Drone Teknolojisi ve Hukuk

Yazar: Berkcan KURTULUŞ

Giriş

Günümüzde drone teknolojisi, çok çeşitli endüstrilerde kullanılan önemli bir araç haline gelmiştir. Bu teknolojinin kullanımı, hem ticari hem de bireysel düzeyde geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Ancak bu hızlı yayılım beraberinde çeşitli hukuki, güvenlik ve toplumsal sorunları da beraberinde getirmektedir.

Drone Teknolojisinin Gelişimi ve Kullanım Alanları

Drone’lar (insansız hava araçları), ilk olarak askeri amaçlar için geliştirilmiş olsa da günümüzde birçok sivil alanda da yaygın olarak kullanılmaktadır. Fotoğraf ve video çekimi, tarım, inşaat ve güvenlik gibi alanlarda drone’ların kullanımı önemli avantajlar sağlamaktadır. Özellikle yüksek çözünürlüklü kameralarla donatılan drone’lar, hızlı ve etkili veri toplama imkânı sunmaktadır.

Türk Hukuku Bağlamında Drone Kullanımı: Mevzuat ve Düzenlemeler

Türkiye’de drone kullanımıyla ilgili hukuki çerçeve, genellikle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından belirlenen yönetmeliklerle şekillenmektedir. SHGM’nin “Sivil İnsansız Hava Aracı Sistemleri Hakkında Yönetmelik” ve benzeri düzenlemeleri, drone pilotlarının eğitimi, izin ve lisanslama süreçleri, uçuş kuralları ve diğer teknik standartları belirlemektedir. Ticari amaçlarla kullanılan drone’lar için özel izin ve kayıt süreçleri bulunmaktadır.

Drone Kullanımında Özel Hayatın Gizliliği ve Veri Güvenliği

Drone’larla yapılan video ve fotoğraf çekimleri, özel hayatın gizliliği konusunda hassasiyet yaratmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçları, drone’larla ilgili olarak da uygulanabilmektedir. Bu nedenle drone pilotlarının, kişisel verilerin korunması ve gizliliğin sağlanması konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir. Ayrıca drone’larla toplanan verilerin güvenliği ve işlenmesi de önemli bir hukuki sorumluluktur. Özellikle şu konular dikkate alınmalıdır:

  1. Kişisel Alanın İhlali: Drone’ların evler, bahçeler veya diğer özel mülklerin üzerinde uçuş yapması, bireylerin kişisel alanlarının ihlal edilmesine yol açabilir. Özel mülklerin üzerinde drone ile yapılan gözetleme, kişisel yaşamın gizliliğini ciddi şekilde tehlikeye atabilir.
  2. Toplu Alanlarda Gizlilik: Drone’lar, parklar, plajlar veya diğer toplu alanlarda da kullanılabilmektedir. Bu durumda, insanların toplu olarak bulunduğu alanlarda yapılan gözetlemeler, genel gizlilik haklarını ihlal edebilir.
  3. Gözetleme ve İzleme: Özellikle ticari veya devlet güvenliği amaçlarıyla kullanılan drone’lar, bireylerin hareketlerini izleyebilir ve gözetleyebilir. Bu durum, kişisel özgürlükler ve mahremiyet hakları açısından önemli endişelere neden olabilir.

Türk Ceza Kanunu’nda Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçları

Türk Ceza Kanunu, özel hayatın gizliliğini koruma altına alan hükümlere sahiptir. Drone’larla ilgili olarak özel hayatın gizliliğini ihlal eden durumlar, cezai yaptırımlarla karşılanabilir. Örneğin, özel mülklerin üzerinde izinsiz gözetleme veya fotoğraf çekme gibi eylemler, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlar kapsamında değerlendirilecektir.

Veri Güvenliği ve Drone Kullanımı

Drone’lar genellikle hassas veri toplama ve iletimi yapabilen cihazlar olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda şu güvenlik riskleri göz önünde bulundurulmalıdır:

  1. Veri Toplama ve İşleme: Drone’larla toplanan fotoğraf ve video verileri, kişisel verileri içerebilir. Özellikle ticari veya devlet amaçları için kullanılan drone’lar, büyük veri miktarlarını toplayarak analiz edebilir. Bu verilerin güvenliği ve gizliliği, önemli bir hukuki sorumluluktur.
  2. Veri İletimi Güvenliği: Drone’larla toplanan verilerin kablosuz iletimi, güvenlik açıkları ve veri sızıntılarına neden olabilir. Veri iletim kanallarının şifrelenmesi ve güvenliği sağlanmadığı takdirde, bu verilerin yetkisiz kişilerin eline geçme riski bulunmaktadır.

Drone’ların Güvenlik ve Çevresel Etkileri

Drone’ların hava trafiği güvenliği ve genel kamu güvenliği açısından potansiyel riskleri bulunmaktadır. Özellikle hava sahası ihlalleri ve olağandışı durumlar, ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle Türk hukuku, drone uçuşlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda sıkı kurallar getirmiştir. Ayrıca drone’ların çevresel etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır; özellikle doğal yaşam alanlarına ve hassas bölgelere verilebilecek zararlar minimize edilmelidir.

Güvenlik Açısından Potansiyel Riskler

Drone’ların güvenlik açısından en önemli potansiyel riskleri şunlardır:

  1. Hava Trafiği Güvenliği: Drone’ların hava sahasına girmesiyle birlikte, diğer hava araçlarıyla çarpışma riski ortaya çıkmaktadır. Özellikle havalimanları ve yoğun hava trafiği olan bölgelerde drone’ların kontrolsüz uçuşları ciddi kazalara yol açabilir.
  2. Gizlilik ve Veri Güvenliği: Drone’lar genellikle yüksek çözünürlüklü kameralarla donatılmıştır ve kişisel yaşam alanlarına girerek özel verilerin toplanmasına olanak tanır. Bu durum, özel hayatın gizliliğini ihlal edebilir ve kişisel verilerin kötüye kullanımına neden olabilir.
  3. Terör ve Suç Potansiyeli: Drone’lar, terör saldırılarında veya suç faaliyetlerinde kullanılabilir. Örneğin, hassas bölgelere bomba taşıma veya casusluk amacıyla kullanılabilirler.
  4. Otonom Sistemlerin Güvenliği: Yapay zekâ ve otonom uçuş sistemleriyle donatılan drone’lar, insan müdahalesi olmadan karar verebilir. Bu durum, kontrolsüz uçuşlar ve istenmeyen olaylara yol açabilir.

Çevresel Etkiler

Drone’ların çevresel etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır:

  1. Doğal Yaşam Alanlarına Zarar: Hassas doğal yaşam alanlarında drone uçuşları, yerel flora ve fauna üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Özellikle yaban hayatını rahatsız edebilir ve göç yollarını etkileyebilirler.
  2. Çevre Kirliliği: Drone’lar, özellikle uzun süreli kullanımlarda bataryalarından kaynaklı çevre kirliliğine yol açabilirler. Batarya atıkları ve kullanılan malzemelerin geri dönüşümü, çevre yönetimi açısından önemli bir sorundur.
  3. Hava Kalitesi ve Gürültü Kirliliği: Drone’ların uçuşları sırasında çıkardıkları ses ve yaydıkları hava kirliliği, çevredeki insanlar ve diğer canlılar üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Özellikle yoğun kullanıldıkları bölgelerde gürültü kirliliği artabilir.
  4. Tarım ve İklim Değişikliği: Tarımsal drone’lar, tarım ilaçları veya sulama gibi maddelerin uygulanmasında kullanılmaktadır. Ancak bu uygulamaların bilinçsiz kullanımı, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesine ve iklim değişikliği etkilerinin artmasına neden olabilir.

Gelecekte Drone Teknolojisi ve Hukuki Düzenlemeler

Drone teknolojisinin hızla gelişmesi ve yaygınlaşması, hukuki düzenlemelerin sürekli olarak güncellenmesini gerektirmektedir. Yapay zekâ ve otonom uçuş sistemlerinin entegrasyonu gibi yeni teknolojik gelişmeler, mevcut hukuki çerçevenin daha da karmaşık hale gelmesine neden olabilir. Türk hukuku, bu teknolojiye ayak uyduracak ve toplumun çıkarlarını koruyacak şekilde esnek ve yenilikçi düzenlemeler yapmak durumundadır.

Drone teknolojisinin gelecekteki gelişmeleri şu ana başlıklar altında incelenebilir:

  1. Yapay Zeka Entegrasyonu: Drone’lar, yapay zeka ve derin öğrenme algoritmalarıyla donatılarak otonom uçuş kabiliyetleri kazanabilirler. Bu sayede drone’lar, insan müdahalesi olmadan karmaşık görevleri yerine getirebilir ve daha verimli çalışabilir hale gelebilirler.
  2. Hassas Sensörler ve Veri Toplama: Gelecekteki drone’lar, daha hassas sensörlerle donatılarak çevresel veri toplama kapasitelerini artırabilirler. Tarım, ormancılık, çevre izleme ve afet yönetimi gibi alanlarda drone’lar, gerçek zamanlı veri analizi ve karar destek sistemleriyle entegre çalışabilirler.
  3. Uçuş Performansı ve Güvenlik Gelişmeleri: Drone’ların uçuş performansı, pil ömrü ve güvenliği önemli ölçüde iyileştirilebilir. Yeni malzemelerin kullanımı, aerodinamik tasarımlar ve otonom uçuş sistemlerinin gelişimi, drone’ların daha güvenilir ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir.

Hukuki Düzenlemelerin Geleceği

Drone teknolojisinin gelişimiyle birlikte hukuki düzenlemelerin de evrilmesi gerekmektedir. Gelecekte drone’ların kullanımıyla ilgili aşağıdaki konular hukuki düzenlemeler açısından önem kazanabilir:

  1. Otonom Uçuş Sistemleri ve Sorumluluklar: Yapay zeka destekli drone’lar, otonom kararlar alabilirler. Bu durumda, drone’ların yapabileceği hatalar veya kazalar durumunda sorumluluk kimin olacağı konusu önem arz etmektedir. Hukuki düzenlemeler, otonom sistemlerin kullanımını ve bu sistemlerle ilgili sorumlulukları netleştirmek zorundadır.
  2. Veri Toplama ve İşleme: Gelecekteki drone’lar, büyük miktarda veri toplama ve işleme kapasitesine sahip olacaklardır. Kişisel verilerin korunması, veri güvenliği standartları ve veri paylaşımı konuları, hukuki düzenlemelerle sıkı bir şekilde kontrol altında tutulmalıdır.
  3. Uçuş Güvenliği ve Hava Trafiği Yönetimi: Drone’ların hava trafiği içinde entegrasyonu, havacılık düzenlemelerinin yeniden gözden geçirilmesini gerektirebilir. Düşük irtifa hava sahası yönetimi, drone uçuş bölgeleri ve pilot lisanslama süreçleri gibi konular, gelecekteki hukuki düzenlemelerin odak noktaları olabilir.
  4. Uluslararası Standartlar ve İşbirliği: Drone teknolojisinin sınırları aşan doğası, uluslararası hukuki düzenlemelerin ve standartların önemini artırmaktadır. Uluslararası düzeyde drone kullanımını düzenleyen anlaşmalar ve protokoller, farklı ülkeler arasında uyumlu bir regülasyon sağlamak için önemlidir.

Sonuç

Drone teknolojisi, Türkiye’de ve dünya genelinde birçok farklı sektörde kullanılan önemli bir araç olmuştur. Ancak bu teknolojinin hukuki, güvenlik ve toplumsal sorunları da beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Türk hukuku, drone kullanımının etkin bir şekilde düzenlenmesi ve denetlenmesi için gerekli adımları atmaktadır. Gelecekte, bu alandaki hukuki çerçeve ve teknolojik gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekmektedir.

Yapay Zeka Hukuku alanındaki tüm yazılarımızı bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Berkcan Kurtuluş’un “Fikri Haklara Saldırı” isimli 9. Sayı’mızda çıkan yazısını okumak için bağlantıya tıklayınız.

Yazar: Berkcan KURTULUŞ