Elektronik Ortamdaki İhtilaflara İlişkin Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizi Üzerine Bir Derleme

İçindekiler:

  1. Giriş: Milletlerarası Tahkimin Elektronik Ortamda Gerçekleşen Uyuşmazlıklardaki Yeri

2) Ülkemiz Bakımından Milletlerarası Tahkimin İhtiyacı ve Önemi

3) Hakem Kararlarının Nasıl Teşkil Edileceği

4) Elektronik Tahkim Uygulamaları

5) Elektronik Uyuşmazlıklarda Hukuk Güvenliği ve Dijital İmza

6) Elektronik Ortamdaki İhtilaflara İlişkin Yabancı Hakem Kararlarının Türkiye’de Tenfizi

7) Tenfiz Kararının Hukuki Sonuçları :

1. Giriş: Milletlerarası Tahkimin Elektronik Ortamda Gerçekleşen Uyuşmazlıklardaki Yeri:

a) Elektronik ortamdaki uyuşmazlıklar, özellikle milletlerarası ticarette en çok karşımıza çıkan uyuşmazlıklardır.

*Marka patent hukukunda,

*Coğrafi işaret – isim hakkının korunmasına ilişkin akıllı sözleşme yapılmasında,

*Uluslararası ticari sözleşmelere tahkim kaydı konulmasında,

*Token vasıtasıyla dijital imza içeren sözleşmelerde milletlerarası tahkimin aşağıda belirtilen nedenlerle, ne kadar hızlı, ekonomik ve etkin anlamda çözümleyici olabileceği açıkça anlaşılacaktır.

b) Milletlerarası tahkim, bir milletlerarası uyuşmazlık çözüm şekli olarak, medeni usul hukuku, milletlerarası usul ve maddi hukuk unsurlarını birleştirdiği için taraflara, ihtilaflarının çözüleceği tahkim aşamalarını hazırlama konusunda önemli bir avantaj sunmaktadır.

Milletlerarası tahkim, kabul görülen herhangi bir uyuşmazlığı çözümlemek için değerlendirilebilir. “tahkim edilebilirlik” kapsamı da ülke hukukuna göre değişen bir kavramdır, ticari uyuşmazlıkların çoğunu içerir.

Ortaklıklar, sıkça diğer tacirlerle olan ticari kontratlarında milletlerarası tahkim kayıtlarını dahil eder, böylece anlaşmayla ilgili bir uyuşmazlık ortaya çıkar ise geleneksel davaları takip etmek yerine tahkim yapmak durumundadırlar.

Tahkimde ayrıyeten, her iki taraf da “müraaat sözleşmesi” olarak belirtilen bir uyuşmazlığı çözmek adına da kullanabilir. Bu sözleşme de sadece bir uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra imzalanan bir tahkim sözleşmesidir.

Klasik tahkim sözleşmeleri çok kısa hali ile şöyle yapılabilir:

“İşbu anlaşmadan doğan veya bu anlaşmaya ilişkin olarak meydana gelen bütün uyuşmazlıkları, nihayetinde Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Kurallarına göre atanan bir veya daha fazla hakem çözecektir..” (https://www.international-arbitration-attorney.com/tr/what-is-international-arbitration/)

2. Ülkemiz Bakımından Milletlerarası Tahkimin İhtiyacı Ve Önemi

Ülkemizde tahkim hukuku, kanunumuzda yer almasına rağmen Trafik Sigorta Tahkimi ile yeni yeni yaygınlaşmaya başlamıştır.

Milletlerarası tahkim uygulaması ise ülke genelinde durum bambaşkadır.

Türk Mahkemelerinde bir taraftan yabancı dil bilgisinin olmayışı, diğer taraftan yabancı kanun hükümlerinin rahatça belirlenememesi ve sonunda resmî mercilerin ihtiyaç duyduğu masraf ve merasim, Türk mahkemelerine başvurudan elde edilen yararı epey düşürmektedir.

Türk mahkemelerinin yurttaşlarını yabancılara göre daha çok koruyabilecekleri şekilde bir inanış da var olmuştur. Bu inanış, ileride meydana gelebilecek ihtilaflarda zarar görecekleri kaygısıyla ticaret yapanları milletlerarası arenada birbirleriyle ticari ilişkiye başlamaktan geri tutmakta ve böylece milletlerarası ticaret aksamaktadır.

Böylelikle hakemler, gerek Türk Mahkemelerinde ve gerekse milletlerarası arenada, şekilcilikten uzak, davalara göre çok daha ucuzca ve her şeyden öte çok hızlı bir ihtilaf çözüm uygulaması olarak ortaya çıkmış ve bilhassa milletlerarası arenadaki tacirlerin acil ihtiyaçlarını görebilmiştir.

Milletlerarası ticarette, bir ihtilaf çözüm yöntemi olarak hakemlerin seçilmesi yeterli olmayıp, hakem heyetlerince verilen kararların milletlerarası arenada ilgili devletlerce kabul edilip tanınması ve icra edilmesi zorunludur.

Milletlerarası hakemlerin görevi konusunda iki anlaşma yürürlükte bulunmaktadır. 10 Haziran 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizine İlişkin New York Anlaşması, milletlerarası hakem görevinin sadece bir yönü, yani bir devlette verilmiş hakem hükümlerinin diğer bir devlette tanınarak icra edilmesi düzenlenmektedir.(tbmm18060114ss0500)

3. Hakem Kararlarının Nasıl Oluşturulacağı-Teşkil Edileceği:

Hakem hükümlerinin tanınması ve tenfiz edilmesi yanında bir diğer önemli konu da hakem heyetinin nasıl oluşacağı konusudur. İşte bu açıdan 21 Nisan 1961 tarihli Cenevre Anlaşması, New York Anlaşması tamamlamış ve hakem heyetinin oluşumu ve takip edeceği usulünü düzenlemiştir. Her iki anlaşma birbirini tamamlamaktadır.

Bu anlaşmalardan New York Anlaşması Türkiye tarafından hiç imzalanmamış, Cenevre Anlaşması ise aynı tarihte akdedilmek ile birlikte, daha sonra onaylanmamıştır.

2675 Sayılı Kanun ile eski hukuk usul kanununda anılan maddeleri yürürlükten kaldırıldığı gibi, yabancı hakem hükümlerinin tenfızine ilişkin, yabancı mahkeme hükümlerinin tenfiz koşullarından tamamen benzersiz şekilde ve 1958 tarihli New York Anlaşması hükümlerine benzer hükümler de atfa konu olmuştur. Böylelikle, Türk iç hukuku, anlaşma ile uyumlu hale getirilmiştir.

4. Elektronik Tahkim Uygulamaları

a)  Milletlerarası ticari uyuşmazlık içeriğinin anlaşılmaz hale gelmesi ve birden fazla tarafın olması gibi nedenler maalesef ki tahkim muhakemesini de uzatmaktadır. Teknolojik yenilikler de tahkimde, elektronik tahkim terimini meydana çıkarmış; ticari anlaşmazlıkların çözümü için klasik tahkim ile elektronik tahkim de uygulanmaya girişilmiştir.

(Konuralp C.S., Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları: Tahkim, s. 128)

b) Milletlerarası tahkimde duruşma yapılmadan hüküm verilebilen yargılamalarda hakemler fiziken bir arada bulunmadan karar verebilmektedirler. Hatta haberleşme şartlarının geliştiği şimdilerde hakemler tele-konferans veya elektronik posta yoluyla müzakerelerde bulunabilmekte ve karar verebilmektedir. Bu teknolojik yenilikler ‘Elektronik Tahkim’ kavramının doğmasına sebep olmuştur. [AKINCI Ziya, Milletlerarası Tahkim]

c) Ayrıyeten, elektronik tahkim, normal tahkimin bütün niteliklerini haiz olduğundan elektronik tahkim hükümleri de bu hükümler gibi bağlayıcıdır ve tenfizi talep edilebilir.

Elektronik tahkim, daha ziyade telekomünikasyon, marka ve alan ismi gibi teknoloji alt yapılı ihtilaflarda kullanılsa da uygulanması yalnızca bu konularda sınırlı değildir. Tüketiciler arasındaki ihtilaflarda, tacir ile tüketici arasındaki ihtilaflarda ve tacirler arasındaki ihtilaflarda da elektronik tahkim uygulanabilemektedir.

5. Elektronik Uyuşmazlıklarda Hukuk Güvenliği ve Dijital İmza

  1. Kontratın yazılı olarak yapılması için taraflara ait imzaların bulunması şarttır. Bu kapsamda Türk Borçlar Kanununun 15. Maddesi; “İmza, borç altına girenin el yazısıyla atılmalıdır.” İfadesini içermektedir.

Öte yandan teknolojik gelişmelerin artması ve internet kullananların çoğalması ile birlikte “sözleşmelerin elektronik ortamlarda akdedilmesi hususunda” da bir takım düzenlemeler konulmuştur.

Bu konuda aynı maddede; ‘‘Güvenli elektronik imza da, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.’’ Cümlesi eklenmiştir. Bu nedenle güvenli elektronik imza koşulunun yerine gelmesi halinde bu şekilde atılan elektronik imzanın, fiziken atılan imzadan farksızdır. Bu noktada Kanunda yazılı geçerlilik koşulu getirilen bir sözleşme, elektronik imza ile elektronik ortamda da düzenlenebilir ve imzalanabilir.

  • Elektronik Sözleşmelerin Uluslararası Nitelik Taşıması Halinde Hangi Hukukun Uygulanacağı ve Lex Electronica

Elektronik sözleşmenin milletlerarası nitelik taşıması halinde, bu sözleşmelere uygulanacak hukukun belirlenmesi konusunda özel olarak düzenlenmiş kanunlar ihtilafı kuralı mevcut değildir. Bu nedenle mevcut kanunlar ihtilafı düzenlemelerinin uygulanacak hukukun tayin edilmesi için kullandığı şartlar, elektronik sözleşmeler yönünden de uygulanacaktır.

MÖHUK’nın 24. Maddesi 5.fıkrasna göre ifa yeri şartının kaldırılarak, karakteristik edim borçlusunun mutad meskeninin olduğu yerin esas alınması, diğer sözleşmelerde olduğu gibi elektronik sözleşmelerde de uygulanacak hukukun belirlenmesinde meydana gelebilecek belirsizlikleri ortadan kaldıracaktır. Milletlerarası nitelikli elektronik sözleşmelere, lex electronica olarak isimlendirilen ve bu sözleşmelere ilişkin kuralların uygulanması düzenlenmektedir. Ancak lex electronica, belirli bir konuda faaliyet yürüten kişilerin karşılaştıkları bazı sorunlara çözüm üretmek üzere öngördükleri kurallar olduğundan, bunların elektronik sözleşmelerden kaynaklanan bütün hukuki ihtilaflara uygulanacak düzenlemeleri kapsaması mümkün değildir. Bu nedenle milletlerarası nitelikli elektronik sözleşmelere lex electronicanın yanı sıra, kanunlar ihtilafı da uygulanmalıdır.  (https://bthukuku.org/2021/02/12/elektronik-sozlesme/)

6. Elektronik Ortamdaki İhtilaflara İlişkin Yabancı Hakem Kararlarının Türkiye’de Tenfizi

Bütün bu milletler arası tahkim ve elektronik sözleşme hukukuna değinildikten sonra yabancı hakem kararlarının tenfizi konusuna geçmemiz artık daha faydalı olacak ve daha kolay anlaşılacaktır.

Yabancı bir hakem hükmünün Türkiye’de değerlendirmesi ve tenfizi, muhakemenin yapılışına göre değişiklik göstermektedir. New York Anlaşması (NYS) kapsamının dışında kalan yabancı devlet hakem hükümleri, Türkiye’de MÖHUK düzenlemesi gereğince tenfiz edilecektir.

NYS ile benzer çerçevede, MÖHUK’ da yabancı hakem hükümlerinin tenfizine engel teşkil eden nedenler 60-62.maddeler arasında sayılmıştır. İki norm açısından karşılaştırmalı bir inceleme sağlandığında benzer özellikler olduğu anlaşılıyor. Farklılıklar; kanıt yükü, lafızdan kaynaklı tenfiz engellerinin sınırlayıcı olmaları halinde aşırılık esası ve hakem kararının kesin hükümlerinde meydana gelen durumlardır

7. Tenfiz Kararının Hukuki Sonuçları

Hakem yabancı hükmünün, Türkiye’de icra edilebilmesi için açılan tenfiz davası kabul veya reddedilebilir.

İstemin kabulü halinde, söz konusu hakem hükmünün tenfizine karar verilerek Türk mahkemelerinden alınan ilam mahiyetinde icra olunabilecektir. Bunun yanı sıra; belirtilen somut durumlar halinde hakem hükmünün tenfizine de karar verilebilir. İkinci şekilde karar verilmesinde, Türkiye’de icra edilebilir kısım, tenfiz kararı verilen kısım olacaktır. (https://www.mondaq.com/turkey/arbitration-dispute-resolution/1029964/yabanc305-hakem-kararlar305n305n-trkiye39de-tan305nmas305-ve-tenfizi

Öte yandan talep reddedilir ise ilgili yabancı hakem hükmü Türkiye’de icra edilemeyecektir. Şayet ret kararı, tenfiz koşullarının taşınmamasından dolayı verilmişse bu durum, hakem hükmünün Türkiye’de uygulanmasına engeldir. Diğer bir deyişle, yabancı hakem hükmünün tenfiz engelleri, hükmün Türkiye’de icra edilmesine izin verilmemesidir. Ayrıca Türk mahkemelerinde kesin hüküm ve kesin delil niteliğine sahip inceleme önünde de bir engeldir.

Nihayetinde tenfiz istemi ister reddolsun ister kabul edilsin; bu mahkeme kararlarına karşı kanun yoluna başvurulabilir. Tenfiz hükümlerine karşı kanun yoluna başvurulması durumunda ise doğal olarak söz konusu hükmün icra edilebilirliği duracaktır. Yine, medeni usul hukuku ile aynı doğrultuda, kanun yoluna başvurmak için hükmün kesinleşmesi beklenilmelidir. 25.03.2023

Hukuk ve Bilişim Dergisi Tahkim Özel Sayı’sını okumak için bağlantıya tıklayınız.

Tahkim ve Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları alanındaki tüm Blog yazılarımıza bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Yazar: Av. Oğuzhan Seymen

(Bursa Barosu Bilişim Komisyonu Bülteni – opsiyonel olarak Hukuk ve Bilişim Dergisi)

Kaynakça:

(1)https://www.international-arbitration-attorney.com/tr/what-is-international-arbitration/

(2)  26.10.1989 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Adalet ve Dışişleri Komisyonları Raporları: tbmm18060114ss0500

(3) Konuralp C.S., Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları: Tahkim, s. 128

(4)Akıncı Ziya, Milletlerarası Tahkim

(5)https://bthukuku.org/2021/02/12/elektronik-sozlesme/

(6)https://www.mondaq.com/turkey/arbitration-dispute-resolution/1029964/yabanc305-hakem-kararlar305n305n-trkiye39de-tan305nmas305-ve-tenfizi