Siber Zorbalık ve Türleri

Giriş

Günümüzde telefon, bilgisayar veya internet gibi bilgi ve iletişim araçları artık hepimizin hayatında büyük yer tutmaktadır. Sosyal medya faktörünün de devreye girmesiyle bireyler arası iletişim kitlesel boyuta ulaşmıştır. Gelişen teknolojiyle birlikte artık dakikalar içinde haberleşebiliyor, hayatımızdan birçok anı sosyal medyada tanıdığımız veya çoğunlukla tanımadığımız kişilerle paylaşabiliyor ve yine bu sayede çok sayıda arkadaş edinebiliyoruz. İletişim teknolojilerinin günden güne artan bu hızlı gelişmeleriyle bize sağladığı imkanların hayatımızdaki yeri oldukça büyük olup beraberinde getirdiği olumsuzluklar da yadsınamaz bir gerçek haline gelmiştir. Bu olumsuzluklardan birisi ve en önemlisi de “siber zorbalık” olarak adlandırılan, bilişel ortamlarda ruh durumumuza yönelik yapılan saldırgan davranışlardır.

1.Siber zorbalık nedir?

İlk defa 2000 yılında, bilişsel ortamda veya iletişim araçlarıyla kişi veya kişileri tehdit etmek, aşağılamak, intikam almak amacıyla yapılan saldırıları tanımlamak üzere ABD’ de kullanılan “Cyber Bullying” kelimesi dilimize “Siber Zorbalık” olarak tercüme edilmiştir. Öncelikle zorbalık kelimesi TDK’ya göre; “Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan (kimse), müstebit, mütegallibe, despot, diktatör” anlamına gelmektedir.”Bully” kelimesi ise, bilerek ve isteyerek kendisinden küçük veya güçsüz birisini korkutmak anlamına gelmektedir. Bizim dilimizde zorbalık kavramı daha çok hükmetme yetkisi bulunan kişilerin yaptığı eylemi tanımlarken “bully” kelimesi ise güç dengesizliğini tanımlar. Bahsedilen iki kavramın anlamları arasındaki büyük farklılık terminolojik tartışmaya açık bir konu olup, doktrin ve toplumda genel olarak siber zorbalık kavramı kabul görmüştür.

Siber zorbalık, bir ya da birden fazla kişinin bilgi ve iletişim araçlarını kullanmak suretiyle belirli bir zaman içerisinde ve tekrar ederek kişi ya da kişilere yönelik olarak kasıtlı bir şekilde gerçekleştirilen psikolojik, sosyal, sözel veya görsel olarak yapılan saldırgan davranışlardır. Bu saldırgan davranışlar; aşağılamak, utandırmak, korkutmak, rencide etmek, şantajla istediğini yaptırmaya çalışmak ya da istenilmeyen mesajları ısrarla mağdura göndermek şeklinde olabilmektedir. Bu davranışlar daha çok pornografik ve cinsel içerikli resim ya da mesajların gönderilmesi, mağdurun etnik kökeni, dini, cinsiyeti, cinselliği, sosyal ve ekonomik durumu ya da diğer özellikleriyle ilgili nefret söylemi içeren paylaşımlar yapılması, mağdurun elektronik ortamda hareketlerinin takip edilmesi, elektronik hesaplarının şifresinin kırılması, mağdur adına sosyal medya platformlarında sahte hesaplar açılarak kullanılması, kişiye ait verilerin başkaları ile  paylaşılması ve bu eylemlerin ısrarla tekrar edilmek suretiyle sürdürülmesi şeklinde kendisini gösterir.

Dijital ortama bağımlılık ile siber zorbalığa maruz kalma doğru orantılıdır. Bu açıdan bakıldığında çocuk ve gençlerin internet ve sosyal medya kullanımının fazlalığı, siber zorbalığa maruz kalma ihtimallerini artırmaktadır. Siber zorbalığa maruz kalan mağdurlarda depresyon, özgüven eksikliği ve intihar eğilimi görülmektedir. Siber zorbalığın bu yıkıcı gücünü daha açık bir şekilde kavrayabilmek için klasik zorbalıkla aralarındaki farklara değinmek yerinde olacaktır. Klasik zorbalıkta fail ve mağdur yüz yüze olup mağdurun daha çok vücut bütünlüğü ve sağlığı tehdit edilmektedir. Siber zorbalıkta ise tam aksine zorbalık, bilişsel ortamda yapıldığından mağdur ve fail yüz yüze gelmemekte ve çoğunlukla mağdurun ruhsal durumu hedef alınmaktadır. Klasik zorbalıkta delil çeşitliliği siber zorbalığa kıyasla daha az olup genelde olayın delili görgü şahitleriyken siber zorbalıkta mesajlar, fotoğraf, video ve ses kayıtları delil niteliğindedir. En tehlike teşkil eden fark ise, klasik zorbalıkta fiilin işlendiği yer ve zaman belirliyken siber zorbalıkta fiil bilişsel ortamda gerçekleştirildiğinden zaman ve mekanın önemi olmaması mağduru 7/24 siber zorbanın hedefine koymaktadır. Siber zorbaların bilişsel ortamları özellikle tercih etmesinin nedeni kolaylıkla kimliklerini gizleyebilmeleri, diledikleri kimliklere bürünebilmeleri veya tamamen anonim kalmaları ve aynı zamanda istedikleri zaman bilişsel alanlardaki varlıklarını sona erdirebilmeleridir. Gelişen teknolojinin kullanıcılara sağladığı kolaylıkların, kötü niyetli kişiler tarafından tam da bu kolaylıklardan istifade edilerek kullanıcıların ruhsal durumunu tehdit etmeye yönelik kullanılması durumun vahametini ortaya koymaktadır.

2.Dünyadan Siber Zorbalık Örnekleri Ve Önemli gelişmeler

ABD’nin bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki büyüklüğü ve öncülüğü, teknolojik gelişmelerin sosyal hayat üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri ilk olarak görmesini sağlamıştır. Siber zorbalık konusunda da ülke ilkleri yaşamış ve olaylar neticesinde konuyla ilgili birtakım hukuki düzenlemeler yapmıştır.

Örneğin, Ryan Halligan (1989-2003) anlık mesajlaşma sisteminin kullanılmasıyla hakkında gay olduğu haberlerinin yayılması sonucu 7 Ekim 2003 tarihinde intihar etmiştir. Bu olay sonucunda “Vermont’un İntiharı Önleme Yasası” (Vermont’s Suicide Prevention Law) 2006 yılı Nisan ayında kabul edilmiştir.

18 yaşında olan Jessica Logan erkek arkadaşına kendi rızasıyla çıplak fotoğraflarını göndermiş ve yaşanan ayrılık sonrası erkek arkadaşı bu görüntüleri Facebook ve Myspace ortamında paylaşmıştır. Yaşadığı psikolojik baskı nedeniyle Jessica Logan intihar etmiş ve bunun üzerine 2012 yılı Şubat ayında Ohio eyaletinde “Jessica Logan Yasası” kabul edilmiştir.

ABD’de siber zorbalıkla ilgili en çok tartışılan ve gündemde kalan olay ise Megan Meier’in intihar olayıdır. Kendi içerisinde birçok ilki barındıran ve ABD’de de siber zorbalık konusunda dönüm noktası olan bu olay sonrası birçok sosyal sorumluluk projesi geliştirilmiş, siber zorbalıkla ilgili bilgi veren internet siteleri ve online çağrı merkezleri kurulmuştur. Ayrıca siber zorbalıkla ilgili yasa boşluğunu doldurmak amacıyla “Megan Meier Siber Zorbalığı Önleme Yasası” (Megan Meier Cyberbullying Prevention Act) isimli yasa teklifi hazırlanmış ancak bu yasa ifade hürriyetini engelleyip engellemeyeceği açısından tartışmalara neden olmuştur.

Kanada ise siber zorbalık konusunda kapsamlı şekilde yasal düzenleme yapan ülkelerden biri olup Manitoba Eyaleti Meclisi’nde 10 Temmuz 2013 tarihinde “Siber Zorbalığı Önleme Yasası”nı kabul etmiştir.

Ülkemizde ise siber zorbalıkla ilgili taraf olunan uluslararası sözleşmeler vardır. Örneğin “Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi” 10 Kasım 2010 tarihinde Strasbourg’da Türkiye tarafından da imzalanıp 22 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ayrıca iç mevzuatımızda siber zorbalık eylemini doğrudan veya dolaylı olarak düzenleyen hükümler mevcuttur.

3.Popüler Siber Zorbalık Türleri

a)Sahte Hesap (Troll Hesap)

Bu siber zorbalık türü, mağdurun adı-soyadı, fotoğrafı, doğum tarihi gibi kişisel verilerini kullanarak sosyal medya platformlarda hesap açılması suretiyle gerçekleştirilir. TCK m.135’e göre; “Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.” Anılan madde hükmünden de anlaşılacağı üzere herhangi birisi adına açılmış sahte hesap suç teşkil edecektir. Ayrıca Anayasamızın 20. Maddesinin 3.fıkrasına göre; “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. ”Bu hak kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme hakkını kapsadığından mağdur sahte hesap açılması durumunda bu düzenlemelerden yararlanabilecektir.

b)Siber Takip (Cyber Stalking)

Oldukça yaygın bir diğer siber zorbalık türü ise “Cyber Stalking” olup dilimize “Israrlı Takip”, “Siber Takip” olarak çevrilmiştir. Stalk eylemini gerçekleştiren kişiye ise “stalker” denir. Stalker, kişinin bilişsel alanlarda veya sosyal medya platformlarındaki hareketlerini rahatsız edici veya korkutucu şekilde uzun süre izleyen kişidir. Stalk yapmanın temel sebebi birisi hakkında fikir edinmektir. Tamamen bu sebeple yapılan stalk masumane bir eylemdir ancak baskı altına almak, suç işlemek amacıyla kişi hakkında bilgi edinmeye çalışmak ya da sapıklık derecesinde kişiyi takip etmek suç teşkil edecek boyuttadır. Teknolojinin bu denli geliştiği günlerde insanlar sosyal medya platformlarında gün içerisinde yaptıklarını anlık olarak paylaşmakta bu da kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilmektedir. Örneğin; hırsızlar, kişilerin sosyal medyada paylaştığı gönderilere göre evde olup olmadıklarını bilmekte ve böylece eylemlerini gerçekleştirmektedir. Siber takip, ülkemiz de dahil olmak üzere birçok ülkede doğrudan suç olarak düzenlenmemiştir. Bu konuda açıkça yasal düzenlemeler yapan ülkeler Almanya, Belçika, Danimarka, Hollanda ve İngiltere’dir.

4.Siber Zorbalık Konusunda Hukuki Yaptırımlar

Siber zorbalığa maruz kalınması durumunda mağdurun kişilik hakları ihlal edilmiş olacaktır. Örneğin, kişinin rızası dışında fotoğraflarının sosyal medya hesaplarında paylaşılması ya da kişiye yönelik hakaret içeren paylaşımlar yapılması gibi eylemler kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Söz konusu durumda, TMK m.24’e göre “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.” Ayrıca, TMK m.25’e uyarınca “Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Anılan kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere mağdur kişilik hakkına yönelik saldırı tehlikesi olması durumunda “Önleme Davası”, saldırı devam etmekteyse “Durdurma Davası” ve son olarak saldırının sona ermesi durumunda da “Hukuka Aykırılığın Tespiti Davası” açabilmektedir. Ayrıca “Unutulma Hakkı” kapsamında, internet ortamında kişilerin yaşamını olumsuz şekilde etkiyecek gönderilerin silinmesi, kaldırılması da talep edilebilmektdir. Mağdurun özel hayatının gizliliğini ihlal eden paylaşımların yapılması halinde ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna başvurarak söz konusu paylaşımların erişime engellenmesi kararı sulh hakimi tarafından verilmektedir.

Siber zorbalık eylemiyle, kişilik haklarının ihlal edilmesi haksız fiil teşkil edeceğinden TBK m.58 uyarınca, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” Belirtmek gerekir ki bahsedilen manevi tazminatın alınabilmesi için eylemin hukuka aykırı olması, bu eylemle uğranılan zarar arasında nedensellik bağının ve son olarak kusur şartının da bulunması zorunludur. Sayılan bu şartların varlığı halinde manevi tazminat ödenmesine karar verilecektir.

Sonuç

Gelişen dünyada, özellikle bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki hız kesmeyen yenilikler hayatlarımızı kolaylaştırırken birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. İnternet ve sosyal medyanın kitlesel bir boyut kazanması sebebiyle bu alanlardaki olumsuzlukların da etkisi yine kitlesel olacaktır. Ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok ülkede, bilişsel alanlardaki suçlar bakımından etkili düzenlemeler maalesef mevcut değildir. Siber zorbalık gibi yıkıcı etkisi bulunan bilişsel alanlardaki suçlar doğrudan yaptırım altına alınma ve etkili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Teknolojik alandaki baş döndürücü gelişmelere hukuki olarak ayak uydurmalı ve dijital dünyadaki ihtiyaçlara geç olmadan cevap vermeliyiz.

Yazar: Av. Pınar GÜLER

Bilişim suçları kategorisindeki diğer yazıları bağlantıdan bulabilirsiniz.

Ayrıca “Siber Güvenlikte Devletlerarası Siber Saldırı Sorunu” isimli yazıyı da bağlantıdan okuyabilirsiniz.

KAYNAKÇA

YETİM, Servet (2015) “Siber Zorbalık, Türkiye ve ABD Karşılaştırması” TBB Dergisi (120): 326-378

KORKMAZ, Ali (2016) “Siber Zorbalık” Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Uluslararası Hakemli Dergisi XXIV (2): 74-85

CİBOOĞLU, Atay (2020) “Siber Zorbalık” İstanbul Barosu Dergisi XCIV (2): 145-159

BAŞTÜRK, Emel (2020) “Çevrimiçi Riskler ve Siber Zorbalık” Elma Yayınevi