. 5, m. 196 (CMK ile ilgili tam metne ulaşmak için: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5271&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5, Erişim: 15.12.2020). Ayrıca bkz. Ceza Muhakemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmelik (ilgili Yönetmelik hükümlerine ulaşmak için: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=15315&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5, Erişim: 16.12.2020). Ceza yargılamalarında SEGBİS kullanımı konusunda ayrıntılı hukuki analiz için bkz. Erdal Yerdelen, “Ceza Muhakemesinde Videokonferans Yönteminin (SEGBİS) Kullanımı”, Bilişim Hukuku Dergisi, Sayı 2, 2019: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/952235 (Erişim: 30.11.2021).

[8] E-duruşmalar konusunda avukatların bu yöndeki taleplerini iletirken gerekçe göstermeleri ve e-duruşma taleplerinin hakimlerin takdirine bağlı olarak gerçekleştirmesinin sakıncalı olduğu değerlendirilmiştir. Öncelikle avukatlar tarafından e-duruşma taleplerindeki hangi gerekçelerin hakimler tarafından kabul edilip edilmeyeceği belirli değildir. Örneğin, avukatın Covid-19 riski nedeniyle ilgili e-duruşma talebinin kabul görmesi ihtimal dahilinde iken, e-duruşma talep eden avukatın başka herhangi bir rahatsızlığı nedeniyle veya salt yakın bir zamanda farklı bir adliyede duruşması olması nedeniyle e-duruşma talep ettiği durumlarda hakimlerin bu talepleri kabul edip etmeyecekleri belirsizdir. E-duruşmaların bu şekilde avukatların gerekçe göstermelerine ve hakimlerin bu konuda takdir yetkisini haiz olmasının uygulamanın yaygınlaşması açısından engel bir durum olduğu değerlendirilmiştir. 

[9] Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku”, Yetkin Yayınları, Ankara, 2011, (Pekcanıtez/Atalay/Özekes), s. 241. Ayrıca, e-duruşma uygulamasının medeni yargılama hukukuna hakim ilkeler ışığında ayrıntılı değerlendirilmesi konusunda bkz. Seda Gayretli Aydın: “Medeni Yargılama Hukukunda Ses Ve Görüntü Nakli Yoluyla Duruşmaya Katılma”, (Gayretli Aydın), D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Şeref ERTAŞ’a Armağan, Cilt: 19, Özel Sayı, Yıl 2017, s. 2118 vd.: https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2017/11/14-SEDA-GAYRETLI-AYDIN.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[10] Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 260.

[11] Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 261.

[12] HMK m. 197/f. 1.

[13] Serdar Kale, “Ses Ve Görüntü Nakledilmesi Yoluyla Duruşma İcrası (HMK m. 149)”, Medeni Usul Ve İcra-İflas Hukuku Dergisi, 2013, (Kale), s. 144: https://www.serdarkale.com/sesgoruntunakledilmesiyoluyladurusm (Erişim: 30.11.2021).

[14] Gayretli Aydın, s. 2119.

[15] Naim Karakaya, Türk Ceza Adalet Sisteminin Etkinliğinin Geliştirilmesi Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi Ortak Projesi, Avukatlar İçin El Kitabı IV, “Ceza Muhakemesi Hukukunda Avukatın Soru Sorma Yetkisi”, (Karakaya), s. 43:  https://www.barobirlik.org.tr/dosyalar/duyurular/elkitabi4.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[16] Barış Mıdık, “Medeni Yargıda E-Duruşma Pilot Uygulaması ve Yargının Elektronik Dönüşümü Üzerine Bazı Düşünceler”, (Mıdık), Lexpera Blog, Yeni Nesil Hukuk Bilgi Sistemi: https://blog.lexpera.com.tr/medeni-yargida-e-durusma-pilot-uygulamasi-ve-yarginin-elektronik-donusumu-uzerine-bazi-dusunceler/ (Erişim: 30.11.2021).

[17] Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 260.

[18] Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 278.

[19] Süha Tanrıver, “Hukuk Yargısı (Medeni Yargı) Bağlamında Adil Yargılanma Hakkı”, TBB Dergisi, Sayı 53, Yıl 2004, (Tanrıver), s. 201-202: http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-53-44 (Erişim: 30.11.2021). Benzer yönde görüş için bkz. Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 280-281.

[20] Gayretli Aydın, s. 2121.

[21] Kurt Konca, genişletilmiş aleniyet kavramının, duruşma salonunun duruşmayı izlemek isteyenler için yeterli olmaması gibi durumlarda, duruşmanın eş zamanlı olarak sesli veya görüntülü bir biçimde, duruşma salonunun dışında bekleyen kişilere teknik araçlar yardımıyla aktarılması olduğunu ifade etmiştir. Bu konuda detaylı bilgi için bkz. Nesibe Kurt Konca, “Medeni Usul Hukukunda Aleniyet İlkesinin Sınırlandırılması”, S.D.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, MİHBİR Özel Sayısı (Kurt Konca), s. 70: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/213533 (Erişim: 30.11.2021).

[22] Kurt Konca, s. 70.

[23] Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 276-278.

[24] Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 277.

[25] Gayretli Aydın, s. 2122, 2123.

[26] T.C. Anayasası’nın 36. Maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru, hukuki dinlenilme hakkı olarak kabul edilmektedir. Bkz. Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 271.

[27] Gayretli Aydın, s. 2120’deki 59 no’lu dp.da belirtilen Postacıoğlu/Sümer.

[28] HMK m. 27:

“Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.

(2) Bu hak;

a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,

b) Açıklama ve ispat hakkını,

c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,

içerir.”

düzenlemesini içermektedir.

[29] Bu husustaki değerlendirmeyi destekleyebilecek doktrin görüşleri için bkz. Mıdık, s. 3, Gayretli Aydın, s. 2120-2121. Ayrıca, hukuki dinlenilme hakkının ayrıntılı hukuki analizi konusunda kapsamlı değerlendirme için bkz. Muhammet Özekes, “Medeni Usul Hakkında Hukuki Dinlenilme Hakkı ve Hakkın Bazı Güncel Sorunları”, IGUL, Global Hukuk Eğitimi Programları Direktörlüğü, Yayın No: 4, Nergiz Yayınları(Özekes):  http://ozekesseven.com/wp-content/uploads/2020/01/T2-Medeni-Usul-Hukukunda-Hukuki-Dinlenilme-Hakk%C4%B1-ve-Hakk%C4%B1n-Baz%C4%B1-G%C3%BCncel-Sorunlar%C4%B1.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[30] Kale, s. 144.

[31] Söz konusu başlık altında ayrıntılı bilgi için bkz. European Commission,Functioning of the European ODR Platform, Statics 2nd Year”, Aralık 2018: https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/2nd_report_on_the_functioning_of_the_odr_platform_3.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[32] Bu tüzüğün orijinal adı İngilizce’de “Regulation (EU) No 524/2013 of the European Parliament and of the Council of 21 May 2013 on online dispute resolution for consumer disputes and amending Regulation (EC) No 2006/2004 and Directive 2009/22/EC” olarak belirtilmektedir. Söz konusu tüzüğün tam metnine ulaşmak için: https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32013R0524&from=EN (Erişim: 30.11.2021).

[33] İlgili düzenlemenin orijinal hali şu şekildedir: “Traders established within the Union engaging in online sales or service contracts, and online marketplaces established within the Union, shall provide on their websites an electronic link to the ODR platform. That link shall be easily accessible for consumers. Traders established within the Union engaging in online sales or service contracts shall also state their e-mail addresses.” (Bkz. ODR Tüzüğü, m. 14/f. 1).

[34] Yukarıdaki AB Çevrimiçi Uyuşmazlık Platformu ile ilgili açıklamalar şu link üzerinden derlenerek aktarılmıştır: https://ec.europa.eu/consumers/odr/main/?event=main.trader.register#:~:text=The%20European%20Online%20Dispute%20Resolution,to%20quality%20dispute%20resolution%20tools. (Erişim: 16.12.2020).

[35] Aslında Birleşik Krallık denildiğinde, akla “İskoçya, Galler ve İngiltere” ülkeleri gelse dahi, mahkeme sistemi açısından Birleşik Krallık olarak sadece “İngiltere ve Galler” şeklinde anlaşılması uygun olacaktır.

[36] The Law Library of Congress, Global Legal Research Directorate, “Virtual Civil Trials”, (“LOC”), s. 19 vd.:  https://www.loc.gov/law/help/virtual-civil-trials/virtual-civil-trials.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[37] Civil Justice Council, “Online Dispute Resolution for Low Value Claims”, Online Dispute Resolution Advisory Group, Şubat, 2020 (ODR Raporu): https://www.judiciary.uk/wp-content/uploads/2015/02/Online-Dispute-Resolution-Final-Web-Version1.pdf (Erişim: 16.12.2020).

[38] ODR Raporu, s. 2.

[39] Yargıç Briggs “Final Raporu” konusunda bkz. https://www.judiciary.uk/wp-content/uploads/2016/07/civil-courts-structure-review-final-report-jul-16-final-1.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[40] Final Raporu, s. 115’deki 12.6 numaralı paragraf.

[41] Coronavirus Act ile ilgili dokümanın tam metnine internet ortamında ulaşmak için: https://www.legislation.gov.uk/ukpga/2020/7/contents/enacted/data.htm

[42] https://www.gov.uk/guidance/hmcts-telephone-and-video-hearings-during-coronavirus-outbreak

[43] İtalyan Medeni Usul Kanunu’na göre, hâkim yargılamanın zamanı, yeri ve yöntemine mevcut delillere göre karar verir (C.p.c. m. 202 § 1). Başka bir hükme göre ise, vakıanın doğrulanmasının gerekli kıldığı durumlarda hâkim film ve diğer teknolojik yöntemler ile vakıanın kaydedilmesi gereken durumlarda fotoğraflama veya video ile kayıt altına alma yollarına başvurabilir (C.p.c. m. 261)). AB’nin 1206/2001 sayılı Tüzüğü uyarınca, medeni yargılamalar bakımından delillerin toplanmasında videokonferans yöntemine cevaz verilmiş olup bu düzenlemenin İtalya’daki medeni yargılama süreçlerinden hakimler tarafından dikkate alındığı bilinmektedir. Bu konuda detaylı bilgi için bkz. LOC, s. 42 vd.

[44] TOL’un açılımı “The Civil Trial OnLine” şeklinde olsa dahi, doktrinde Carnevale/Resca tarafından aslında burada bahsi geçen İngilizce’deki “trial” denilen duruşma sözcüğünün daha ziyade “online işlemler” olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bkz. Davide Carnevale / Andrea Resca, “Building Interoperability for European Civil Proceedings Online”, s. 5 (Carnavale/Resca). İlgili makaleye internet üzerinden ulaşmak için: http://www.irsig.cnr.it/BIEPCO/documents/case_studies/TOL%20System_Report_Italy_28mag12%20.pdf (Erişim: 30.11.2021). Ayrıca, TOL konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Giampiero Lupo / Jane Bailey, “Designing and Implementing e-Justice Systems: Some Lessons Learned from EU and Canadian Examples” (Lupo/Bailey): file:///C:/Users/cemal/Downloads/Designing_and_Implementing_e-Justice_Systems_Some_.pdf (Erişim: 30.11.2021).

[45] Lupo/Bailey, s. 358.

[46] Francesco Contini/Giovan Francesco Lanzara, “The Circulation of Agency in E-Justice Interoperability and Infrastructures for European Transborder Judicial Proceedings”, (Contini/Lanzara), Springer, 2014, s. 61 vd., ilgili esere ulaşmak için:

https://books.google.com.tr/books?id=hozEBAAAQBAJ&pg=PA162&lpg=PA162&dq=italy+%22the+trial+online%22+tol&source=bl&ots=3LEq-qxh8H&sig=ACfU3U1CpghEcznDoagpeRcV8E0yUokZZA&hl=en&sa=X&ved=2ahUKEwiW9Yi3ndLtAhUEKuwKHf2QDv4Q6AEwAnoECAIQAg#v=onepage&q=italy%20%22the%20trial%20online%22%20tol&f=false (Erişim: 30.11.2021).

[47] LOC, s. 43.

[48] LOC, s. 13-15.

[49] Türkçe’ye “Mahkeme Bilgi Yönetim Sistemi” olarak tercüme edilebilir (Serbest Çeviri).

[50] https://www.korbitec.ca/2017/02/23/can-we-modernize-the-justice-system-already/ (Erişim: 30.11.2021).

[51] https://financialpost.com/legal-post/ontario-moves-toward-digital-court-records (Erişim: 30.11.2021

[52] Lupo/Bailey, s. 369-370.

[53] CIMS konusunda kapsamlı bilgi için bkz. Lupo/Bailey, s. 369 vd.

[54] İngilizce’de “Civil Resolution Tribunal” kelime öbeğinin kısaltması olarak belirtilmekte olup Türkçe’ye “Hukuk Uyuşmazlık Mahkemesi” olarak tercüme edilebilir.

[55] LOC, s. 15.

[56] Michael Pressman/Michael Shammas, “Memorandum: The Permissibility & Constitutionality of Jury Trial by Videoconference”, Civil Jury Project, NYU School: https://civiljuryproject.law.nyu.edu/memorandum-the-permissibility-constitutionality-of-jury-trial-by-videoconference/ (Erişim: 16.12.2020).

[57] https://www.theverge.com/2020/4/22/21230022/jury-zoom-trials-court-hearings-justice-system-virtual-transparency (Erişim: 30.11.2021).