
Akıllı Sözleşmeler ve Uygulanacak Hukuk
Sözlük anlamıyla sözleşme “Hukuki sonuç doğurmak amacıyla iki veya daha çok kişinin, veya kuruluşun karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla gerçekleşen işlem, bağıt, akit, mukavele, kontrat” demektir.
Yeni bir kavram olan Blockchain (Blok zinciri) teknolojisi bizlere yeni bir sözleşme ortamı oluşturmak ve kullanmak için fırsat vermektedir. Blockchain teknolojisi ortamında sözleşmeler insan katılımı ve müdahalesi olmadan otomatik olarak yapılır, ilerler ve hatta sonuçlandırabilir
Türk Hukukunda Akıllı Sözleşmeler
Türk hukukunda genel olarak sözleşmeler başta 6089 sayılı Türk Borçlar Kanunu olmak üzere, farklı mevzuatta hükümlerinde de düzenlenmiştir. Kanunun 12.maddesinde yer alan genel kurala göre “Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir.
Akıllı sözleşme yapmaya hukuki bir engel yoktur ancak örneğin tapu devri söz konusu ise kanunda bazı şekil şartları öngörülmüştür. TBK m.237/I’e göre “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi şarttır.” Devir işlemi tapu sicilinde gerçekleştirilmelidir. Bu durumda akıllı sözleşme ile tapu devri söz konusu olamaz. Yine TBK m. 138’in uygulanması da mümkün gözükmemektedir. Maddeye göre “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.
Yazılım ve kod akıllı sözleşmeler için hüküm doğurur ve yazılım aynı zamanda sözleşme hükümlerinin yerine geçer. Bu Sözleşmenin hükümleri, “sözleşme özgürlüğü” ilkesine dayanarak yasaklanmayan ve hukuk alanında cevaz verilen şeyleri bir bilgisayar kodunda gösterir. Bu nedenle, her akıllı sözleşmenin fikri mülkiyet, hukuku anlamında bir bilgisayar programı olduğunu iddia etmek mümkündür. Akıllı sözleşmeler, taraflar arasındaki ilişkileri belirten bir doküman olduğu gibi aynı zamanda IP hukuku alanındaki haklarını da tanımlayan bir yazılımdır.
Akıllı sözleşmelerin hazırlanmasında yazılım kodu dili kullanıldığından, klasik sözleşme dilbilgisinden farklı olarak, kesin sonuçlar çıkarılacak bir dilde yazılır. Çünkü bilgisayar dili, günümüzdeki sözleşmelerin aksine yoruma açık olmayacak şekilde hükümlerin makine tarafından öznel olarak takdir edilmesine izin vermez.
Akıllı sözleşmeler dışarıdan müdahalelerle ve yargı yorumlarına göre karar vermeyen münhasır sözleşmeler olup, sözleşmenin tek karar verici hâkiminin yazlım kodu olması amaçlanmıştır. Bu nedenle kod uygulamasına dayanır
Bir akıllı sözleşme düzenlendikten ve onaylandıktan sonra artık tarafların iradesinden bağımsız ek bir onay gerektirmeden süreçleri devem ettirebilir. Bilgisayar, zamanı geldiğinde tüm şartları doğrular, sözleşmenin konusu değerleri taraflara aktarır ve Blockchain veri tabanına bu tür aktarmalar hakkında veri girişi yapar. Akıllı sözleşmelerin bu anlamda insan etkisinden ve öznel yargılardan uzak nesnel teknik birbağımsızlığı vardır. Bu özelliği dolayısıyla geleneksel sözleşme hukukunun yoruma açık yapısından ayrışmaktadır.
Kendi kendine ilerleme kavramını açıklamak için hukuk profesörü, bilgisayar bilimcisi ve yazar Nick Szabo, 1997 yılında yayınladığı bir makalesinde akıllı sözleşmeyle araba kiralayan ve kirasını ihlal eden birinin başına neler gelebileceğini şöyle anlatıyor: “Sahibi ödeme yapmazsa, akıllı sözleşme, haciz ihbarnamesi yollar ve devamında otomobilin anahtarlarının kontrolünü bankanın eline verir.” demiştir.
Akıllı sözleşmelerin kendi kendine yetebilme özelliği olmalıdan kastımız uygulama ve hüküm aşamasında herhangi bir kuruma veya idareye ihtiyaç duymaması ve nesnel bir yapıya sahip olması demektir. Globalleşen dünya ekonomisinde ve ticari hayatta farklı hukuki uygulamaların ve farklı dillerin kullanılmasından dolayı bu özelliği akıllı sözleşmeleri bir adım daha öne çıkaracaktır. Kısacası, bu sözleşmelerin dili ve hukuku tek olacaktır.
Akıllı Sözleşme, her ne kadar yazılım kodu olsa da üzerinde anlaşmaya varılan sözleşme, sonuç olarak hukuki bir durumun meydana gelmesini sağlamaktadır. Bu sebeple, bu hukuki dili yasal sistem tarafından nasıl yorumlandığını anlamak önemlidir. Bu sözleşmeler ile yakın gelecekte çok daha sık karşılaşacak olsak da unutulmamalıdır ki bu sözleşmeleri sınırlandıran “yazılı kanunlar” ve mevzuat hala varlığını değişerek devam ettirecektir. Sözgelimi, Borçlar Hukuku disiplini başta olmak üzere sözleşmeleri esas ve şekil bakımından düzenleyen tüm kanun hükümlerinin büyük bir değişimle karşı karşıya olacağı, kaçınılmaz bir gerçektir. Peki, sizce akıllı sözleşmeler gerçekten hukukçuları büyük ölçüde oyun dışı bırakabilecek mi; yoksa yalnızca görev tanımlarının değişmesine mi yol açacak?
Sözleşme maddelerinin hukuk sistemi içerisinde bulunan bir düzenleme ile ters düşmesi veya ahlaka aykırı hükümler içermesi ihtimalinde de hukukçuların bu aykırı durumlara müdahale edeceği kuşkusuzdur.
“Metaverse ve Hukuki Boyutu” isimli yazımızı okumak için bağlantıya tıklayınız.
Hukuk ve Bilişim Dergisi Tahkim Özel Sayısına da bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Yazar: Av. Yasemin ARSLAN IŞIK
KAYNAKÇA
Uzman Coin
Duggal P 2015, Blockchain Contracts & Cyberlaw, Amazon E-Book
Wikipedia
2 comments