
Fabrikadan App’a Start Up Hukuku
Makale Yarışması Birincisi: Ahmet ÇOLAK
Bir hayal. Facebook gibi, Apple gibi. Start up kelime anlamı olarak, yaratıcı, yenilikçi, inovaktif bir fikre sahip olup bunu ihtiyaç duyduğu maddi birikimi sponsor yoluyla meydana getirerek ürünü hedefleri doğrultusunda bir pazarda sergileyen girişimler toplamıdır.
Start up hukuku da, girişimcileri ilgilendiren bir hukuk dalıdır.
1.STARTUP HUKUKUNU NORMAL BİR ŞİRKET KURULUŞUNDAN AYRILAN YÖNLERİ
‘Acaba böyle bir hukuk dalına ihtiyaç var mı?’ sorusuyla ortaya çıkmıştır. Hukuku. Aslında Start-up Hukuku birçok girişimcinin oluşturduğu bir yenilik olmasından dolayı, yeni bir bakış açısıdır diyebiliriz. Bu bakış açısıyla söyleyebiliriz ki, Start-up’ yeni girişimler, yeni fikirlerin bütünüdür. Bu alan yeni olmakla beraber birçok sektörü birbirine bağlayarak birçok hukuk dalını etkileyebiliyor. Bu genişletiyor ve yeniliklere girişimci gözünden bakılması ihtiyacı hasıl oluyor. Klasik hukuk anlayışı girişimcinin hızına erişmekte çok zorlanıyor. Bundan dolayı girişimcinin hayat tarzına uygun kuralların değiştirilmesi gerekiyor. Zira olayları anlayabilmek için girişimci gibi görmek gerekiyor.
2.STARTUP HUKUKUNUN GELİŞİMİ NASIL MÜMKÜN OLABİLİR?
Startup Hukukunun belirli aşamalardan oluşur.Bunlar:
*Fikir aşaması
*Fikri mülkiyet konusu
*Ortaklık
*Şiketleşme
*Sözleşmeler
*Yatırım
*Yurtdışı
3.Fikir
Fikir, girişimcinin en mutlu olduğu ve kendini en özgür hissettiği andır. Bir fikir aynı anda birçok kişinin aklına gelebilir. Ancak her zaman fikri ilk düşünen başarılı olmuyor. Keza fikri ilk hayata geçiren de öyle. Önemli olan doğru kaynaklara erişebildiğiniz ve çoğu zaman için ne kadar hızlı ölçeklendirebildiğinizdir.Yani bir fikri değerli yapan şey o fikre ilk sahip olmak değil, bunu herkesten iyi, herkesten doğru, herkesten hızlı ve en önemlisi fikre kendi ruhunu veren, fikrine ruhunu ortak edebilen kişi doğru tam olarak bir girişimcidir diyebiliriz.
4.Ortaklık
Ortaklık bir girişimci için çok önemlidir. Temelde kıymetli olan şey, bu süreçte sizin yanınızda olan eşinizdir. Hemen belirtelim, bu ortaklık bir sözleşme ortaklığıdır. Bu sözleşme yazılı olarak yapılır. Taraflar sözleşme özgürlüğü kapsamında sözleşmeyi diledikleri gibi hazırlayabilirler.
5.ŞİRKET KURMA AŞAMASINDA VEKİL İHTİYACI
Temelde tarafların girişimleri için vekil talebine gerek yoktur. Zaten girişimcinin oluşumu çokça denenmiş olup, pazar ağı oluştukça şirketleşen bir yapı olduğu için ilk etapta kurumsallaşması gerekmiyor. O yüzden ilk birkaç iş bakımından çoğunlukla şirketleşmenin olmadığını görüyoruz. “Hukuken tek başınıza tüm işlemleri gerçekleştirip şirket kurabiliyorsunuz. Ama şirketinizi kurduğunuz andan itibaren hayatınızda bir mali müşavir olmak zorunda. Çünkü aylık olarak, yıllık olarak bir takım raporları onlar tutuyor.Ancak ilk başlarda mali müşavir şartı da yok,bu şart ilerleyen süreçlerde girişimin büyümesi ile zorunlu hale geliyor.
6.GİRİŞİM FİKRİNİ KORUMANIN MÜMKÜN OLUP OLMADIĞI SORUNSALI
Bir fikir aynı anda birden çok kişinin aklına gelebildiği için akla gelen fikri korumak çok mümkün değildir. Ancak fikir olgunlaştıkça, icra aşamasında artık çeşitli yollar elbette mümkündür. Bu yollar şunlardır:
-Gizlilik sözleşmesi
-Fikrin yasal olarak tescili
Herkes hukuki koşullar sağlandığı doğrultuda marka tescilini yaptırabilir. Fikrin tescil edilip marka haline getirilmesiyle beraber fikir korunur ve fikir kişiye özel bir hal alır. Ayrıca belirtmeliyim ki, bir marka 45 farklı şekilde sınıflandırılabilir.
Patent, markaya göre hukuken daha çok korunur. Patent ile ticarileşme daha kolay olur. Patentinizi lisanslarsanız onu başkalarına kullandırabilirsiniz ya da siz onu üzerine girişim, şirket sahibi olabilrsiniz.Dolayısıyla hem yatırım gözünde hem de ticari açıdan patent markaya göre bir tık daha değerli konumdadır. Ne yazık ki bizim patent mevzuatımız girişimcileri biraz kısıtlar niteliktedir. Bir patent sahibi olmanın üç temel koşulu var:
1- Yaptığınız şey yeni olacak
2- Sanayiye uygulanabilir olacak
3- Hukukun ‘buluş basamağı’ dediği aşamayla olacak.
O da şu aşamaya geliyor. “Dünyanın tüm tekniklerin incelenmesi ve onun üzerine bir şey koyulması gerekiyor.” Burada inovasyonda ‘10X’ kuralı olarak tabir ettikleri bir kural var. Bir şeyi ondan on kat daha iyi, on kat daha ucuz, on kat daha hızlı, on kat daha bir şey yapıyor olmanız gerekiyor patent sahibi olabilmeniz için. Ek olarak ‘yazılımların patentlenemeyeceğine’ dair bir kanun hükmümüz de vardır. Bundan dolayı aklınıza gelebilecek yüz girişimden 85-90’ı patentlenemez hale geliyor. Bundan dolayı yapabileceklerini sandıkları başvurularla girişimciler çok para ve zaman kaybediyor.
NOT: Patentlenebilir olması için biraz daha elle tutulur bir şeye ihtiyaç var, daha somut bir şeye ihtiyaç var ki seri üretime geçebilsin ve gerçekten farklılık yaratabilsin. Bu sebeplerden ötürü patent sahibi olmak oldukça meşakkatli bir iştir.
7.YATIRIMCILAR VE GİRİŞİMCİLER ARASINDAKİ SÖZLEŞMELER
Birkaç sözleşme yapılabilir. Bunlardan birincisi ‘niyet Mektubu’dur. Tarafların mütabık kaldıkları hususları yazıya dökmeleridir. ‘Biz artık bu yola girmeye başlıyoruz. Dedikleri girişimin giriş kapısıdır. ‘Şöyle bir yatırım yapma niyetindeyiz, bu süreçte başkalarıyla görüşmeyelim. Birtakım gizlilik yükümlülüklerimiz olsun.’ Şeklinde anlamlara sahiptir.
İkincisi ‘ortaklık sözleşmesi’dir.Bu sözleşme artık taraflar arasında bağlayıcılığı başlatıyor. Ortaklık sözleşmesi beraberinde ‘şirket ana sözleşme’sini de getiriyor.Bu sözleşme girişimcilik hukukunun ihtiyaçlarını tam olarak karşılamıyor. Ekosistem haklarını gerektiren bir sürü haklar var. Bu yüzden şirket ana sözleşmesini yapabildiğimiz en iyi halde,hukukun belirlediği sınırlar çerçevesinde sözleşme sözleşme oluşturuluyor.
8.START-UP PROJESİNİN BAŞARISIZ OLMASI
En başta söylediğim gibi her girişim başarılı olacak diye bir şey yok. Bugün arama motoru denince aklımıza ‘GOOGLE’ geliyor. ‘Google’ 21. fikirdi..Başarısız olan bir start-up projesinin en temel yasal yükümlülüğü şirketin kapanıyor olmasıdır.Bundan dolayı bir noktada olmadığına karar verecek bir eşe ihtiyacınız var. Bunu da zaten ortaklık sözleşmesinde düzenliyor oluyorsunuz. Normal bir iş ilişkisinden farklı olarak yatırımcılar koydukları parayı talep etmiyorlar. Buna tam olarak ‘hibe’ diyemesek de bu işin bir risk olduğunun tüm yatırımcılar farkında olarak destek sağlıyorlar. İşin iyi gitmediği noktada kapatma işlemlerinin başlatılması gerekiyor.Bu ihtimalde şirketin kapatılma süresi 2 – 6 ay arasında, ülke ve yere göre 6 aydan 2 yıla kadar uzayabiliyor.
Startup projeleri olarak adlandırılan ‘girişimcilik’ bir kobidir.Bu süreç oldukça zor bir süreç olmakla beraber sabır,çalışmak ve zaman gerektiriyor. Doğru hamlalaeri doğru zamanda yılmadan,soğukkanlılığınızı kaybetmeden emek ve çaba sarf etmeniz gerekiyor.Start-up girişimcisisnin rekabeti sermayesinden geliyor.Teknoloji ile beraber mücadele edebiliyor.Dolayıysla teknolojiyi ikinci plana atarak sadece çalışmak bir girişimci için başarısızlığı da beraberinde getirir.
Son sözler: Unutmayın. Türkiye’de herkes size nasıl bir iş yapamayacağınızı söyler. Bu işin neden tutmayacağını, neden başarılı olamayacağınızı anlatırlar. Ama kimse çıkıp da “şunu şöyle yapsan aslında bak şu teknikleri iyileştirebilirsin” gibi bir feedbackte bulunmuyor.Dolayısıyla siz her şeyi gözönüne almış,özverili, ve en önemlisi fikrine aşık olarak yola devam ederseniz başarı kaçınılmaz olacaktır. En değerli olanı SİZİN KENDİNİZE İNANMANIZDIR!!
“HEP DENEDİN,HEP YENİLDİN.OLSUN,GENE DENE GENE YENİL”
SAMUEL BECKETT
Start Up Hukuku alanındaki tüm Blog yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.
Hukuk ve Bilişim Dergisi 9. Sayımıza ulaşmak için bağlantıya tıklayınız.