Akıllı Sözleşmeler: Temel Hukuki Problemler ve Regülasyon

Yazar: Doç. Dr. Pınar Çağlayan AKSOY

Giriş

Blokzinciri teknolojisinin en önemli uygulamalarından biri akıllı sözleşmelerdir (“smart contracts”). Akıllı sözleşmeler, ilk defa Nick Szabo tarafından 1990’ların başında kullanılan bir kavramdır [1] Szabo’nun bu kavramı ortaya attığı sıralarda, mevcut teknolojik altyapı Szabo tarafından kurgulanan bu yapıyı oluşturmak için yeterli değildi.

Daha sonra 2008 yılında hayatımıza Bitcoin kavramı girdi. 2014 yılına kadar daha çok finansal işlemlerin gerçekleştirildiği blokzinciri, Ethereum blokzincirinden sonra farklı bir anlam kazandı. Ethereum blokzinciri farklı uygulamaların oluşturulmasına ve icra edilmesine imkân tanıyan bir altyapı sunmaktaydı.

İşte akıllı sözleşme bu uygulamalardan biri oldu.

Akıllı sözleşmeler, sözleşmelerin dijitalleşmesinde yeni bir adımdır.

Akıllı sözleşmeler, iki kelimeden oluşmaktadır: “Akıllı” ve “sözleşme”. Kavramda geçen akıllı ifadesi akla yapay zekayı, sözleşme kavramı ise akla burada hukuki bir yapının olduğunu getirmektedir. Aslında bunların ikisi de tam olarak doğru değildir. Aşağıda buna ilişkin daha ayrıntılı bilgilere yer verilecektir.

Akıllı sözleşmeler, bilgisayar programlarıdır. Şarta bağlı bir mantığı esas alarak çalışırlar: “Eğer X olayı gerçekleşirse, Y sonucu ortaya çıksın”. Diğer bir ifadeyle akıllı sözleşmeler, tarafların önceden belirlemiş olduğu şartlar gerçekleştiğinde, belli bir sonucun otomatik olarak gerçekleştirilmesini sağlayan kod parçalarıdır: “Faizler belli bir miktarın üzerine çıktığında, B’nin kripto cüzdanına 1 BTC gönder”. Günümüzde akıllı sözleşmeler genellikle çok kompleks olmayan, basit komutları icra edebilmektedir. Bununla birlikte özellikle yapay zekadaki gelişmelerle birlikte, yapay zekaya dayalı olarak çalışan akıllı sözleşmelerin çok daha karmaşık komutları yerine getirmesi mümkün olabilecektir.

Akıllı sözleşmeler, geleneksel sözleşmeler gibi doğal dillerde değil, programlama dilinde yazılmaktadır. Akıllı sözleşmeler Ethereum’un yanı sıra Hyperledger, Polkadot, Solana ve Cosmos gibi platformlarda oluşturulmaktadır. Blokzinciri üzerinde kuruldukları için, blokzincirinin şeffaflık, değişikliğe kapalı olma, aracılara duyulan ihtiyacı ve işlem masraflarını azaltma gibi özelliklere sahiptir [2].

Akıllı sözleşmelerin çok farklı kullanım senaryoları bulunmaktadır. Özellikle dijitalleşmenin ve otomasyonun ağır bastığı sektörlerde akıllı sözleşmeler önemli bir uygulama alanına sahiptir. Mesela akıllı sözleşmeler sıkça adından söz ettiren DeFi (Decentralised Finance- Merkeziyetsiz Finans) uygulamalarının merkezinde yer alır. Akıllı sözlemeler merkeziyetsiz kripto borsalarından işlem yapılırken, token’lar değiş tokuş edilirken veya bahis sitelerinde işlem yapılması için kullanılabilir. 2021 yılından beri önemli bir pazar payına sahip olan NFT’lerin belkemiği akıllı sözleşmelerdir [3] Akıllı sözleşmeler ayrıca yeni bazı organizasyonlar oluşturulmasına da imkân tanımaktadır: Mesela DAO’ların (decentralised autonomous organisation) oluşturulmasında yine akıllı sözleşmelere başvurulmaktadır. Bugün tedarik zincirlerinden sağlık sektörüne, seçimlerden fon toplamaya birçok işlemin akıllı sözleşmeler kullanılarak dijitalleştirilmesi mümkündür. Gayrimenkul, sigortacılık ve fikri mülkiyet hakları yönetimi gibi alanlarda da akıllı sözleşmelerin gittikçe yaygınlaşması beklenmektedir.

1.      Sözleşme Hukuku ve Teknoloji

Sözleşmeler ve teknolojik altyapıların kesişimi aslında akıllı sözleşmelerden çok daha geriye gitmektedir. Akıllı sözleşmelerden önce de sözleşmesel edimlerin ifası için bilgisayar programlarından yararlanılmaktaydı. Buna örnek olarak otomatik olarak banka tarafından yapılan ödemeler ya da elektronik ticaret işlemleri verilebilir. Bu çerçevede her elektronik sözleşmenin bir akıllı sözleşme olmadığını belirtmek gerekir. Ancak sözleşme hukukundaki dijitalleşmenin, bilgisayar programlarıyla kodlanan unsurları da içerecek şekilde gelişip ilerlediği de yadsınamaz bir gerçektir.

Akıllı sözleşmelerin temelinde otomasyon yatmaktadır. Aslında bu özellik, akıllı sözleşmeleri elektronik sözleşmelerden ayrı kılan noktalardan biridir. Bu çerçevede, bir sözleşmede yer alan edimlerin tamamı veya bir kısmı, insan müdahalesine ihtiyaç duyulmadan, otomatik olarak yerine getirilmektedir. Bir insandan farklı olarak, akıllı sözleşme ifayı gerçekleştirmekten kaçınamaz [4] Burada şu hususu da belirtmek gerekir: Akıllı sözleşmenin temelinde otomasyon yer aldığı için, sadece koda dönüştürülebilen yani dijital ortamda ifade edilebilen edimlerin akıllı sözleşmeye kodlanması mümkündür. Bunun dışında, özellikle takdir yetkisinin kullanılmasını gerektiren veya yorumu zorunlu kılan, muğlak unsurları olan edimlerin akıllı sözleşmede yer alması mümkün değildir.

2.      Akıllı Sözleşmeler ve Kod Kanundur İlkesi

Peki blokzincirinde kurulan akıllı sözleşmeler neden hukuku ilgilendirir?

Bu soru, konuya teknik bir bakış açısıyla yaklaşan kişiler için oldukça önemlidir.

1999 yılında, Lawrence Lessig “Code and Other Law of Cyperspace” isimli kitabında “Code is law” (Kod kanundur) başlığını kullanmıştır [5] Bu anlayış çerçevesinde, hukuk kuralları kodun içine yerleştirilebilir. Böylece kod ile regülasyon (code-ification) kavramı karşımıza çıkmaktadır: Yani kişilerin uymaları gereken kurallar kodun içine yerleştirilerek bunlara uyulması ex ante mekanizmalarla sağlanabilecektir [6].

A.      Akıllı Sözleşme Türleri

Taraflar bir akıllı sözleşmeyi çeşitli şekillerde oluşturabilirler: Mesela taraflar doğal dillerde hazırlamış oldukları bir sözleşmenin bilgisayar kodu ile icra edilmesini kurgulamış olabilirler (off-chain smart contract). Bu ihtimalde, akıllı sözleşme kodu ile bir edimin tanımlanması söz konusu değildir. Bunun yanı sıra, taraflar sözleşmelerini kısmen doğal dillerde kısmen kodlama dilinde de oluşturabilirler (hybrid smart contract) [7]. Son olarak akıllı sözleşmeler tamamen programlama dilinde oluşturulmuş ve bilgisayar tarafından icra edilecek olabilir (on-chain smart contract). Dikkat edilirse, her üç ihtimalde de bilgisayar kodu sözleşmesel sürece dahil olmakta ve icra akıllı sözleşme ile gerçekleştirilmektedir. Hukuki açıdan bakıldığında en çok sorun ise son ihtimalde çıkmaktadır. Zira bu ihtimalde taraflar arasında doğal dilde kurulan bir sözleşme yer almadığından, sözleşmenin kurulması, yorumlanması, ifa edilmesi gibi süreçlerin tamamı blokzincirinde gerçekleşmektedir.

Bir sözleşmenin doğal dil yerine programlama dilinde oluşturulması önünde bir engel bulunmamaktadır. Bununla birlikte, önem teşkil eden konulardan biri, özellikle tamamen koddan oluşan “on-chain” akıllı sözleşmeler söz konusu olduğunda, blokzincirinde kullanılan asimetrik şifreleme sisteminin (açık-özel anahtar entegrasyonu) [8] yazılı şekil şartında öngörülen imza koşulunu sağlayıp sağlamadığıdır.

B.      Akıllı Sözleşmeler İfayı Garanti Eder mi?

Akıllı sözleşmelerin bir program kodu olduğunu belirtmiştik. Bu nedenle kavramda geçen “sözleşme” ifadesine rağmen, akıllı sözleşmelerin her zaman bir sözleşme niteliği taşıması veya bir hukuki etki meydana getirmesi gerekmez. Ne zaman ki bu program kodu ile gerçekleştirilen işlemlerde tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanı söz konusu olur, işte o zaman akıllı sözleşmeler hukukun kesişim alanı devreye gider. Bu tür akıllı sözleşmelere bazen “smart legal contract” adı da verilmektedir. Akıllı hukuki sözleşmelerde, sözleşmede tarafların karşılaştırmış oldukları edimler kısmen veya tamamen bilgisayar kodu ile otomatik olarak icra edilir.  Akıllı sözleşmedeki kod parçasının hukuken bir sözleşme olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin tespit edilmesi için, akıllı sözleşmeye uygulanacağı tespit edilen hukuk düzeninde mevcut kuralları çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerekmektedir [9]

Akıllı sözleşmeler söz konusu olduğunda ilk etapta her şey yolunda gidecek gibi görülebilir. Mademki akıllı sözleşmeler değişikliğe kapalı olarak kodlanmaktadır ve mademki önceden belirlenen şartların gerçekleştiği tespit edilmedikçe, akıllı sözleşmenin icra edilmesi mümkün değildir, o halde akıllı sözleşmeler adeta uygun ifayı garanti etmektedir [10] Hatta pacta sund servanda ilkesinin, akıllı sözleşmeler bakımından mutlak olarak uygulandığı söylenir.

Gerçekten de akıllı sözleşmeler doğru şekilde kodlandığında, ifayı reddedemez, bir şartı göz ardı edemez veya eğer öngörülmüş olan şartlar gerçekleştiğinde ifa etmeme gibi bir durum söz konusu olamaz. Ancak bu tespit mutlak olarak doğru değildir. Her ne kadar akıllı sözleşmeler ifa etmeme riskini düşürse de akıllı sözleşmelerde de birçok sebeple tarafların arzu etmediği sonuçlar ortaya çıkabilir.

Bir kere akıllı sözleşmenin icrasına etki eden bir teknoloji hatası (“technology failure”) olabilir. Bunun dışında, Akıllı sözleşmeyi kodlayan kişi bir kodlama hatası yapabilir. Akıllı sözleşmeleri halihazırda insanlar kodlamaktadır ve insanlar her zaman hata yapabilirler. Akıllı sözleşmelerde bug’lara çok sık rastlanmaktadır. Bunun dışında akıllı sözleşme’ye dış dünyadan veri sağlayan ve dış dünya ile akıllı sözleşme arasında köprü görevi gören oracle’larla ilgili hatalar ortaya çıkabilir [11] Oracle’lar blokzincirinin güvenilirlik ve değişikliğe kapalı olma (immutability) gibi özelliklerine sahip değildir. Bu nedenle akıllı sözleşmeye veri akışı sağlayan oracle’da bir eksiklik veya hata varsa, tarafların arzu ettiği sonuçlar ortaya çıkmayacaktır.

Bu ihtimaller dışında, akıllı sözleşmeler meydana getirilirken bir irade sakatlığının ortaya çıkması da mümkündür [12] Taraflar yanılma veya aldatma sonucunda akıllı sözleşmeyle bir işlem gerçekleştirmiş olabilir. Bu çerçevede dikkate alınması gereken diğer bir durum sözleşme kurma ehliyeti bulunmayan kişilerin akıllı sözleşmeye taraf olmasıdır. Birçok ülkede, sınırlı ehliyetsizler bir sözleşmeye taraf olduğunda, bu sözleşmenin hukuki akıbeti askıda hükümsüzlüktür. Küçük veya kısıtlı sözleşmeyi iptal edebilir. Blokzincirinde kurulan akıllı sözleşmelerde – en azından mevcut durumda—küçük veya kısıtlıların ya da ayırt etme gücü bulunmayan kişilerin taraf olması mümkündür. Zira blokzincirinde kişilerin ehliyetini tespit etmek için kullanılan bir mekanizma bulunmamaktadır.

Akıllı sözleşme kodu, tarafların iradelerini doğru bir şekilde yansıtmayabilir. Bazı durumlarda doğal dilde akdedilen bir sözleşmenin bilgisayar koduna çevrilmesi gerekecektir. Bunu taraflar kendileri yapabilecekleri gibi bazen kodlama konusunda uzman üçüncü kişilerden de yararlanabilirler. Her durumda, doğal dildeki sözleşmenin koda çevrilmesi sırasında bir hata yapılması söz konusu olabilir. Eğer akıllı sözleşmenin bazı koşulları doğal dillerde bazıları ise kodlama dilinde oluşturulduysa, bunların hangisi üstün tutulmalıdır?[13]

Bu problemlerin yanı sıra, akıllı sözleşmenin diğer tarafı bir tüketici olduğunda, tüketici hukuku kurallarının uygulanması gerekecektir. Bu durumda özellikle genel işlem şartları [14] ve haksız şartların tespiti ve bunlara ilişkin yaptırımlar ön plana çıkmaktadır.  

Akıllı sözleşmeler değişikliğe kapalıdır ve bir kere kodlandıktan ve mutabakat mekanizması çerçevesinde onaylandıktan sonra içeriğinin değiştirilmesi mümkün değildir [15]. Bu çerçevede akıllı sözleşme oluşturulduktan sonra, tarafların hukuki ilişkilerini çevreleyen koşullarda bir değişiklik meydana gelse de, akıllı sözleşmelerin uyarlanması mümkün olmayacaktır.

Akıllı sözleşmelerle ilgili bir uyuşmazlık çıktığında, yani tarafların birinin veya her ikisinin arzu etmiş olmadığı bir sonuç ortaya çıktığında, bu uyuşmazlıklar yine mahkeme önüne taşınacaktır. Bu önemli bir noktadır: Akıllı sözleşmeler hukuk düzeninden bağışık ya da hukuk kurallarının üstünde değildir. Peki akıllı sözleşmelerden kaynaklanan bu uyuşmazlık hangi ülke mahkemeleri tarafından, hangi ülke hukukuna göre çözümlenecektir? Zira dağıtık defter teknolojisinin yapısı gereği, akıllı sözleşmelerde sınır ötesi işlemlerle yaygın olarak karşılaşılacaktır. Ve akıllı sözleşmelerde taraflar birbirlerinin gerçek dünyadaki kimliklerini bilmeden işlem yapabilmektedir ve birçok hukuk düzeninde sözleşmenin kurulması için karşı tarafından gerçek kimliğinin bilinmesi şart değildir.

Diğer taraftan, akıllı sözleşmelerin yorumlanması da bir zorluk olarak mahkemelerin önündedir [16]. O kadar ki, doktrinde bazı yazarlar akıllı sözleşmelerin bir kod parçası olarak yorumlanmasının mümkün olmadığını belirtmektedir. Bilgisayarlar onlara verilen komutları yorumlamaz, doğrudan ve sadece kodlanmış olan bu komutları icra ederler. Kodların bir anlamı yoktur, etkileri vardır [17].  Bu nedenle kodun farklı anlamları olamaz: kodlanan ne ise, bilgisayar onu yerine getirir.

İngiltere’de UKJT (United Kingdom Jurisdiction Taskforce) bu konuda şöyle bir yaklaşım benimsemiştir: Bir hâkim akıllı sözleşmeyi yorumlarken, tarafların iradelerinin objektif olarak edimlerinin ne olması yönünde olduğuna bakmalıdır. Yorumun konusunu bir kod oluşturduğunda, yorum faaliyetinin bir kısmı, kodun tarafların edimlerini tanımlamak için mi yoksa bunları uygulamak için mi kullanıldığını tespit etmektir [18]. Bu çerçevede, kodlamayı bilen ve kodu anlayan makul bir kişinin (“reasonable coder”) belli bir kavrama ne anlam yüklediği araştırılmalıdır. Bu soruya verilen cevap, bu kişinin görüşüne göre kodun bilgisayara ne yapması yönünde komut verdiğine göre şekillenecektir [19].

C.      Akıllı Sözleşmeler İstenen Sonuçları Meydana Getirmezse?

Her ne kadar akıllı sözleşmeler ifa edilmeme riskini azaltabilirse de bu risk tamamen ortadan kalkmamaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, akıllı sözleşme kodunun tarafların istemediği veya beklemediği sonuçları ortaya çıkarması ihtimal dahilindedir. Bu çerçevede sözleşmeye aykırılık ve bu çerçevede ortaya çıkan hukuki çarelerin akıllı sözleşmeler bakımından da uygulanması gerekecektir. Ancak bu hukuki çarelerin uygulanmasında, akıllı sözleşmelerin sahip olduğu bazı özellikler problem teşkil edebilecektir. Mesela tarafların istemediği bir sonuç ortaya çıktığında, bu fiili durumun ortadan kaldırılması, blokzincirinin değiştirilemez yapısı gereği zor olabilecektir. Mesela, akıllı sözleşmelerin geri alınması veya ortadan kaldırılması mümkün değildir. Bu nedenle, akıllı sözleşme kodlanırken, taraflara belirli durumlarda ifanın durdurulması, ifa edilmiş olan edimlerin iadesine imkân sağlayacak iptal hakkının tanınması söz konusu olabilir. Bunun dışında, “reverse transaction” adı verilen yöntem ile, hukuken geçmişe etkili iptal sonucunu doğuran bir işlemin blokzincirinde görülebilir kılınması imkânı düşünülebilir. Bu durumda, blokzincirinde yapılmış olan bir işlemin durumu güncellenir ve daha sonra yapılan bir işlemle düzeltilmiş olur [20].

Akıllı sözleşmeleri denetleme hizmeti sunan kuruluşların da yaygınlaşması beklenmektedir.  Mesela ABD’de faaliyet gösteren bir hukuk bürosu, web sayfalarında şu ifadelere yer vermiştir: “Bir akıllı sözleşme denetiminin tamamlanması, güvenlik risklerini ortaya çıkarabilir ve optimizasyon önerileri sağlayabilir. Akıllı sözleşme kodu geliştirmenin yanı sıra, deneyimli sağlamlık geliştiricilerimiz ve denetçilerimiz finansal protokoller, NFT’ler, token’lar, pazar yerleri ve daha fazlası için denetimler gerçekleştirir. Akıllı Sözleşme Denetimi hizmetimiz, güvenlik açıklarını belirlemek, kodun amaçlandığı gibi davrandığını doğrulamak ve sorunları gidermek için öneriler sunmak için akıllı sözleşme kodunun kapsamlı bir incelemesini içerir. Bunu, mantıksal hataları ve riskleri belirlemek için akıllı sözleşme kodunuz üzerinde bir kod analizi gerçekleştirerek, kodu bilinen güvenlik saldırılarıyla karşılaştırarak ve kodun bir test dağıtımında simüle edilmiş saldırılar gerçekleştirerek yapıyoruz.” [21].

3.      Dünyada Akıllı Sözleşmelerin Regülasyonu

Akıllı sözleşmeler ve ortaya çıkardıkları hukuki sorunlar düzenleyici otorite ve kanun koyucuların da dikkatini çekmeye başlamıştır. Bu çerçevede akıllı sözleşmelerle ilgili olarak özellikle şu sorular mercek altına alınmıştır:

Mevcut hukuk kuralları, akıllı sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmek için yeterli midir? Yoksa, akıllı sözleşmelerin özelliklerini dikkate alan, onlara özgü yeni kurallar koyulmasına ihtiyaç duyulmakta mıdır?

Bu sorulara çeşitli ülkelerde nasıl yanıt verildiğine geçmeden önce şu tespitimizi paylaşmakta yarar görüyoruz: Kripto paralar ve kripto varlık hizmet platformları ilk etapta bir düzenleme yapılmasını gerekli kılmıştır. Zira bu alanlarda birçok dolandırıcılık ve güvenlik zaafiyeti problemi söz konusu olmuştur. Bunları kripto varlıklar izlemiştir [22]. Akıllı sözleşmelerle ilgili olarak ise genellikle tanımlama ötesine geçen bir düzenlemeye rastlanmamaktadır. Çalışmamızın bu kısmında akıllı sözleşmelerin regülasyonu bakımından dünyadaki gelişmelere kısaca yer verilecektir:

A.      Avrupa Birliği

Avrupa Birliği düzeyinde akıllı sözleşmeler konusunda yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Avrupa Komisyonu bünyesinde çalışmalarını sürdüren “EU Blockchain Observatory and Forum” bir rapor yayınlamış; bunu 2022 yılında güncellemiştir. Bu raporda, Birleşik Krallığın akıllı sözleşmeler konusunda daha esnek ve kapsayıcı bir tutum benimsediği belirtilmiştir.  

Dijital Finans Paketi kapsamında kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren Markets in Crypto-Assets Regulation (MiCA) başlıklı kripto varlık türleri, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının ve ihraççıların lisans ve yetkileri, yatırımcıların korunması gibi konular yer almakla birlikte, akıllı sözleşmelere ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır [23]. Avrupa Komisyonu, 2022’de Data Act başlıklı bir tüzük önerisinde bulunarak veriye adil erişim ve kullanım konusunda üye devletler arasında yeknesaklığın sağlanmasına ilişkin kurallar ortaya koymayı hedeflemektedir. Akıllı sözleşmelerin nesnelerin interneti verileri bağlamında veri paylaşımını sağlamak için etkili bir araç olabileceği düşünülmektedir. Bu çerçevede, akıllı sözleşmeler bakımından bazı şartlar öngörülmüştür. Akıllı sözleşmeler, işlevsel hatalara ve üçüncü kişilerce yapılan manipülasyonlara karşı yüksek derecede koruma sağlamalıdır. Data Act md. 30(1)’e göre akıllı sözleşmeler, sözleşmeyi sıfırlayabilen veya icra edilmesini durdurabilen dahili işlevlere sahip olmalıdır. Sonlandırılmış bir akıllı sözleşmenin geçmişte veriler üzerinde gerçekleştirilen işlemlerin kaydını tutmak için işlem verilerini, akıllı sözleşme mantığını ve kodu arşivlemek mümkün olmalıdır Akıllı bir sözleşme, hem yönetişim hem de akıllı sözleşme seviyelerinde erişim kontrol mekanizmaları aracılığıyla korunmalıdır.

Avrupa’daki hukuk gelişimi alanında araştırma başlatmak, yürütmek ve kolaylaştırmak, önerilerde bulunmak ve uygulamaya ilişkim rehberlik sağlamak için kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bağımsız bir kuruluş olan Avrupa Hukuk Enstitüsü 2018 yılında Blockchain Teknolojisi, Akıllı Sözleşmeler ve Tüketicinin Korunması konulu bir proje başlatmıştır. Proje ekibi, kanun koyuculara destek olması adına için, geleneksel sözleşme hukukundan farklılık gösteren akıllı sözleşmeler bakımından uygun düşecek ilkeler listesi hazırladı. Bu prensiplerde, akıllı sözleşmeler önceden tanımlanmış koşulların meydana gelmesi üzerine otomatik olarak çalışan ve önceden tanımlanmış eylemleri yürüten bilgisayar programı olarak tanımlanmıştır. Prensiplerde temel olarak benimsenen ilkeler şöyle sıralanabilir: Eğer akıllı sözleşmenin doğal dilde bir versiyonu varsa bu versiyon üstün tutulacaktır. Akıllı sözleşme kodunu anlaması mümkün olmaya kişilere sözleşmenin doğal dildeki versiyonunun ulaştırılması gerekmektedir. Tüketicilerin, geleneksel sözleşmeler bakımından sahip oldukları haklarla eşit bir korumaya sahip olmalarının sağlanması gerekmektedir [24].

B.      Birleşik Krallık

İngiltere’de 2018 yılında beri akıllı sözleşmelerin geliştirilmesini destekleyen bir ortam yaratılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, akıllı sözleşmelerle ilgili yeni düzenlemeler yapılmasından çok, akıllı sözleşmelerin geçerli olduğunun tespit edilmesi yolu izlenmiştir. Zira akıllı sözleşmelerle ilgili çok sayıda ve ayrıntılı düzenlemeler yapılması bu yeni teknolojilerin gelişmesini engelleyebilecektir [25]. Mesela akıllı sözleşmelere ilişkin yasal bir tanım yapıldığı takdirde, teknolojideki gelişmelerle birlikte, bu tanımın içi boş hale gelmesi mümkün olabilecektir [26]. Bu nedenle İngiliz Hukuk Komisyonu da 2018 yılından beri yürüttüğü çalışmalar sonucunda hükümete verdiği tavsiyede şu tespitlerde bulunmuştur: İngiltere ve Galler’deki mevcut yasal çerçeve, hukuk reformu gerekmeksizin akıllı yasal sözleşmelerin kullanımını açıkça kolaylaştırabilir ve destekleyebilir. Ortak hukukun esnekliği, İngiltere ve Galler yargı bölgesinde iş alanları ve yeniliklerin desteklenmesi için ideal bir platform sağlamasını sağlar. Mevcut hukuk kuralları, geleneksel sözleşmelerde olduğu gibi akıllı sözleşmelere de uygulanabilir. Bazı akıllı sözleşme türleri, yeni hukuki sorunlara ve olgusal senaryolara yol açabilse de, mevcut kurallarla çözülmeye elverişlidir.

C.      Amerika Birleşik Devletleri

ABD’de birçok eyalette akıllı sözleşmelerle ilgili kurallar oluşturulmuştur. Genellikle ortaya çıkan bu düzenlemelerin çoğu akıllı sözleşme kavramı tanımlamakta ve akıllı sözleşmelerin hukuki geçerliliğe sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun dışında, akıllı sözleşmelerde kullanılan public ve private key’lerin elektronik imza olarak değerlendirilebileceğini düzenleyen kanunlar da bulunmaktadır.  Bu tür düzenlemelerin temel avantajı, bu eyaletlerin akıllı sözleşme dostu olduğunu göstererek yatırımcılara cazip gelmesini sağlamaktır.

Sonuç

Güvenilir ve güvenli bir yapı olan akıllı sözleşmeler aynı zamanda üçüncü kişilerin aracılık etmesine duyulan ihtiyacı ortadan kaldırarak ve işlemlerin daha hızlı yapılmasını sağlayarak varlık transferinin yapıldığı işlemler bakımından önemli bir alternatif yaratmaktadır. Blokzinciri endüstrisi geliştikçe ve yaygınlaştıkça akıllı sözleşmelere ilişkin kullanıcı beklentileri ve blokzinciri ağlarının ölçeklenebilirliği gibi sorunlar da yavaş yavaş çözülmeye başlamıştır. Birçok çok uluslu şirket ticari işlemlerinde akıllı sözleşmelerden faydalanmaktadır.

DeFi ve Dapp konusundaki gelişmeler çerçevesinde de dikkatle takip edilen akıllı sözleşmeler, genellikle mevcut hukuk kuralları kapsamında değerlendirilmekte ve bu nedenle akıllı sözleşmeler ile ilgili yeni kurallar koyulması tercih edilmemektedir. Kanımızca özellikle güvenli elektronik imza ve tüketicilerin korunması konusunda akıllı sözleşmelere özgü kurallar konulması yerinde olacak ve belki de akıllı sözleşmelerin daha geniş çevreler tarafından benimsenmesine katkı sağlayacaktır.

Blokzincir hakkındaki Blog yazılarımızı okumak için bağlantıya tıklayınız.

“Blokzincir Hukuku” temalı Hukuk ve Bilişim Dergisi’nin 10. Sayı’sına bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Yazar: Doç. Dr. Pınar Çağlayan AKSOY / Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi

KAYNAKÇA

[1] Nick Szabo, Smart Contracts, https://www.fon.hum.uva.nl/rob/Courses/InformationInSpeech/CDROM/Literature/LOTwinterschool2006/szabo.best.vwh.net/smart.contracts.html (Son Erişim Tarihi: 15.03.23)

[2] Akıllı sözleşmelerin özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Pınar Çağlayan Aksoy, Akıllı Sözleşmelerin Kuruluşu ve Geçerlilik Şartları, İstanbul 2021, s. 44 vd.

[3] NFT’ler ve akıllı sözleşmeler arasındaki ilişki hk. ayrıntılı bilgi için bkz. Pınar Çağlayan Aksoy, Zehra Özkan Üner, NFTs and copyright: challenges and opportunities, Journal of Intellectual Property Law & Practice, Volume 16, Issue 10, October 2021, Pages 1115–1126.

[4] Sarah Green and Adam Sanitt, “Smart Contracts”, in P Davies and M Raczynska (eds), The Contents of Commercial Contracts: Terms Affecting Freedoms (1st ed 2020).

[5] Lawrence Lessig, Code and Other Laws of Cyberspace, New York 1999, s. 3.

[6] Rolf H. Weber, “Rose is a rose is a rose is a rose” – what about code and law? Computer Law & Security Review: The International Journal of Technology Law and Practice (2018), https://doi.org/10.1016/j.clsr.2018.05.005 (Son Erişim: 14.03.2023).

[7] Bu tür akıllı sözleşmelerde müzakere bakımından herhangi bir özellik yoktur. Sözleşmenin oluşturulmasına bir farklılıkla karşılaşılır. Kod ile uygulanacak olan operasyonel klozların parametrelendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, akıllı hukuki şablon üç unsurdan oluşur: legal prose, parametreler ve kod. Taraflar bu şablonu kullanarak kendi şartlarını belirler, parametreleri belirler ve sonunda da e-imza ile sözleşmeyi imzalarlar. İcra parametreleri legal prose’dan çıkarılır ve otomatik icrayı sağlayan akıllı sözleşme koduna geçirilir. Bkz. UK Law Commission, Smart Legal Contracts: Advice to Government, s. 27. https://s3-eu-west-2.amazonaws.com/lawcom-prod-storage-11jsxou24uy7q/uploads/2021/11/Smart-legal-contracts-accessible.pdf (Son Erişim Tarihi: 15.03.23)

[8] Asimetrik şifreleme kullanılarak bir elektronik imza niteliği taşıyan dijital imza üretilir. Akıllı sözleşme tarafları kodlanmış işlemi bu dijital imzayla imzalayabilirler.

[9] Mateja Durovic ve André Janssen, The Formation of Blockchain-based Smart Contracts in the Light of Contract Law, European Review of Private Law Volume 26, Issue 6 (2018) s. 753 – 771, s. 753 vd.; Andrea Stazi, Smart Contracts and Comparative Law Western Perspectives, Springer 2021, s. 87.

[10] Olaf Meyer, “Stopping the unstoppable – termination and unwinding of smart contracts” (2020) Journal of European Consumer and Market Law 15; Mateja Durovic ve André Janssen, “Formation of smart contracts under contract law” in L DiMatteo, M Cannarsa and C Poncibò (eds), Smart contracts, blockchain technology and digital platforms (2020) s. 71.

[11] Weber, Rolf H.: Smart Contracts: ‘Vertrags- und verfügungsrechtlicher Regelungsbedarf?’, Zeitschrift für İmmaterialgüter-, Informations- und Wettbewerbsrecht, 6/ 2018 s. 291 -301 s. 296; Cannarsa, Michel: ‘Interpretation of Contracts and Smart Contracts: Smart Interpretation or Interpretation of Smart Contracts’, European Review of Private Law, Vol. 26, Nr. 6, 2019, s. 773- 785., s. 778; Tjong Tjin Tai, Eric: ‘Force Majeure and Excuses in Smart Contracts’, European Review of Private Law, Vol. 26, Issue 6, 2019, s. 787-804, s. 791; Borgogno, s. 891; Kaulartz, Markus: ‘Blockchain und Smart Contracts’, DGRI Jahrbuch, 2017, s. 179-190 s. 189; Hanzl, Martin: Handbuch Blockchain und Smart Contracts, Wien 2020, s. 13-14.

[12] Çağlayan Aksoy, s. 263.

[13] Blaise Carron ve Valentin Botteron, ‘Le droit des obligations face aux “contrats intelligents”: Blockchain, Smart Contracts et contrats de droit suisse’, 3e Journée des droits de la consommation et de la distribution, Blockchain et Smart Contracts-Défis juridiques, ed. Par. Blaise Carron et Christoph Müller, Bale 2018, Nr. 29.

[14] Çağlayan Aksoy, s. 216 vd.

[15] Çağlayan Aksoy, s. 304 vd.

[16] Akıllı sözleşmelerin yorumlanması ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Çağlayan Aksoy, s. 285 vd.

[17] UK Law Comission, Advice to Government, s. 75.

[18] UKJT Legal Statement on Cryptoassets and Smart Contracts, s. 152. https://resources.lawtechuk.io/files/4.%20Cryptoasset%20and%20Smart%20Contract%20Statement.pdf (Son Erişim Tarihi: 15.03.23)

[19] UK Law Comission, Advice to Government, s. 84-85.

[20] Pınar Çağlayan Aksoy, ‘Akıllı Sözleşmelerin Dünü, Bugünü ve Yarını: Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme’, Vergi Dünyası, Cilt 42, S. 494, Ekim 2022, s. 34.

[21] https://www.roselawgroup.com/areas-of-practice/smart-contract-auditing/ (Son Erişim Tarihi: 15.03.23)

[22] Kripto varlıkların regülasyonuna ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Pınar Çağlayan Aksoy (2023) The applicability of property law rules for crypto assets: considerations from civil law and common law perspectives, Law, Innovation and Technology, DOI: 10.1080/17579961.2023.2184140. (Son Erişim Tarihi: 15.03.23)

[23] Proposal for a Regulation Of The European Parliament And Of The Council on Markets in Crypto-assets, and amending Directive (EU) 2019/1937

COM/2020/593 final.

[24] European Law Institute, ELI Principles on Blockchain Technology, Smart Contracts and Consumer Protection, https://www.europeanlawinstitute.eu/fileadmin/user_upload/p_eli/Publications/ELI_Principles_on_Blockchain_Technology__Smart_Contracts_and_Consumer_Protection.pdf, (Son Erişim Tarihi: 15.03.23)

[25] Sir Geoffrey Vos, “Cryptoassets as property: how can English law boost the confidence of would-be parties to smart legal contracts?” (2 May 2019) Joint Northern Chancery Bar Association and University of Liverpool Lecture, https://www.judiciary.uk/wp-content/uploads/2019/05/Sir-Geoffrey-Vos-Chancellor-of-the-HighCourt-speech-on-cryptoassets-2.pdf.

[26] UK Law Commission, Advice to Government, s. 72.