Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizi

Yazar: Av. Burcu HEPGÜVEN

Giriş

Yabancı bir hakem kararının Türkiye’de kesin hüküm ve icra edilebilirlik kazanmasının yolu tanıma ve tenfiz edilmesinden geçmektedir. Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinin hukuki dayanağı ise 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) ve 157 devletin taraf olduğu 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesi (“New York Sözleşmesi”)’dir. Anayasamızın  90.maddesi ile 5718 sayılı Kanunun 1. maddesi göz önüne alınarak, usulüne uygun yürürlüğe girmiş milletlerarası sözleşme hükümlerinin öncelikli olarak uygulanacak olması sebebiyle, New York Sözleşmesine taraf olan yabancı devletlerin ülkelerinde verilen tahkim kararları söz konusu ise New York Sözleşmesi hükümleri; New York Sözleşmesi tarafı olmayan yabancı devletlerin ülkelerinde verilen tahkim kararları söz konusu ise MÖHUK uygulama alanı bulacaktır. 1958 tarihli New York Sözleşmesi günümüzde birçok ülke tarafından imzalandığından, uygulamada yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde daha çok işbu sözleşme hükümleri uygulanma alanı bulmaktadır.

Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizi Şartları

Tanıma ve tenfiz prosedürünün işletilebilmesi için öncelikli koşul, söz konusu kararın, tenfiz devleti hukukuna göre “yabancı hakem kararı” niteliğinde olmasıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 7.11.1951 tarihli ve 126/109 sayılı kararında; bir hakem kararı yabancı bir hakem otoritesi altında verilmiş ise, o kararın yabancı hakem kararı sayılabileceğini kabul etmiştir. Diğer yandan; yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi başkaca birtakım şartlara da bağlanmıştır.

New York Sözleşmesi ile Belirlenen Şartlar

3731 sayılı Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun uyarınca; Türkiye, New York Sözleşmesine sadece “karşılıklılık esası”na göre sözleşmeye taraf olan bir devlet ülkesinde verilmiş olan hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkında ve ayrıca sözleşmeyi yalnız akdi veya akit dışı “hukuki ilişki”den kaynaklanan ve kendi iç hukukuna göre “ticari mahiyette” sayılan uyuşmazlıklar hakkında uygulayacağı hususunda çekince koymuştur.

Yine; sözleşmeye göre, taraf devletlerden her biri yabancı hakem kararını geçerli kabul edecek ve tenfiz devleti usul kurallarına uygun olarak bu hakem kararının icrasına karar verecektir. Bu noktada taraf devletler uygulanabilecek hakem kararlarının tanınması ve tenfizi için kendi ülkelerinde verilen hakem kararlarına kıyasen daha ağır şartlar belirlemeyecek ve daha yüksek adli harç almayacaktır. Ayrıca; New York Sözleşmesine kıyasen taraf devletin yerel hukukunda veya ikili anlaşmalarda lehe hükümler getirmesi durumunda kolaylaştırıcı olan bu lehe hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir.

MÖHUK ile Belirlenen Şartlar

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 60. Maddesine göre kesinleşmiş ve icra edilebilirlik kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebilir. Buna göre; tarafların seçtikleri tahkim kurallarına göre henüz kesinleşmemiş bulunan yabancı hakem kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizi mümkün olmamaktadır.

Yine; taraflar arasında yazılı tahkim sözleşmesi yapılmamışsa veya esas sözleşmeye tahkim şartı konulmamış ise tenfiz talebini inceleyen mahkeme tenfiz talebini reddedecektir (MÖHUK md. 62). Nitekim Türk hukukunda tahkim sözleşmesinin yazılı olarak yapılması geçerlilik şartı olarak kabul edilmiştir (HMK md. 412/2). Tahkim sözleşmesinin yazılı olması şartının gerçekleşip gerçekleşmediği tarafların seçtikleri hukuka veya böyle bir anlaşma yoksa hakem kararının verildiği yer kanunlarına göre belirlenecektir (1958 tarihli New York Sözleşmesi md. V/1-a).

Ret Sebeplerinin Bulunmaması

Her iki hukuki düzenleme de, yabancı hakem kararlarının tenfizinde hakem kararının esasını inceleme yasağını (revision au fond) benimsemiştir. İlgili kural doğrultusunda tenfiz mahkemesi, yabancı hakem kararlarının tenfizinde hakem kararlarının esasına ilişkin inceleme yapamaz, yalnızca hakem kararlarının sözleşmede yazan veya MÖHUK’ta belirtilen aşağıdaki şartları taşıyıp taşımadığını değerlendirir. Tenfiz mahkemesi bu şartlardan ilk üçünü re’sen dikkate alırken, diğer şartların ispat yükü hakkında tenfiz istenen tarafa aittir.

Buna göre; mahkeme aşağıdaki ret sebeplerinin bulunması durumunda yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi istemini reddedecektir;

  1. Tahkim sözleşmesi yapılmaması veya esas sözleşmeye tahkim şartı konulmaması,
  2. Hakem kararının genel ahlâka veya kamu düzenine aykırı olması,
  3. Hakem kararına konu olan uyuşmazlığın Türk kanunlarına göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması,
  4. Taraflardan birinin hakemler önünde usulüne göre temsil edilmemiş ve yapılan işlemleri sonradan açıkça kabul etmemesi,
  5. Hakkında hakem kararının tenfizi istenen tarafın, hakem seçiminden usulen haberdar edilmemiş yahut iddia ve savunma imkânından yoksun bırakılması,
  6. Tahkim sözleşmesi veya şartının taraflarca tâbi kılındığı kanuna, bu konuda bir anlaşma yoksa hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna göre hükümsüz olması,
  7. Hakemlerin seçiminin veya hakemlerin uyguladıkları usulün, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna aykırı olması,
  8. Hakem kararının, hakem sözleşmesinde veya şartında yer almayan bir hususa ilişkin olması veya sözleşme veya şartın sınırlarını aşıyor olması,
  9. Hakem kararının tâbi olduğu veya verildiği ülke hukuku hükümlerine veya tâbi olduğu usule göre kesinleşmemiş yahut icra kabiliyeti veya bağlayıcılık kazanmamış veya verildiği yerin yetkili mercii tarafından iptal edilmiş olması.

Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizinde Usul

Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, tenfiz devleti hukuku uygulanır. Yabancı hakem kararlarının tenfizi, tarafların yazılı olarak kararlaştırdıkları yer asliye mahkemesinden dilekçeyle istenir (MÖHUK md.60/2). 5235 sayılı Kanunda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun, asliye ticaret mahkemelerinin toplu mahkeme olarak görev yapacağı uyuşmazlıkları sayarken yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine yönelik davaları da belirtmiştir. Bu düzenlemeye göre yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine yönelik davalarda tenfiz istenen para ile ölçülebilen miktara bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri görevlidir ve bu mahkemeler anılan uyuşmazlıklarda yargılamayı heyet halinde yapacak ve kararını verecektir. 5235 sayılı Kanununda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde uyuşmazlığın ticari iş veya dava niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu kabul edilmelidir [1].

Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde yetkili mahkeme, tarafların yazılı olarak kararlaştırdıkları yerdeki mahkemedir. Taraflar arasında böyle bir anlaşma yoksa davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, yerleşim yeri yoksa sakini olduğu yer mahkemesi, sakini olduğu yer de yoksa davalının icraya konu teşkil edebilecek mallarının bulunduğu yer mahkemesidir (MÖHUK m. 60/2). Davalının Türkiye’de icraya konu edilebilecek malları da yoksa bu durumda Türk mahkemeleri yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde yetkisiz sayılacaktır. Yetki hususu kesin olmadığı müddetçe mahkemece re’sen değerlendirilmeyecek, davalı tarafından ilk itirazlar ile birlikte ileri sürülmesi gerekecektir.

Tanıma ve tenfiz davaları basit yargılama usulüne tabidir ve tanıma ve tenfiz isteyen tarafın sunması gereken birtakım belgeler mevcuttur. Şöyle ki; tanıma ve tenfiz için başvuran tarafın ayrı bir tahkim sözleşmesi varsa bunun veya mevcut bir sözleşmede tahkim şartı varsa o sözleşmenin aslını veya onaylı örneğini mahkemeye sunması gerekmektedir. Tahkim sözleşmesinin yanında hakem kararının usulen kesinleştiğini ve icra edilebilirlik kazandığını gösteren şerhle birlikte sunulması gerekmektedir. Kararın kesinleşip kesinleşmediği tarafların seçtikleri tahkim kurallarına göre belirlenecektir. Ayrıca; tahkim sözleşmesinin ve kararının yabancı bir dilde olması durumunda, bunların noter onaylı tercümelerinin de sunulması şartı bulunmaktadır.

Mahkemece hakem kararının kısmen veya tamamen tenfizine veya istemin reddine karar verilebilir. Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine karar verilmesi durumunda, karar artık Türkiye’de icra edilebilir hale gelir. Verilen tanınma ve tenfiz kararlarına karşı da yerel mahkemelerce verilmiş kararlar gibi üst mahkeme kanun yolu açıktır. Kanun yoluna başvurulması durumunda kararın icrası duracak ve icra edilebilirliği için kesinleşmesi beklenecektir.

Sonuç

Yabancı hakem kararlarının verildiği ülkeden başka bir ülkede etki doğurması isteniyorsa, bu kararın o ülkede tanınması ve tenfizi gereklidir. Yabancı hakem kararlarının ülkemizde tanıma ve tenfizi için 1958 tarihli New York Sözleşmesi ve 5718 sayılı MÖHUK’ta büyük ölçüde paralel düzenlemeler yer almakla birlikte bazı hallerde farklı düzenlemelere de yer verilmiştir. İşbu sebeple; tanıma ve tenfiz yoluna başvururken öncelikle tanıma ve tenfiz hukuki kurumlarından hangisinin gerekli ve yeterli olduğu değerlendirilmeli; akabinde başvurulan hukuki kurumun tüm mevzuat şartları yerine getirilmelidir.

Arş. Gör. Ahmet TOKAT’ın “Tahkim’de Delillerin Toplanmasında Mahkeme’nin Yardımı” isimli yazısını bağlantıdan okuyabilirsiniz.

Hukuk ve Bilişim Dergisi Tahkim Özel Sayısı‘na ulaşmak için bağlantıya tıklayınız.

Yazar: Av. Burcu HEPGÜVEN

Kaynakça

[1] Deynekli, Adnan, “Yabancı Hakem Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizinde Karşılaşılan Sorunlar”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 16 Temmuz (Temmuz 2014): 105-122, s.111.