ADLİ BİLİŞİMDE ARAMA VE ELKOYMA

Yazar: Av. Yasin BOZYEL

1.Giriş

       Teknolojinin hızla gelişim gösterdiği dijital çağımızda elektronik cihazların ve internet teknolojisinin hayatımızın her alanında yer almasını ve hayatımızı büyük oranda kolaylaştırmasını sağlamakta; hatta bu kolaylık sosyal yaşamın yanında ticari yaşamda da kendini fazlasıyla göstermektedir. Bilgiye hayatımızın her anında kolay erişim imkânı sağlayan teknolojideki bu gelişim, dolayısıyla teknolojik cihazlar, bir soruşturmaya konu olabilmektedir. Bunların adli bir soruşturmaya konu olması hususu bilişim suçları kapsamında değerlendirilmektedir. Dolayısıyla “adli bilişim” kavramı gündeme gelmekte ve bunların bir yargılamaya konu olması durumunda elektronik delil olarak usulüne uygun bir şekilde toplanıp yargılama makamlarının önüne getirilmesi süreci önem arz etmektedir. Bu yazımızda elektronik delillerin toplanması ve yargılama makamlarının önüne ulaşma süreci bir başka ifade ile adli bilişim süreci ele alınacaktır.

2.Adli Bilişim Kavramı

                        Adli bilişim, İngilizce adıyla “Computer Forensics” Forensics kelimesi “mahkemeyle ilgili, adli” anlamını taşımakla birlikte “Computer Forensics” bilgisayar adli bilimi olarak dilimize çevrilmiştir. Fakat bilişim teknolojisindeki hızlı değişimin etkisiyle “digital forensics” kavramı da kullanılmaya başlanmıştır. [Sayısal delil: bilgilerin sayısal olarak saklandığı veya iletildiği, ispat kuvveti olan bilgi.]

       Klasik suç teorisinde bir suç işlendiğinde o suçla ilgili olay yerinde incelemeler yapılır, olay yerindeki delillerin toplanması ve muhafaza edilmesi sağlanır. Olay yeri kavramının hepimizin bildiği klasik suç metodolojisinden farklı olarak olay yerinin internet ortamına (sanal ortama) ve elektronik cihazlara da taşındığı dijital çağda bilişim sistemlerindeki manyetik verilerin delil olarak araştırılması ve buna bağlı olarak sayısal delil[i] konusunu gündeme getirmiştir.

       Adli bilişim, bilişim sistemleri üzerinden genellikle veri olarak elde edilen delillerin toplanması, saklanması, derlenmesi ve analizi konusunda ilke ve standartlar oluşturan özverili ve disiplinli bir bilim dalıdır. [Adli Bilişim nedir? Adli Bilişim İnceleme Süreci ve Yöntemleri nelerdir? (2021, 03 14). gelgez “Bilginin Deposu”, https://www.gelgez.net/adli-bilisim-nedir-adli-bilisim-inceleme-sureci-ve-yontemleri-nelerdir/]

       Genel olarak Adli bilişim, bir soruşturma kapsamında bilişim sistemlerinde bulunan elektronik delile ilk temas edildiği andan yargı makamlarının önüne getirilmesi anına kadar geçen sürecin bütününü ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle Adli bilişim, suçun aydınlatılabilmesi için bilimsel yöntemler kullanılarak, çeşitli elektronik cihazlar üzerinde bulunan, suçla ilgili elektronik delilin değişmeden ve zarar görmeden anlaşılabilir bir şekilde yargı makamları önüne sunulmaya hazır hale getirilmesini sağlayan ve başlı başına bilimsel teknik prensiplerin uygulandığı bir delil inceleme sürecinin bütünü olarak tanımlanabilir. (3)

Teknik anlamda adli bilişim ise, elektromanyetik, elektro optik ortamlarda saklanan ve/veya bu ortamlarca iletilen ses, görüntü, veri bilgileri veya bunun bileşiminden oluşan her türlü bilişim nesnesinin mahkemelere sunulması sürecidir. [ https://www.gelgez.net/adli-bilisim-nedir-adli-bilisim-inceleme-sureci-ve-yontemleri-nelerdir/, [12.03.2021]]

       Adli bilişimin temel amacı; potansiyel olarak görülen yasal ve elektronik delillerin sırasıyla keşfedilmesi, toplanması, analiz edilmesi ve sunulması olarak tanımlanabilir[4]. Bir başka deyişle, adli bilişim, tüm adli delillendirme sürecinde, suçlunun tespit edilmesi için ihtiyaç duyulan sayısal delillerin elde edilmesini sağlamaktadır. Bununla beraber, adli bilişimin temel varlık sebebinin herhangi bir kişiyi suçlu ya da masum göstermek değil, adli birimlere sayısal delilleri eksiksiz ve tarafsız bir biçimde sunulmasını sağlamak olduğunu vurgulamak gerekmektedir. (6) (ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1)

Adli bilişim, genel olarak üç alt dala ayrılmaktadır. Bunlar Bilgisayar Adli Bilişimi, Ağ ve İnternet Adli Bilişimi ve Gömülü Cihazlara ait Adli Bilişimdir. Son dönemde ise Sosyal Ağ adli bilişimi de bunlara eklenebilir. Bunlara kısaca değinecek olursak: (7) (ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1)

  1. Bilgisayar Adli Bilişimi: suç mahallinde bulunan ya da suçlu tarafından kullanılan masa üstü, dizüstü ve notebook tarzı bilgisayarların teknik prosedürlere uygun olarak adli bilişim laboratuvarlarında incelenmesi süredir.
  2. Ağ ve İnternet Adli Bilişimi: suçluların kurum ya da firmaya ait bir sisteme sızmaları bunlara zarar vermeleri ve bu nedenle de kurum veya firmaların saygınlığının zedelenmesi sonucu yapılan inceleme sürecidir. Bir başka ifadeyle, belirli bir sistem içerisinde kurulu olan Local, Wan ya da İnternet ağ trafiklerinin izlenmesi, analiz edilmesi ve analiz neticeleri doğrultusunda adli makamlara gerekli bilgilerin verilmesi şeklinde tanımlanabilir.
  3. Gömülü cihazlara ait adli bilişim: İphone, Blackberry ve İpad gibi cihazlar kullanılarak işlenen suçlarda suçluya ait bu tür cihazların gerekli yazılımlar vasıtası ile içerisindeki suç unsuru olabilecek bilgilerin çıkarılması sürecidir.
  4. Sosyal ağ Adli Bilişimi: Sosyal Medya paylaşım sistemleri üzerinde yürütülen adli bilişim sürecidir.

Ayrıca bu alt dallar aynı zamanda Adli bilişim yöntemi olarak kabul edilmekte ve bunlara Mobil Adli Bilişim, GPS Adli Bilişim, Medya Araçları Adli Bilişimi, Uzaktan Arama Yöntemleri gibi Adli Bilişim yöntemleri de eklenmektedir. (8)(ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1)

3.Adli Bilişim ve Delillerin Toplanması

                        Kişilerin işledikleri suçların cezalandırılması ve adil bir yargılanmasının sağlanabilmesi için usulüne uygun elde edilecek delillerle gerçekleşebilir. Bilişim sistemlerinden toplanan verilerin ceza muhakemesi hukukunda delil olarak kullanılabilmesi için bu verilerin hukuka uygun bir şekilde toplanmasının önemi büyüktür. Bu veriler toplanırken hassas davranılması, bilgisayarın/elektronik cihazdan veri alınması ve kopyalanması büyük bir titizlikle yapılmalı ve verilerin kaybolmaması veya zarar görmemesi sağlanmalıdır. (9)(ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1) Bu nedenle adli bilişim sürecinde elektronik delillerin toplanması önem arz etmektedir.

Bunlarla beraber, yapılan tüm işlemler adımı, ayrıntılı bir biçimde yazılmalıdır. Bu temel süreçler aşağıdaki şekilde sıralanabilir: (10) (ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1)

  • Delillerin bulunduğu ortamın boşaltılması ve kamera ile sürecin takip edilmeye başlanması gerekmektedir. Delillerin toplanması bağlamında, plastik eldivenler vasıtası ile gerekli bilgisayarın açılması, açılış sürecinin analizi, açılmışsa o anki durumunun tayini, var olan kablosuz bağlantıların hemen tespit edilip kapatılıp kapatılmayacağına karar verilmesi, gerekli delil toplama işlemlerinin üstün yetenekli programlar vasıtası ile yapılması ve bilgisayarın kapatılması süreçlerinin tamamı, adli birimler tarafından belirlenmiş sistematiğe göre yapılıp raporlanmalıdır.
    • Elde edilen deliller, programlar vasıtası ile incelenmeli ve gerekiyorsa şifre çözme yöntemleri kullanılmalıdır.
    • Analiz sonucu ortaya konulan rapor, adli birimlere, anlaşılır bir biçimde ve teknik terimlerden gerektiğince kaçılarak sunulmalıdır.

                        Adli bilişimde yukarıda da kısaca ifade ettiğimiz gibi olay yerinin incelenmesinden, elde edilen delillerin adli makamlara sunulmasına kadar birçok aşama bulunmaktadır. Ancak, adli bilişim aşamaları, genel olarak ön inceleme ve olay yeri tespiti, delil toplama, analiz ve raporlama olmak üzere dört ana başlıkta değerlendirilmek mümkündür. (Bunlar teknik bilgiler içerdiğinden siz okuyucularımızı sıkmamak adına yazımızda değinmeyeceğiz.  Detaylı bilgi için bakınız: (11) (ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1)).

4.Adli Bilişimde Arama ve El Koymanın Hukuki Rejimi (CMK Md. 134)

Bilindiği üzere Ceza muhakemesi hukuku maddi gerçeğe ulaşmayı hedefler. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için de delil toplama yöntemlerinden birisi de arama tedbiridir. (12)

                        Arama, “failin/şüphelinin yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi” (13) olarak tanımlanmaktadır. Arama, bireylerin temel hak ve özgürlüklerine direkt müdahale teşkil ettiği için bu tedbir uygulanırken kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmemesine dikkat edilmelidir. Bu tedbirin hukuki dayanağı ise Anayasamızın 20.ve 21.maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca Anayasamızın 13.maddesine göre temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda bu tedbirin bu sınırlama şartlarına tabidir. (14) (Yılmaz, 2016)

            Bununla birlikte, Ceza muhakemesi hukukunda delillerin toplanmaya başlanması kanunda öngörülen yasal durumların oluşması ile gerçekleşebilmektedir. Bu yasal durum Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 116.maddesinde belirtilmiştir. Bu maddede sayılan haller var ise CMK madde 119’da mevcut şartlar var ise arama kararı verilebileceğini belirtmek gerekmektedir. Bu husus CMK’nın klasik suçlarına ilişkin arama tedbirini düzenlemektedir. (15)(ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1):s.60-61

                        Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenebilen suçlarda yapılacak arama ve el koyma “Bilgisayarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama ve elkoyma” başlıklı CMK madde 134’te düzenlenmiştir. CMK madde 134’e göre:

  • Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine (…)[ https://www.gelgez.net/adli-bilisim-nedir-adli-bilisim-inceleme-sureci-ve-yontemleri-nelerdir/, [12.03.2021] karar verilir. (Ek üç cümle: 25/7/2018-7145/16 md.) Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde çıkarılan kopyalar ve çözümü yapılan metinler derhâl imha edilir. 
    • Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya  gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması ya da işlemin uzun sürecek olması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere elkonulabilir. Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilir. 
    • Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır.
    • Üçüncü fıkraya göre alınan yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır.
    • Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır.

                        Bu tedbirin amacı, bilişim sisteminde bulunan delillerin elde edilmesi olduğunu ifade etmiştir. Bunun genel arama ve el koyma rejiminden ayrı olarak düzenlenmesinin amacı ise verilerin hassa yapıda olması ve bu verilerin elde edilmesinin zor olması, kolayca değiştirilebilmesi veya yok edilebilmesi nedeniyledir. (ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1):s.62

                        CMK 134’te düzenlenen tedbirin şartlarını incelediğimizde: öncelikle somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin varlığı gereklidir. Bu şüphe ise uluslararası hukukta “beyond the reasonable doubt” denilen makul şüphenin ötesine geçen bir suçun işlendiği yönünde çok güçlü işaretler taşıyan bulgulara yöneliktir. Bununla birlikte Kuvvetli şüphe, şüphelinin hem soruşturma konusu suçun işlendiği yönünde hem de üzerinde arama yapıyalacak bilgisayarda suç delilli bulunacağı yönünde kuvvetli şüphe oluşmalıdır.   (ÖZEN & ÖZOCAK, 2015/1):s.62

                        Bunun yanında, soruşturmada bütün delil toplanma yöntemleri uygulanmış olması ve başkaca delil elde etme yöntemi bulunmamalıdır. Yani bilgisayarda arama ve el koyma işlemi son çare olmalıdır.

                        CMK 134/2’ye göre el koyma işlemi yapılmadan önce arama yapılmalı daha sonrasında ise şifreleme olması ve bunun çözümlenememesi durumunda el konulabileceği belirtilmektedir. Bu yüzden el koyma işlemi yapılırken el konulan cihazın bir kopyasının alınıp şüpheli/müdafiine verilmeli ve orijinali derhal iade edilmelidir. Genel olarak uygulamada da yerinde inceleme yapılması yerine el koyma ve laboratuvar ortamında inceleme yapıldığı bilinmektedir. 134/5’inci fıkrasında da düzenlendiği üzere, Arama işlemi esnasında suça konu olan elektronik cihaza el koyma işlemi yapılmadan elektronik cihazın kopyasının alınarak bir şüpheli veya müdafine verilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz. 

                        Son olarak belirtmek gerekir ki maddenin birinci fıkrasında 2018 yılında değişiklik yapıldığı dikkat çekmektedir. Bu değişiklikten önce arama kararı sadece Hakim tarafından verilebiliyorken 2018 yılında CMK’da yapılan değişiklikle eklenen Cumhuriyet savcısının istemi üzerine” ibaresi “hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından” şeklinde fıkra ile her ne kadar Hakim onayına sunulması şartı konulmuş olsa da gecikmesinde sakınca bulunan haller olduğunda Cumhuriyet Savcılarına da arama kararı yetkisi verilmiştir.

5.Sonuç:

                        Yazımızda sıkça vurguladığımız gibi Ceza muhakemesi hukukunun amacı anayasa ve kanunlar çerçevesinde maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamaktadır. Dijital çağda yaşadığımız bu süreçte bilişim sistemlerinin hayatımızdaki rolü de dikkate alındığında bilişim araçlarıyla işlenen suçların ve doğal olarak dijital delillerin hayatımızda yerini aldığı bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda elektronik delil olarak nitelendirilen bu dijital deliller gerek ulusal hukuk gerekse uluslararası hukuk bakımından bireylerin özel hayatının gizliliği ve kişisel verilerinin ihlali sonuçlarını doğurabilecektir. Bu bakımdan kanunun uygulayıcılarının bu tarz hassas verileri toplarken dikkatli davranması gerektiği; kanun koyucunun ise bu delillerin toplanmasını sağlayan kanun hükümlerini düzenlerken kişilerin özel hayatlarını, temel hak ve hürriyetlerine olumsuz etkilemeyecek şekilde düzenlemeli ve uygulayıcıların da bu kanun normlarını insan hakları bağlamında uygulamasını sağlamalıdır. Her ne kadar kanun koyucu bu normları düzgün hazırlamış olsa dahi bunların uygulanması sırasında gösterilmeyen hassasiyet gerek adil yargılanma hakkının ihlaline gerekse özel hayatın gizliliğinin ihlaline yol açabileceğini ifade etmek gerekmektedir.

“Kişisel Verilerin İmhası ve ISO 15713″ isimli yazıyı bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Yeni Sayımıza bağlantıdan oluşabilirsiniz.

6.KAYNAKÇA

(1) (2) (4) Adli Bilişim nedir? Adli Bilişim İnceleme Süreci ve Yöntemleri nelerdir? (2021, 03 14). gelgez “Bilginin Deposu”, https://www.gelgez.net/adli-bilisim-nedir-adli-bilisim-inceleme-sureci-ve-yontemleri-nelerdir/, [12.03.2021]

(3) (12) Başlar, Y. (2020). Adli Bilişim Sürecinde Karşılaşılan Sorunlar Ve Çözüm Önerileri, TBB Dergi 2020 (148), http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2020-148-1912, [12.03.20.21]

(3), (6-11, 13-17) Özen, M., & Özocak, G. (2015/1). Adli Bilişim, Elektronik Deliller ve Bilgisayarlarda Arama ve El Koyma, Ankara Barosu Dergisi, s.45. https://asosindex.com.tr/index.jsp?modul=articles-page&journal-id=329&article-id=14477, [12.03.2021]

(5) Yılmaz, Y. (2016). Bir Ceza Muhakemesi Hukuku İşlemi Olarak Adli Arama

http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2016-124-1575,  [12.03.2021]

(6) TDK Sözlük Anlamı (sozluk.gov.tr)